`OKU` İlk görevimiz, Allah`ın ilk emrine uymaktır..

Dinimiz İslam’ı öğrenmenin yolu: Tek kaynağımız, kılavuzumuz, ışığımız

KUR’AN’ I okumaktır.
Dinimizi öğrenmek istiyorsak bildiğimiz dil ile yani Türkçe çevirileri, mealleri okumalıyız.
Ancak bildiğimiz dilden okursak Kur’an’ı, dinimizi anlar, öğrenebiliriz..

Resul’de şöyle der: Ey Rabbim benim toplumum bu Kur’an’ı terkedilmiş-dışlanmış halde
tuttular.. (Furkan-30)
Mahşer günü peygamberimizin bu şekilde şikayetçi olacağı kullardan olmayalım..
Kur’an’ı dışlayıp beşer ürünü kitapları, sözleri dinimizin kaynağı kabül etmeyelim.
Kur’an’ı terk etmeyelim, O’nu okuyalım. İslam’ı, Allah’ın emir ve yasaklarını öğrenelim..
İngilizce bilmediğini bildiğimiz bir arkadaşımızın elinde okumaya çalıştığı ingilizce yazılmış bir kitap olduğunu görsek ne düşünürüz. ? Bu davranışa bir anlam verebilirmiyiz. ?
Kur’an’ı, arapça biliyorsak orjinalinden, arapça bilmiyorsak bildiğimiz dil olan Türkçe
çevirisinden-mealinden okumalıyız. Allah’ın istediği şekilde inceden inceye, derin derin
düşünerek okumalıyız..
Kur’an’ı- meali-çevirisini bir kez bile olsa okumamış sanırım çok sayıda müslüman vardır.
Bu çok önemli bir eksikliğimizdir. Kur’an’ı en az bir kez hatta bir çok kez okumalıyız.
Dinimizi, İslam’ı, Allah’ın emir ve yasaklarını öğrenmeliyiz..
Meal – çeviri, orjinalinin aynisi olamayacağı için,
Kur’an, Türkçe mealden okunursa sevabı olmazmış,
Türkçe meal okunarak hatim indirilemezmiş,
gibi anlamsız safsatalara itibar etmemek gerekir..

Kur’an’nın arapça telaffuzunun latin harfleriyle yazılması da bir çeviridir..
Kur’an’nın latin harflerine çevrilerek yazılan telaffuz çevirileri ne kadar orjinale yakınsa
Türkçe mealleri de en az o kadar orjinale yakındır.
Şunu unutmamak gerekir. Kur’an Allah’ın koruması altındadır.
Hiç bir baba yiğit orjinal anlamının hilafında, anlamı ters yüz edecek meal yazamaz..
Allah ve İslam alemi onu asla affetmez. Kimse böyle bir şeye cesaret edemez..
Meallerde orjinalin özü değişmez. Ancak şu olabilir, öz-esas birbirinin ayni olmayan
kelimelerle ifade edilebilir.
Örnek: (Ali-imran-103) : Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp, bölünmeyin..
Bir başka meal şöyle olabilir: Hep birlikte Allah’ın ipine yapışın. Fırkalara bölünüp-parçalanmayın.
diğer bir meal şöyle olabilir: Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı tutunun, ayrılığa düşmeyin.

Bunlardan birinci sıradaki diyanetin, sonraki Yaşar Nuri Öztürk’ün sonuncusu
Elmalılı Hamdi Yazır’ın mealleridir. Görüldüğü gibi temelde bir anlam farkı yoktur..
Kur’an’a sarılmamız, başka kaynaklara tevessül edip ayrılıp, parçalanıp, bölünmememiz
bildirilmektedir..

Genel kabul gören kişi ve kurumların meal kitaplarında sorun olmaz.
Ancakkkk tefsir yani yorum- açıklama kitaplarına çok dikkat edilmeli.
Rivayetlerle, isnatlarla, uydurma hadislerle, mezhep yorumları-kabülleriyle yazılan tefsir
kitaplarından uzak durmalıyız..
Kur’an odaklı, bid’at tan, hurafeden, şirkten uzak, kafamızı karıştırmayacak,
dinimizi- Allah kelamını anlamamıza, öğrenmemize yardımcı olacak tefsir-açıklama kitaplarını okumalıyız..
Ayrıca Kur’an, açıklamayı – tefsiri de kapsadığını bizlere bildirmektedir..

İnanan kimseler için ayetleri açıklamışızdır.. (Bakara-118)
Biz sana Kur’an’ı ve en güzel açıklamayı- yorumu(ahsena tefsir) getirdik. (Furkan-33)
Rahman, Kur’an’ı öğretti.. (Rahman- 1-2)
O’nu-Kur’an’ı açıklamakta bize düşer.. (kıyamet-19)

İslam’ın tek kaynağı KUR’AN’a sahip çıkmak her müminin görevidir.

Kur’an OKU emri ile başlar. Allah’ın ilk emri ‘OKU’ dur.
Burada kastedilen hiç şüphesiz Kur’an’nın okunmasıdır.

Kur’an’ı, Kur’an’da bildirildiği gibi anlayarak, düşünerek okumak gerekir…

Her müminin ilk görevi, Allah’ın ilk emrine uymaktır…
`OKU`

Yazar : Vedat Akbaşak

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website