“O`NUN CAN DAMARINI KESERDİK“

Peygamber, müminlere kendi canlarından daha önce gelir.. (Ahzap-6)


Resullere düşen, açık bir tebliğden başkası değildir.. (Nahl-35)

Biz o gönderilen elçileri, müjdeciler ve uyarıcılar olmaktan öte bir şey
için göndermiyoruz.. Onlara şuna da söyle ‘ Ben size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben. Size ben bir meleğim de demiyorum.
Yalnız bana vahiy edilene uyarım ben. ’ (En’am- 48-50)

İnanmayanlara-sapmışa de ki: Ben uyarıcıyım. Hepsi bu.. (Neml-92)

Yemin olsun, kendilerine elçi gönderilenleri muhakkak hesaba çekeceğiz.
Gönderilen elçileri de mutlaka hesaba çekeceğiz.. (A’raf-6)

Eğer bize ait olmayan bazı lafları bizim sözlerimiz diye söyleseydi, yemin olsun onun sağ elini koparırdık. Sonra O`NUN CAN DAMARINI KESERDİK. Hiç kimse ona yardımcı olamazdı. (Hakka44-47)

Bu ayetlerden: Peygamberimizi kendi canımızdan, ailemizden daha çok sevmemiz, saymamız gerektiğini ve peygamberimizin görevinin: Kur’an’ı insanlara tebliğ etmek olduğunu anlıyoruz. Bizler için bir uyarıcı ve müjdeleyici olduğunu daha öte bir şey için gönderilmediğini… Peygamberimizin, melek olmadığını, gaybı bilmediğini, yalnız vahiy-Kur’an’a uyduğunu. Ahiret gününde peygamberimizin de hesaba çekileceğini, gönderilen dinin kapsamına, içeriğine karışamayacağını, peygamberin dinin kurucusu, sahibi olmadığını, peygamberin Allah’ın sözlerinden vahiyden başka bir söz söyleyemeyeceğini, iletemiyeceğini anlıyoruz, öğreniyoruz..

Dinimizin sahibi tek ilahımız Allah’tır. Peygamberimiz Allah’ın elçisidir, Allah’ın sözü olan Kur’an’ı tebliğ etmekle görevlendirilmiştir.. Hz. Peygamberimiz, Allah’ın sözlerini tebliğ ettiği-ilettiği, söylediği için, Peygambere itaat, Allah’a itaat etme anlamına gelir..

Ben inananlar için bir uyarıcı ve müjdeciden başkası değilim.. (Araf-188)

Kim peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur.. (Nisa-80)

Peygamberin üzerine düşen ancak tebliğdir.. (Maide-99)

Allah’a itaat edin, peygambere de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz bilin ki, elçimize düşen sadece apaçık bir tebliğdir.. (Maide-92, Tegabun-12)

Resule düşen açık bir tebliğden başkası değildir.. (Nur-54)

Peygamberler, Allah’ın söylemediği bir sözü Allah’a isnat etmezler. Onun içindir ki:
Hz. peygamberin sözüne, tebliğine uymak = Kur’an’a uymak = Allah’a uymaktır..

Allah, Kendisinin ve elçisinin dışında başka birine itaat edenlerin ise hüsrana uğrayanlardan-gühahkarlardan olacaklarını ve cezalandırılacaklarını bildirmektedir..

Kendiniz gibi bir insana itaat ederseniz, O takdirde mutlaka hüsrana uğrayanlar olursunuz. (Müminun- 34)

Gün olur, cehennemde şöyle derler: ‘Keşke Allah’a itaat etseydik, keşke resule itaat etseydik’. Ve derler ki: ‘Rabbimiz! Biz efendilerimize, büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar. Rabbimiz onlara iki kat azap ver, onları lanetle’… (Ahzap-66, 67, 68)

Bir dini, onun peygamberini dışlayarak anlamak, öğrenmnek mümkün değildir.
Ancak, peygamberler dinin kurucusu değildir. Allah’ın ortağı değil, elçileridirler..
Tevhid inancı gereği dinde hüküm koyma yetkisi yalnız Allah’a aittir.
Bu yetki peygamberler de dahil Allah’tan başka hiç kimse tarafından kullanılamaz..
Kur’an, peygamberleri münir-ışık tutucu- ışığı yansıtan olarak niteliyor.
Işığın-nur’un kaynağı Kur’an’dır, Allah’tır..

Ali-imran süresinin 79 ve 80. ayetlerinde peygamberlerin Allah’a eş olmadıkları, meleklerin ve peygamberlerin Rabler olmadıkları ve insanları yalnız Allah’a kulluk etmeye yöneltecekleri, Allah’a yaklaştıracakları bildirilmiştir..
Peygamberler; Allah’ın ilahi iradesini temsil eder. Üstün ahlakı, örnek kişilikleri ile Allah tarafından seçilen dini tebliğ eden elçilerdir. Tebliğ görevlerinin yanında dini konularda düşünce, yorumlarıyla ve yaşam şekilleriyle, uygulamalarıyla, sünnetiyle yaşadıkları dönemde ümmetlerine örnek ve önder olmuşlardır..
Peygamberimiz dini, hiç şüphesiz sadece Kur’an’ac bağlı olarak yorumlamış ve yaşamıştır. Bizler de dinimizi sadece Kur’an’a bağlı olarak yorumlar ve yaşarsak ayni zamanda peygamberimizin sünnetine de uymuş oluruz..
Sadece Kur’an’a bağlı kalmaz, dinimizi mezhep kabullerine veya diğer beşer unsurların yönlendirmelerine göre yaşarsak, peygamberimizin sünnetine uymamış oluruz..
Hz. Muhammed’e saygılı ve Kur’an’da emredildiği gibi O’na itaat eden müminler dini peygamberimizin yaşadığı gibi sadece Kur’an’a bağlı olarak yaşarlar.
Hz. Peygambere itaat O’na İsnat edilen yalanlara itaat etmek değildir..

Yazar : Vedat Akbaşak

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website