Allah Yolunda Gayret Göstermek

Allah Yolunda Gayret Göstermek

 

 

Türkiye’de din üzerine yapılan tartışmalar hep Türkiye nüfusunun %99’unun Müslüman olduğu ile başlar. Pek çok kez konu aslında bu % 99’un çoğunun kendilerini Müslüman olarak tanımladıklarına ancak ibadetler ile pek de haşır neşir olmadıklarına gelir dayanır. Yani bu tartışmalarda kendilerini Müslüman olarak tanımlayan kişiler ibadetlerini gözetenler ve gözetmeyenler olarak ikiye ayrılır. Yani dindarlık –Müslümanım demekten öteye geçen dindarlık- Allah’a, peygamberine, kitaplarına, meleklerine inandıktan sonra oruç tutmaya, namaz kılmaya ve hacca gitmeye indirgenir. Halk arasında ve geleneksel inançta İslam’ın beş şartı olarak ifade edilen bu gereklilikler aslında Kuran’da anlatılan İslam’ın yalnızca bir kısmını yansıtır. Yani Allah Kuran’da kullarından oruç tutmaktan, namaz kılmaktan, zekat vermekten ve hacca gitmekten fazlasını beklediğini söylemektedir.

 

“İnananların; özür sahibi olmaksızın oturanlarıyla, Allah yolunda malları ve canlarıyla didinip gayret gösterenleri aynı değildir. Allah, malları ve canlarıyla yoğun gayret gösterenleri oturanlara derece bakımından üstün kılmıştır. Allah hepsine güzellik vaat etmiştir ama yoğun gayret gösterenleri, çok büyük bir ödülle, oturanlardan üstün kılmıştır. ” (4 Nisa Suresi – 95) 

Yukarıda bahsi geçen ibadetler tabi ki Kuran’da geçmektedir ve dolayısıyla bir müminin hayatında çok önemli yere sahiptir. Ancak, yukarıdaki ayet açıkça belirtmektedir ki bir müminden beklenen bunlardan çok daha fazlasıdır. Mümin Allah yolunda gayret göstermelidir. Allah oturan müminler ile çalışıp didinenlerin Allah katında eşit olmayacağını belirtirken müminlere kendi yolunda çabalamayı öğütler. Allah yolunda çabalamak demek hem malını hem canını Allah yolunda harcamak demektir. Bu ifade müminlerin maddi olanaklarını da vakitlerini ve enerjilerini de Allah yolunda harcamaları demektir. Herkes Allah yolunda en çok nasıl faydalı olabileceğini en iyi kendisi bilir. Kimisi çok güzel kitaplar, yazılar yazar kimisi insanlara birebir Allah’ın dinini anlatır, kimisi internetteki tartışmaları ya da sahip olduğu sosyal iletişimi insanları Allah yoluna çekmek için kullanır.

Bu maalesef müminler tarafından pek de vurgulanmayan hatta genellikle göz ardı edilen bir boyut. Bunda Türk toplumuna hakim olan laiklik kavramının da etkisi büyük tabi. Güçlü bir laiklik anlayışının tanımlanmış olduğu Türkiye’de din özel alana hapsedilmiş, kamusal alanda yer alması olumsuz olarak değerlendirilmiştir. En dindar aileler bile çocuklarına namaz kılmalarını, oruç tutmalarını öğütlerken, başkalarına bu konuda karışmamalarını, iş ya da okul hayatında dini inançları üzerine tartışmamalarını da öğütlerler.

Oysa Allah’ın ayetleri son derece açık. Bir müminden beklenen ibadetleri yerine getirmenin yanı sıra Allah yolunda çaba sarf etmek, enerjilerini vakitlerini dizi izlemek, maç seyretmek, chat yapmak yerine Allah’ın dinini yaygınlaştırmak, insanları Allah’ın dinine çekmek için harcamalarıdır.

“İman edip hicret eden, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla didinenler derece bakımından Allah katında daha yücedirler. Kurtuluşa erenler de işte bunlardır. ”

(9 Tevbe Suresi -20)


Yazar : Yağmur

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website