Ey insanoğlu! Bu kadar ulu ve cömert olan Rabbine karşı bu gururun ne? (82:6) diye soruyordu maveradan bir ses. Bu sesin sahibi belki insanın iç derinliklerinde boğduğu, çıkmazlara soktuğu vicdanı, belki Cebrail belki de Yüce Rab olan Allah’tı. Peki insan Rabbine yani onu terbiye eden ve koruyan, ona rızık veren, onun ihtiyaçlarını karşılayan, keremi bol Rabbine karşı nasıl olur da
(daha&helliip;)
Ekşi Sözlük’te açılan başlıklara verdiğim cevapların birkaçını paylaşayım sizinle dedim. Sözlüğün formatı gereği bütün harfler küçük… Her entrymin altına da sözlükteki adresini verdim… Selam ve sevgiler ben prensip icabı sünnete karşıyım diyen çocuk müslüman çocuktur. yahudi gelenek ve uygulamalarını rededip bir müslüman hayatı yaşamayı istediğini belirten kişidir. islam dininde allah’ın yarattığı mükemmeldir ve durup dururken ameliyat edilemez: tın suresi
(daha&helliip;)
Zikir, hakikatin bilgisidir. Kur’an-ı Kerim ve diğer vahiyler de zikir/hakikatin bilgisinin bir tarafı mevcuttur. Diğer taraf ise, Allah’ın yarattığı kainattır. Biz ayetleri ikiye ayırıyoruz: 1-Vahiyle gelen kitaplardaki ayetler. 2-Kainattaki ayetler. Allah’ın yaratmış olduğu bu iki kitabın ayetleri birbiriyle tam bir uyum içindedir, aralarında asla çelişki yoktur. Allah’ın yarattığı ayetlerle, indirdiği ayetlerin bu uyumu bize hakikatin bilgisini(zikri) verir. Kur’an’da indirilen ayetler
(daha&helliip;)
“Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün” Felsefesinin İslama uyup uymadığını sorgulamaya davet etmek istiyorum sizi. . İslamla yeni tanışmış bir Müslüman adayı olarak Kur’an dan aldığım bakış açısı “Ne olursan ol içi dışı bir ol ” tutumunun asıl tavsiye edilen ve istenen bir bakış açısı ve Felsefe olduğudur. Herkese düşünce özgürlüğünü veren dünyadaki yegâne İnanç sistemi tabii
(daha&helliip;)
“Müslümanlarca kandil geceleri diye bilinen geceler; Rabiulevvel ayının onikinci gecesi olan Mevlid, Recep ayının ilk cuma gecesi olan Regaib, yine Recep ayının yirmiyedinci gecesi olan Mirac, şaban ayının onbeşinci gecesi olan Beraat ve Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi olan Kadir Gecesidir. Osmanlılar döneminde II.Selim zamanından başlayarak, minarelerde kandiller yakılarak duyurulup kutlandığı için “Kandil” olarak anılmaya başlamıştır. Yukarıda adı geçen gecelerin
(daha&helliip;)
Adab-ı muaşeret, görgü kuralları demektir. Her nedense görgü kuralları denince akla ilkin çatal bıçağı hangi elle tutmak, ağız açık şekilde yüksek sesle gülmemek, esnerken sol elle ağzını kapatmak, sokakta yürürken yere tükürmemek, çöp atmamak gibi basit günlük olaylar gelir. Oysa adab-ı muaşeret bir toplumun uygarlık düzeyini, medenileşme ölçeğini gösterir.İnsanlar sosyal varlıklardır. Bir toplum içinde hayatlarını devam ettirirler ve o toplumun
(daha&helliip;)
Çocukların din adına sünnet ettirmek sapkınlıktır, şirktir, kendini ve Kur’anı bilmezliktir, ondan uzaklaşmaktır, peygamberimize iftiradır, Allah’ın hükmüne ortaklıktır, şeytanın ayak izini takip etmektir, düşünmeden yapılan bir gelenektir, Yaratılışı değiştirmektir…… Kur’an da hiç geçmediği halde geleneksel uygulamaları din diye devam ediyorsanız , peygamberler dönemindeki geleneklerinden ve putlarından vazgeçmek istemeyen cahillerden ne farkınızın olduğunu söyleyebilir misiniz? Çünkü siz din adına yaptığınız şeyleri Kur’an da olup olmadığına bakmıyorsunuz,
(daha&helliip;)
Ehli sünnetçiler Kuranı terk ettiklerinden, alimlerine Kuran hakkında en temel soruları sorduğunuzda bile size aptal aptal baktıklarını göreceksiniz. Düzinelerce ayet referans verdiğimiz halde, bu ayetler ehli sünnetçiler çok yabancı gelmektedir. Neden? Çünkü bunlar hiç bir zaman bu ayetlerin gerçek anlamlarına dikkat etmemişlerdir. Onun içindir ki Allah Resulü KIYAMET gün bu şikayette bulunacaktır. Furkan 30: Peygamber der ki: Ey Rabbim!
(daha&helliip;)