DİN; NAMAZ, ORUÇ VE ÖRTÜNMEKTEN Mİ İBARETTİR?

 

Küçük yaşlardan itibaren halk arasında “Din; namaz, oruçtan ibaret değildir“, “Din sadece örtünmek değildir” sözlerini çokça duymuşumdur. Bu sözü duyduğum kişiler genelde namaz kılmayan, oruç tutmayan veya buna benzer ritüelleri veya emir ve yasakları yerine getirmeyen kişilerdir. Bu kişiler bu sözleri genelde kendi eksikliklerini kapatmaya çalışma, etrafındaki insanlara karşı kendini dinen iyi gösterme, en kötüsü kendini kandırma amacıyla söylemektedirler. Şöyle ki bu kişiler namaz, oruç, örtünme, hac gibi emirleri yerine getirmeseler de Allah’a ve ahiret gününe inandıklarını, hırsızlık yapmadıklarını, insanların hakkını yemediklerini, yardım sever olduklarını ve insan ilişkilerindeki benzeri olumlu tavırları nedeniyle namaz kılmasa da oruç tutmasa da dinen iyi bir insan olduklarını hatta cenneti hak ettiklerini savunmaktadırlar. İnsanlara iyi davranma, hırsızlık yapmama gibi insanlar arası ilişkilere yönelik eylemler dinin emri olmakla beraber namaz, oruç gibi ibadetler de dinin açık emirleri olduğu için bu insanların bahsettiğim yaklaşımlarını hep yadırgamışımdır.

Bu yazıda bahsetmek istediğim insan tipi ise yukarıdaki paragrafta bahsettiğim insan tipi değil tam tersi olacak. Yani evinde olsun, iş yerinde olsun, dışarıda olsun namaz kılan, oruç tutan, hacca ve umreye giden, kendi inancı doğrultusunda örtünmeye çalışan hatta insanlara dini konularda vaaz eden ancak bu ritüellere sıkı sıkıya bağlı olmasına rağmen insanlarla ilişkilerde Kuran’daki açık ayetlerden haberi olmayıp ya da haberi olmasına rağmen beraberindeki ya da emri altındaki insanlara adaletsiz davranan, başkalarının hakkına giren, kamu malına göz diken, insanlara tepeden bakan, kendisi dışındaki insanların fikirlerine önem vermeyen kişiler olacak. Bu kişilerin düştükleri temel hatalar, eksikliklerden dört tanesine ilişkin Kuran ayetlerini ve bu ayetlerdeki emir ve yasakları kısaca sunmak istiyorum.

Adalet

4 – Nisa Suresi – 58. Şu bir gerçek ki, Allah size emanetleri, onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah size bu şekilde ne güzel öğüt veriyor. Allah Semî’dir, çok iyi duyar; Basîr’dir, çok iyi görür.

60 – Mümtehine – 8. Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Allah, adaleti ayakta tutanları sever.

5 – Maide Suresi – 8. Ey iman edenler! Adalet ve dürüstlüğün tanıkları olarak Allah için kollayıp gözetleyenler olun! Bir topluluğun çirkinlik ve kötülüğü sizi adaletsiz davranmaya asla itmesin. Adaletli olun! Bu, takvaya/korunup sakınmaya daha uygundur. Allah’tan sakının. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.

 

Yukarıdaki ayetler Allah’ın inananlara adaletli davranmayı nasıl açıkça emrettiğini gösteriyor. Hem de sadece bizler gibi inanan kişilere değil inanmayanlara, beğenmediğimiz, sevmediğimiz topluluklara veya toplumsal gruplara, dünya görüşü, inancı, mezhepi, dini, ideolojisi bizle aynı olmayanlara da.

Kul hakkı, hırsızlık, kamu malı

 

2 – Bakara Suresi – 188. Mallarınızı aranızda haksız ve uydurma yollara başvurarak yemeyin; bilip durduğunuz halde insanların mallarından bir kısmını günaha saparak yemek için onları yargıçlara aktarmayın.

4 – Nisa Suresi – 29. Ey inananlar! Mallarınızı aranızda bâtıl bir yolla/tutarsız bahanelerle yemeyin. Kendi hoşnutluğunuzla gerçekleşmiş bir ticaret olursa başka. Kendi canlarınıza kıymayın/intihar etmeyin. Hiç kuşkusuz, Allah, size karşı çok merhametlidir.

3 – Ali İmran – 161. Bir peygamberin emanete hıyanet etmesi/kamu malından aşırması olacak şey değildir. Her kim hıyanet eder, kamu malından bir şey aşırırsa, aşırdığını kıyamet günü yüklenip getirir. Sonra her benliğe; kazandığı tam olarak ödenir. Hiç birine zulmedilmez.

 

Yukarıdaki ayetlerde ve başka Kuran ayetlerinde de açıkça belirtildiği gibi inananların gerek kamunun gerekse birbirlerinin hakkını yemeleri, hırsızlık yapmaları Allah tarafından açıkça yasaklanmıştır.

Alçak gönüllülük, kibirden sakınma, yumuşak kalplilik

 

31 – Lokman Suresi – 18. “Kibirlenerek insanlardan yüzünü çevirme, yeryüzünde kasılarak yürüme. Çünkü Allah, kurula kurula kendini övenlerin hiçbirini sevmez.”

3 – Ali İmran Suresi – 159. Allah’tan bir merhamet/bir sevgi sayesindedir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba-saba, katı yürekli olsaydın senin çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde bağışla onları, af dile onlar için; iş ve yönetim korusunda da onlarla şûraya git. Bir kez azmettin mi de artık Allah’a güvenip dayan! Allah, tevekkül edenleri sever.

 

Yukarıdaki ayetlerde gerek tüm inananlara gerekse peygamberimize insanlara yumuşak davranma, merhamet ve sevgi gösterme, alçak gönüllülük övülür ve emredilir. Unutmayalım ki Kuran’da başka ayetlerde de Allah’ın ayetleri ile alay edilen durumlarda bile ya ortamın terk edilmesi ya da yüz çevrilmesi emredilir. Dahası bir başka ayette de inanmayanların Allah’tan başka taptıklarına kötü söz söylenmemesi, onların da Allah’a kötü söz söylemesini engellemek amacıyla istenir. Yani savaş durumu dışında insanlarla düzgün ve yumuşak bir üslupla iletişim kurulması tavsiye edilir.

Danışma

 

3 – Ali İmran Suresi – 159. Allah’tan bir merhamet/bir sevgi sayesindedir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba-saba, katı yürekli olsaydın senin çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde bağışla onları, af dile onlar için; iş ve yönetim korusunda da onlarla şûraya git. Bir kez azmettin mi de artık Allah’a güvenip dayan! Allah, tevekkül edenleri sever.

42 – Şura Suresi – 38. Rablerinin çağrısına cevap verirler, namazı/duayı yerine getirirler. İşleri/yönetimleri, aralarında bir şûra’dır. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak ederler.

 

Yukarıdaki ayetlerde de gerek dini ve politik lider olan peygamberimize insanlarla iş ve yönetim konusunda insanlarla fikir alış verişi tavsiye edilirken diğer yandan da inananların özellikleri sayılırken işlerinin aralarında danışma ile olduğu ifade edilir. Bir müslüman gerek bireysel hayatında gerekse başka insanların sorumluluğunu aldığında “Her şeyi ben bilirim, ne istersem yaparım” zihniyetiyle hareket etmemelidir. Çevresindeki insanlarla fikir alış verişi yapmalı, beraberce karar almaya özen göstermelidir.

Konu ile ilgili gerek alt başlıklar gerekse yukarıda değindiğimiz alt başlıklarla ilgili ayet ve yorumlar çoğaltılabilir. Burada vurgulamak istediğim namaz, oruç, hac gibi ritüeller yani doğrudan Allah’a karşı yükümlülüklerimiz ne kadar Allah’ın dininin bir parçası ise insanlarla ilişkilerimize ilişkin emirler, insanlara karşı yükümlülüklerimiz de o kadar Allah’ın dininin bir parçası dolayısıyla Allah’a karşı yükümlülüğümüzdür. Bu nedenle gerek kendimizi gerekse etrafımızdaki insanları veya toplumun önde gelen insanlarını ahlaki, dini açıdan değerlendirirken bu durumu gözden kaçırmamalıyız. Ahirette mutluluğa giden yol, Allah rızası için gidilen yol gerek namaz, oruç gibi ibadetler olmadan gerekse aile ve toplumsal hayata ilişkin uygulanması gerekenler olmadan eksik kalacaktır.

 

16 – Nahl Suresi – 90. Şu bir gerçek ki Allah; adaleti, iyi ve güzel davranmayı, akrabaya vermeyi emreder. Tüm pisliklerden/edepsizliklerden, kötülükten, azgınlık-doymazlık ve kıskançlıktan yasaklar. Düşünüp ibret alırsınız ümidiyle size öğüt veriyor.


About the Author
Author

Comments (2)
Leave a reply

Name (required)

Website