Öğrenme metodu, her şeyin başında gelmelidir. Elimizdeki eylem araçlarını nasıl işe yarar hale getireceğimizi öğrenmezsek, kaçınılmaz olarak değerlerini kaybederler. Bir şeye ancak doğru bir yöntemle yaklaşırsak o şeyi çözümleyebiliriz. Alak suresi bu anlamda, insana mükemmel bir yol haritası çiziyor. Muhteşem bir manifesto!
Rabb, insana öğrenme sürecini aşama aşama öğretiyor. Rab’den nasıl öğreneceğiz? Neler yapacağız?
1-Öğren-ilet
oluşturan Rabbinin adına
IKRA ile başlıyor ayetimiz. Ikrayı oku diye çevirmek anlamın daralmasına yol açıyor.
Ikra, karae kökünden gelir. Karae, “devenin hayız kanının toplanması ve dışarı
çıkmasıdır”. Kelimenin bu anlamı dikkate alındığında Ikra ile şöyle bir mesaj
veriliyor: Zihnimizdeki bağlantıları kuracağız, Rabbin öğrettiği bilgileri
öğreneceğiz, içselleştireceğiz, aktaracağız.
NOT: Kur’an kelimesi de ikra ile aynı kökten gelir. Mesela Kur’an kelimesi, Rahman suresinin ilk ayetlerinde ilginç bir sıralamada yer alır:
O, Rahmandır.
Kur’an’ı öğretti.
İnsanı yarattı.
Ona beyanı öğretti. (Rahman 1-4)
Allah, önce Kur’an’ı öğretiyor sonra insanı yaratıyor. İnsan, içindekilerle ve öğrendikleriyle beyan ediyor. Öğretip ileten varlığın oluşumu anlatılıyor.
Peki ikra
emrini nasıl yerine getireceğiz?
“Rabbin adıyla…”
Rabb, “bir varlığı belirlediği hedefe aşama aşama götürmek için koruyup gözeten,
yönlendiren kudret”tir.
Rabb, bizi
terbiye edendir, öğreticimizdir. Yani öğrenirken, Tanrı’yı referans alıp
öğrenmemiz emrediliyor. Senin öğreticin O!
Keza Allah, Kur’an’da kendini “Alemlerin Rabbi” diye tanıtıyor. Bu tabirle,
varlığın ve oluşun Yaratıcı tarafından şuurlu bir biçimde gözetlenip
denetlendiğine dikkat çekilmiş oluyor.
2- İnsanı
alaktan “oluşturdu”.
Alak kelimesi, bize hem maddi hem manevi yönden mesaj veriyor. Alak’ın kelime
anlamı, “bir şeyi sıkıca tutmak, yakalamak”tır.
Bunun yanında, “yavrusuna sevgi ve şefkat gösteren, onun yanından ayırmayan ve bu şekilde ona bağlılık gösteren dişi deve” manası da vardır.
Bu anlamlar dikkate alındığında alak kelimesi, hem embriyoya hem de rahimdeki sevgi bağına işaret ediyor.
Yani, halakel insane min alak: “O insanı embriyodan oluşturdu./O insanı sevgi ile ahlaklandırdı.”
Sevgi ile oluşturulan insan… Sevgi, zorbalığın düşmanıdır. Allah, insana fıtraten sevgiyi bahşediyor ki insan, öğrenmeyi zorbalıkla değil, sevginin içten gelen etkisiyle yapabilsin. Zorla, sıkılarak değil, severek, isteyerek öğrenebilsin… Zira, sevgi ile yapılan tüm eylemler kuşkusuz ki çok daha faziletlidir.
3- Rabbin
sonsuz Kerem sahibidir.
Ardından, çok güzel bir vaat…
Yani, sen öğren, Rabbin için öğren. Sen öğrendikçe, Allah seni boş çevirmeyecek
sana rahmet verecek, bol nimet verecek, ilmini artıracak. Çünkü O, ihsanı bol
olandır.
4- İnsana
kalemi kullanmayı öğretti.
Tüm bunları yaptın, hala öğrenmeye devam ediyorsun. Bağlantıyı kurdun ama
öğrenme sürecinin en önemli parçasını unutma: öğrendiklerini kaydet!
Kalemi sembolik olarak düşünebiliriz. Rab’den öğren, öğrendikçe kaydet. Kaydet
ki bağlantıyı kur, içselleştirebil; kaydet ki aktarabil…
5-İnsana bilmediğini öğreten
Senin fıtraten sahip olduğun bilgilerin olduğu gibi, tecrübeyle, sonradan elde edebileceğin bilgiler de var. Ne zaman bir şey öğrenirsen, bil ki onu Rabbin öğretti sana. Vesilelerin de Rabbi olan Allah, güzel vesilelerle öğretti sana bilmediğini. Şimdi sana düşen, öğrendiğin her bilgide bunu sana öğreteni anmak, şükretmek ve asla kibirlenmemek.
6-7 Gerçek
şu ki, insan fütursuzca azar, kendini yeterli gördüğünde.
Bir şeyler öğrenip kaydettin yavaş yavaş. Bildiğini düşünüyorsun. Ama hayır,
kendini yeterli görme! Öğrenmenin hiç bitmeyen bir süreç olduğunu bil. Hiçbir
zaman “oldum” deme! Zaten insan da olmuş bitmiş bir varlık değil, olmakta olan
bir varlık. Daima bu öğrenmeyi aktif tutarak, kendini geliştir.
8- Oysa, herkes eninde sonunda Rabbine dönecektir.
Rab, aşama aşama öğretti. Süreçlerden geçtin ve aşamanın sonu… Dönüş yalnız
O’na.
Rabbini referans alarak öğrendin mi? Öğrendiklerini ne kadar içselleştirdin? Ne
kadar doğru kaydedebildin? Ne kadar aktarabildin? Bunu yaparken Allah’a karşı
sorumluluk bilincinde miydin?
Şüphesiz ki en doğrusunu Allah bilir.
Yazar: yalınayaksokrates