Kuran’da Şirk…

Şirk : Allah’a zatında, sıfatlarında, ibadet veya mülkünde ortağı bulunduğuna itikat etmektir..!

KUR’AN 7 ÇEŞİT ŞİRKTEN BAHSETMEKTEDİR

1-DUADA ŞİRK :

Allah’tan başkasından, peygamberler veya evliyalardan; rızık, şifa, ya da buna benzer şeyler talep ederek dua etmektir.

-Şüphesiz mescitler, (yalnızca) Allah’a aittir. Öyleyse, Allah ile beraber başka hiç bir şeye (ve kimseye) kulluk etmeyin (dua etmeyin, tapmayın).
(Cin 18)

-De ki: “Ben kesinlikle Rabbime dua ederim ve hiçbir şeyi de O’na ortak koşmam.”
(Cin 20)

-DE Kİ: “O’nunla beraber [tanrısal güçlere sahip olduğunu] zannettiğiniz [varlıkları] çağırın bakalım; sizden bir darlığı gidermeye ya da onu [başka bir yere] yansıtmaya güçlerinin olmadığını [göreceksiniz”].
(İsra 56)

-Allah’tan başka; sana ne fayda, ne de zarar veremeyecek olan şeylere yalvarma! Eğer böyle yaparsan, o takdirde sen muhakkak zalimlerden olursun.
(Yunus 106)

-Eğer Allah sana bir zarar dokundursa onu, yine O’ndan başka kaldıracak yoktur ve eğer sana bir hayır dilese, O’nun keremini de geri çevirecek yoktur. Hayrını, kullarından dilediğine verir. O, bağışlayandır, esirgeyendir.
(Yunus 107)

-Allah’tan başka yalvardıkları (tanrılar), hiçbir şey yaratamazlar, zaten kendileri yaratılmaktadırlar. Onlar ölüdürler, diri değildirler. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler.
(Nahl 20,21)

-Allah’tan ayrı olarak kendisine ne zarar, ne de yarar veremeyen şeylere yalvarır. İşte (doğru yoldan) uzak(lara) sapma budur!
(Hac 12)

-Ve işlerin için uğraş verirken, yalnızca Rabbinden iste.
(İnşirah 8)

-Ve insana uğrunda çaba gösterdiği dışında bir şey verilmeyecektir.
(Necm 39)

-Şüphen olmasın ki [ey Muhammed,] Allah dilediğine işittirir, halbuki sen mezarlardaki ölüler gibi kalben ölmüşlere işittiremezsin.
(Fatır 22)

-Hakikati inkar edenleri ne kadar öfkelendirse de içten bir inançla yalnız Allah’a bağlanarak O’na dua edin.
(Mümin 14)

2-NİYET VE ARZUDA ŞİRK:

-Ey Muhammed! Hevasını-egosunu tanrı edinen kişiyi gördün mü? Onu, sen mi yola getireceksin?
(Furkan 43)

-Gördün mü heveslerini tanrılaştıranı? Allah onu bilgiyle saptırmış, kulağını ve kalbini mühürlemiş, gözlerini de perdelemiştir.
(Casiye 23)

-Ey insanlar, Allah’ın vaadi gerçektir; sakın dünya hayatı sizi aldatmasın, o aldatıcı, sizi Allah(ın affına güvendirmek sureti) ile aldatmasın.
(Fatır 5)

-Size verilen her şey dünya yaşamının geçici serveti ve cazibesidir. Allah’ın yanında olanlar ise, çok daha iyi ve süreklidir. Aklınızla düşünmez misiniz? (Kasas 60)

-Kimler dünya hayatını ve süsünü isterse onlara oradaki amellerin(in karşılığın)ı tam veririz ve onlar orada hiçbir eksikliğe uğratılmazlar. Ama onlar öyle kimselerdir ki ahirette onlar için ateşten başka bir şey yoktur ve yaptıklarının hepsi orada boşa çıkmıştır, amelleri hep batıl olmuştur!
(Hud 15,16)

-Kadınlardan, oğullardan, kantarlarca yığılmış altın ve gümüşten, salma atlardan, davarlardan ve ekinlerden gelen zevklere aşırı düşkünlük, insanlara süslü (cazip) gösterildi. Bunlar, sadece dünya hayatının geçimidir. Asıl varılacak güzel yer, Allah’ın yanındadır.
(Al-i İmran 14)

3-SEVGİDE ŞİRK :

Allah ile birlikte başkasını da Allah’ı sevdiği gibi ya da daha çok sevmektir.

-İnsanlardan kimi, Allah\tan başka eşler tutar, Allah’ı sever gibi onları severler. İnananlar ise en çok Allah’ı severler.
(Bakara 165)

4-İTAATTE ŞİRK :

Allah’tan başkasını Teşri ve hükümde ortak tutmaktır. Zira hüküm yalnızca Allah’a has bir haktır. Kim Allah’tan başkası için şeriat koyma hakkı tanırsa Allah’a isyan ile küfre girmiştir. Emir ve yasaklama hakkı sadece Allah’ındır.

-Neyiniz var, nasıl hüküm veriyorsunuz? Yoksa bir kitabınız var da bunları orada mı okuyorsunuz? İçinde istediğiniz her şeyi bulabileceğiniz (bir kitap)? Yoksa vereceğiniz her hükmün sizin [meşru hakkınız] olacağına dair Kıyamet Günü’ne kadar Bizi bağlayan sağlam bir vaat mi aldınız?
(Kalem 36, 37, 38, 39)

-Rabbinizden size indirilen bu Kuran’ın bildirdiklerine uyun. O’nu bırakıp da velilerin (evliyanın / kutsallık payesi verdiğiniz kişilerin) peşinden gitmeyin. Ne kadar az öğüt alıyorsunuz.
(Araf 3)

Veli: Yol gösteren, yardım eden, koruyan.

-Kendi asılsız uydurmalarını Allah’a yakıştıran ya da Allah’ın ayetlerini yalanlamaya kalkışan kimselerden daha zalim kim olabilir? Onlara [hayatta] nasip olarak her ne ki yazılmışsa kendilerini bulacaktır; ta ki, canlarını almak için elçilerimiz gelip [de]
onlara: “Hani, nerde Allah’tan başka çağırıp durduğunuz varlıklar?” diyinceye kadar. Ve [günahkarlar]: “Bizi yüzüstü bıraktılar!” diye karşılık verecekler ve [böylece], hakkı inkar eden kimseler oldukları konusunda kendi aleyhlerine tanıklık etmiş olacaklar.
(Araf 37)

-Hiç şüphesiz, benim velim Kitabı indiren Allah’tır ve O salihlerin koruyuculuğunu (veliliğini) yapıyor.
(Araf 196)

-Allah’a teşekkür edecekleri yerde, yardım göreceklerini umarak, Allah’tan başka ilahlar/aracılardan yardım beklerler. Oysa , yardım istedikleri o ilahların/aracıların onlara yardım etmeye güçleri yetmez; hatta tam tersi, kendileri onları korumak için nöbet bekleyen askerler gibidir.
(Yasin 74, 75)

-Ey Muhammed De ki, “Allah’ın dışında bağlandığınız ortaklarınızı gördünüz mü; onlar yeryüzünde neyi yaratmışlar bana gösterin?” Yoksa onların gökte bir ortaklıkları mı var? Veya biz onlara bir kitap verdik de, ondaki bir belgeye mi dayanıyorlar? Hayır! Nankörler birbirlerini aldatıcı sözlerle kandırmaktan başka bir şey yapmazlar.
(Fatır 40)

-Deki: “Biz, Allah’ın yerine bize ne faydası dokunan ne de zarar verebilen şeylere mi yalvaralım? Ve Allah bizi doğru yola ilettikten sonra topuklarımızın üzerinde gerisin geri mi dönelim? Tıpkı kendisini doğru yola çağıran arkadaşları [uzaktan] “Bizimle gel!” diye seslendikleri halde şeytanların ayartmasına kapılıp dünyevî zevkler peşinde körü körüne koşturan kimse gibi (mi olalım?)” De ki: “Şüphe yok ki Allah’ın rehberliği, yegâne rehberliktir ve biz, kendimizi bütün âlemlerin Rabbine teslim etmekle emir olunduk.
( Enam 71)

-Onlara: “Allah’ın indirdiğine uyun!” dense: “Hayır, biz babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız (onların yolundan gideriz)” derler. Şeytan onları alevli ateşin azabına çağırmış olsa da mı (babalarının izinde gidecekler)?
(Lokman 21)

-De ki:”Bana dini yalnız Allah’a halis kılarak, O’na kulluk etmem emredildi.”
(Zümer 11)

-Tağut’a kulluk etmekten kaçınan ve Allah’a yönelenlere müjde var.
Müjdele kullarımı.
(Zümer 17)

Tağut: Allah’ın indirdiği hükümlere muhalif olan ve onların yerine geçmek için hükümler icat eden her kişi ve kurum tağuttur.

-Allah tek olarak anıldığında ahrete inanmayanların içini sıkıntı basar. Allah’tan başkası anıldığı zaman hemen sevinir, mutluluk duyarlar.
(Zümer 45)

Kendi algılarını dinin tek ölçüsü olarak kabul eden bazı fanatik grup, cemaat ve tarikat mensupları da aynı durumdadır. “Yalnız Kuran yeter” derseniz size kinlenirler. Bir takım hazretleri de dine ortak ederseniz sizi “kardeş” diye bağırlarına basarlar.

-Hayır, yalnız Allah’a kulluk et ve şükredenlerden ol.
(Zümer 66)

– O nankörler benden ayrı olarak kullarımı kendilerine veliler yapacaklarını mı sandılar? Biz kafirlere cehennemi konak olarak hazırladık.
(Kehf 102)

– Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. O halde kulluk ve itaatte de daima Allah’a olmalıdır. Hal böyleyken tutup yine de Allah’tan başkasına mı saygı ve duyarlılık göstereceksiniz?
(Nahl 52)

– Yalnız O’na yönelin ve O’ndan korkun; namazı kılın ve (Allah’a) ortak koşanlardan olmayın. (O ortak koşanlardan olmayın ki onlar) Dinlerini parçaladılar ve bölük bölük oldular. Her parti kendi yanındakiyle sevin(ip övün)mektedir.
(Rum 31, 32)

-Hahamlarını ve rahiplerini Allah’tan ayrı rabler edindiler, Meryem oğlu Mesih’i de öyle. Oysa kendilerine yalnız tek Tanrı olan Allah’a ibadet etmeleri emredilmişti. O’ndan başka tanrı yoktur. O, onların ortak koştukları şeylerden münezzehtir.
(Tevbe 31)

-Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Yaşatan, öldüren O’dur. Sizin Allah’tan başka bir dost ve yardımcınız yoktur.
(Tevbe 116)

5-TASARRUFTA ŞİRK

Bu peygamberlerin ve ya evliyaların kainatta ve ahrette tasarruf kudretleri olduğuna inanmaktır.

-İyi bil ki, halis din yalnız Allah’ındır. O’ndan başka veliler edinerek: “Biz bunlara, sırf bizi Allah’a yaklaştırmaları için tapıyoruz,” diyenler(e gelince): Şüphesiz ki Allah, onlar arasında, ayrılığa düştükleri konuda hükmünü verecektir. Allah, yalancı, nankör insanı doğru yola iletmez.
(Zümer 3)

-O (Allah) ki gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları altı günde yarattı; sonra Arş\a istiva etti. Sizin, O’ndan başka bir dostunuz, şefa’atçiniz yoktur. Düşünüp öğüt almıyor musunuz?
(Secde 4)

-Ortak koşucular, kendilerine destek olsunlar diye Allah’ın yanında ilahlar edindiler.
(Meryem 81)

-Gerçek şu ki , sen her sevdiğini doğru yola yöneltemezsin; fakat Allah’tır, [yönelmek] isteyeni doğru yola yönelten; ve yine O’dur, doğru yola girecek olanları en iyi bilen.
(Kasas 56)

-İşte uyulanlar, uyanlardan uzak durdular; azabı gördüler, aralarındaki bağlar kesildi. Uyanlar, şöyle dediler; “Ah keşke bir daha dünyaya gitmemiz mümkün olsaydı da şimdi onların bizden uzak durdukları gibi biz de onlardan uzak dursaydık!” Böylece Allah, onlara işledikleri bütün fiilleri hasretler (pişmanlık kaynağı olarak) gösterir. Ve onlar, ateşten çıkamazlar.
(Bakara 166, 167)

6-KORKUDA ŞİRK:

Allah’tan başkasının yarar ve zarar verdiğine inanmak veya korkuda başkalarını Allah’a denk tutmaktır.

-Allah’ın insanlar için açacağı rahmet kapısını kimse kapatamaz ve O’nun kapattığını da kimse açamaz: Çünkü O, kudret ve hikmet Sahibidir.
(Fatır 2)

-Allah kuluna kafi değil mi? Seni O’ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah kimi şaşırtırsa artık onu yola getiren olmaz.
(Zümer 36)

7-TEVEKKÜLDE ŞİRK:

Tevekkül; kulun işlerini Allah’a havale etmesi, dilediğini elde edebilmek için ona güvenmesidir.

-(O) Doğunun ve batının Rabbidir. O’ndan başka tanrı yoktur. Yalnız O’nu vekil tut.
(Müzemmil 9)

“Vekil” kendisine güvenerek kendi işlerimizi ona havale ettiğimiz şahıstır. Bizim dilimizde de hemen hemen aynı manada kullanılmaktadır. Mahkemedeki işlerimizi bu vekilin yürütebileceğine inanır ve işlerimizi ona havale ederiz. Bizim bir şeyler yapmamıza hacet yoktur. O halde bu ayetin anlamı şöyledir: “Senin bu dine çağrıda bulunmana karşılık muhaliflerin veryansın ediyorlar ve sana her türlü zorluğu çıkarmaktalar. Ama sen bunun için kaygılanma. Sen işini doğunun ve batının Rabbi ve bütün kainatın sahibine havale et ve O’nun seni savunacağından ve muhaliflerine karşı bütün işlerini düzelteceğinden emin ol.”

-Ve ölmeyen(diriy)e tevekkül et ve O\nu överek tesbih et. Kullarının günahlarını, O’nun bilmesi yeter.
(Furkan 58)

-Sen, her şeyden üstün ve merhamet sahibi olan Allah’a güven.
(Şuara 217)

Yani, “Ne kadar büyük ve güçlü olursa olsun hiç bir dünyevi iktidara aldırma; Aziz ve aynı zamanda Rahim Olan’a tam olarak güvenip dayanarak görevini yapmaya devam et. O Aziz’dir, dolayısıyla O’nun desteğini alanın üstesinden hiç bir güç gelemez. O Rahim’dir, dolayısıyla yeryüzünde kendi kelimesini yükseltme uğruna mücadele edenlerin çaba ve fedakarlıklarını boşa çıkarmaz.”

-Ant olsun onlara: “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, elbette “Allah” derler. De ki: “O halde Allah’tan başka yalvardıklarınızı gördünüz mü, şimdi Allah, bana bir zarar vermek istese, onlar O’nun vereceği zararı kaldırabilirler mi? Yahut (Allah) bana bir rahmet (fayda) vermek dilese onlar O’nun rahmetini durdurabilirler mi?” De ki: “Allah bana yeter. Tevekkül edenler O’na dayanırlar.”
(Zümer 38)

-Allah ki O’ndan başka tanrı yoktur. Mü’minler Allah’a dayansınlar.
(Teğabun 133)

Alıntıdır.

 


About the Author
Author

MuruvvetCaliskan

Comments (1)
Leave a reply

Name (required)

Website