Sözün En Güzeli…

Sözün En Güzeli…

 

Kuranı Kerim’de sözün en güzeli ifadesi biden fazla ayette geçer. Bizler için sözün en güzelinin nasıl bir söz olduğu ve ne tür özellikler taşıdığı önemlidir. Güzel sözü nasıl anlayacağız?

Öncelikli olarak, konuyla ilgili Kuranı Kerim’in diğer ayetleri göz önüne alınmadığında yanlış anlaşılabilen bir ayetten bahsedeceğim.

O kimseler ki sözü dikkatle dinlerler, sonra onun en güzeline tâbi olurlar (uyarlar). İşte onlar o kimselerdir ki, onları Allah hidayete erdirmiştir. Ve işte selim akıllara sahip olanlar da ancak onlardır.
(Zümer 18 – Ömer Nasuhi Bilmen Meali)

Yukarıdaki ayeti Kuranı Kerim’in diğer ayetlerinden bağımsız olarak düşünen kişinin aklına şu tür bir soru gelebilir: Allah’ın hidayete erdirdiği kişiler kimin yada kimlerin sözünü dikkatle dinlerler ve kimin sözünün en güzeline uyarlar?

Örneğin üç kişi bir konuda farklı üç görüş bildirmiş olsun ve üç görüş de bizleri yanlışa yönlendiren görüşler olsun. Hidayete ermiş olan kişi bu üç kişiden sözünü en güzel şekilde ifade edenin sözüne uyarsa yanlış bir düşünceyi benimsemiş olur. Bu durumda kişinin yanlışa düşmemek yapması gereken karşısındaki kişilerin sözlerini dikkatle dinlemiş olsa da sözlerin hiç birini kendisi en güzel olarak seçmemesi ve ona uymamasıdır.

Biz böylece, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar birbirini aldatmak için süslü sözlerle vesvese verirler. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Artık onları iftiraları ile baş başa bırak.
(Enam 112 – Elmalılı Sadeleştirilmiş Meal)

Yukarıdaki ayette görüyoruz ki: Başkalarını aldatmak için süslü sözler (güzel görünümlü sözler) söylemek insan ve cin şeytanlarının kullandığı yöntemlerden bir tanesidir.

Bizler inanalar olarak bize söylen bir sözü ölçüp tartmadan, “bu söz hoşuma gitti” ya da “bu söz süslü, güzel görünüyor” deyip de bu söze göre hareket edeyim diyemeyiz.

Kuranı Kerim’de belirtildiği üzere Allah bizler için yol gösterici olarak peygamberler vasıtasıyla kitaplar göndermiştir. Bizler için yol gösterici olan da kitabımız Kuranı Kerim’dir. Bizler için yol gösterici olan ve uymamız gereken sözler ise Allah’ın sözleridir.

Farz edelim ki Kuranı Kerim mealini baştan sona hiç okumamış, dini bilgisi zayıf bir kişiyiz. Karşımızdaki kişi, Kuranı Kerim’e aykırı ama bizim hoşumuza giden güzel ifade edilmiş bir söz söyledi ve biz bu sözü kendimiz için en güzel olarak benimsedik ve hayatımızı bu söze uygun olarak yaşadık. Bu durumda dinimize aykırı olan bu söze uyduğumuz müddetçe ömrümüz boyunca günah işlemiş oluruz.

Bizler karşımıza çıkan kişilerin söylediği, süslü püslü olan ve bizi nereye götüreceğini bilmediğimiz sözlerin  ardı sıra giderek hayatımızı yaşayamayız.

Bakın, Rabbimiz bizlere bir ayetinde ne diyor:

Bilmediğin şeyin ardından gitme! Muhakkak ki kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
(İsra 36)

En başta belirttiğim “sözün en güzeli” ifadesi geçen Zümer suresinin 18. ayetini Kuranı Kerim’in diğer ayetlerden bağımsız olarak değil, onlarla birlikte düşünmeliyiz. “Sözün en güzeli” ifadesinin geçtiği diğer ayet:

Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların, bu Kitab’ın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri ve hem de gönülleri Allah’ın zikrine ısınıp yumuşar. İşte bu Kitap, Allah’ın, dilediğini kendisiyle doğru yola ilettiği hidayet rehberidir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren olmaz.
(Zümer 23 -Diyanet Vakfı Meali)

Yukarıdaki ayette görüyoruz ki “sözün en güzeli” Kuranı Kerim’in içerisindedir. Dolayısıyla, Zümer suresinin 18. ayetindeki “O kimseler ki sözü dikkatle dinlerler, sonra onun en güzeline tâbi olurlar (uyarlar).” ifadesindeki dinlenen söz Allah’ın sözleridir ve en güzeline tabi olunan söz de Allah’ın sözüdür.

Ayrıca, ayette “uyarlar” ifadesi geçtiği için bu sözün bizler için bir emir ya da tavsiye içermesi gerektiğini düşünebiliriz.

Güzel söz neye benzer, sözün güzelliğinden ne anlamalıyız?

Görmedin mi, Allah güzel bir sözü nasıl misal getirdi? (Güzel bir söz), kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir.
(İbrahim 24 – Diyanet İşleri Meali)

Bu ağaç, Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara misaller getirir.
(İbrahim 25 – Diyanet İşleri Meali)

Kötü bir sözün durumu da; yerden koparılmış, ayakta durma imkânı olmayan kötü bir ağacın durumu gibidir.
(İbrahim 26 – Diyanet İşleri Meali)

Ayetlerde görüyoruz ki: Güzel söz yıkılmayacak şekilde sağlam ve kararlı bir duruşu olan ve aynı zamanda meyve veren bir ağaca benziyor. Yani güzel söze uyan kişi kendisini yarı yolda bırakmayacak sağlam bir söze tabi olmuştur. Güzel söze tabi olan kişi, hayatını bu söze göre yönlendirdiği için doğru yolda ilerliyordur ve de bu söze uymaması durumunda yapabileceği hataları yapmıyordur. Kişi güzel söze uyduğu sürece bundan fayda sağlıyordur. Çünkü, güzel söz Allah’ın izniyle her zaman meyve veren bir ağaç gibidir.

Kötü söz ise kökü yüzeyde, ayakta zor duran bir ağaç gibi. Kişi kötü söze tabi olsa tabi olduğu bu söz onu yarı yolda yüzüstü bırakabilir. Çünkü kökü yüzeyde olan ağaç küçük bir darbede ya da rüzgarda yıkılabilir. Kişi ben bu söze uydum bu sayede kendim için bazı faydalar edinebilirim diyemez. Çünkü kökü yüzeyde olup ayakta zor duran bir ağaçtan nasıl meyve bekleyebiliriz ki?

Sözün güzelliği, süslü olmasında ya da kişinin nefsine hoş gelmesinde değildir. Sözün güzelliği; sağlam ve kararlı olmasında, kendisine uyanı yarı yolda bırakmamasında ve kendisine uyan kişiye kendisine uymayı bırakmadığı sürece fayda sağlamasındadır.

En güzel sözü işittiğinde, “işittik, itaat ettik” diyenler olabileceği gibi “işittik, isyan ettik” diyenler de olabilir. En güzeli işittiğinde hiç işitmemiş gibi davrananlar, gördüğünde hiç görmemiş gibi davrananlar da olabilir. Ya da en güzeli işitse de görse de hiç üzerinde düşünme gereksinimi hissetmeyip “Ben kendi kendime yolumu bulurum, Allah’ın yol göstermesine benim ihtiyacım yok.” deyip kendini müstağni (ihtiyaçsız) görenler de olabilir. En güzele uymayı kendisi için kerih (çirkin) görenler de olabilir.

Rabbimiz bizleri sözü dinleyen ve onun en güzeline uyanlardan eylesin.

Artık kim verir ve sakınırsa, en güzeli de tasdik ederse, biz de onu en kolaya hazırlarız (onda başarılı kılarız).
(Leyl 5,6,7 – Diyanet Vakfı Meali)

Kim cimrilik eder, kendini müstağni (ihtiyaçsız) sayar, en güzeli de yalanlarsa, biz de onu en zora hazırlarız. Düştüğü zaman da malı kendisine hiç fayda vermez.
(Leyl 8,9,10,11 – Diyanet Vakfı Meali)

Saygılarımla,

Mehmet, 30.07.2015

 


About the Author
Author

Mehmet P.

Comments (2)
Leave a reply

Name (required)

Website