Kabir azabına delil olarak sunulan bir tek ayet vardır:
-O ateş ki sabah akşam ona arz olunurlar. Ve o saatin vuku bulacağı gün: “Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun!”
40 (Mü’min)/ 46
Oysa ki bu ayeti takip eden diğer ayetler, bu “ateşin” ahiretteki cehennem ile ilgili olduğunu ve Allah’ın hükmünden sonra olduğunu göstermektedir:
-O ateş ki sabah akşam ona arz olunurlar. Ve o saatin vuku bulacağı gün: “Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun!”
-Ve onlar ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, zayıf olanlar kibirlenenlere: “Gerçekten biz size tabi olduk. Şimdi siz, ateşten nasibimizi bizden giderebilir misiniz?” derler.
-Kibirlenenler dedi ki: “Muhakkak ki biz hepimiz, onun (ateşin) içindeyiz. Allah mutlaka kulları arasında hüküm vermiştir.”
-Ve ateşin içinde olanlar, cehennem bekçilerine şöyle dediler: “Rabbinize dua edin. Azaptan bir günü bize hafifletsin.”
-Dediler ki: “Resulleriniz, size deliller ile gelmediler mi?” “Evet.” dediler. “Öyleyse siz dua edin dediler.” Kafirlerin duası, sadece dalalettir!
40 (Mü’min)/ 46-47-48-49-50
Allah için geçmiş-gelecek gibi zaman kavramı olmadığı için; Kur’an’da bizim açımızdan gelecekte (ahirette) vuku bulacak olaylar, bazen geçmiş veya şimdiki zaman olarak da zikredilir.
Örnek teşkil edecek Bir çok ayetten sadece bir tanesi:
-Onlar hatalarından dolayı boğuldular. Sonra ateşe sokuldular. Artık kendileri için, Allah’tan başka bir yardımcı bulamadılar.
71 (Nuh)/ 25
Kur’an’ın apaçık ayetlerinden sonra fazla yoruma gerek yok…