Kabir Azabı

Kabir Azabı

Ne yazık ki geleneklerden vazgeçmek pek kolay olmuyor. Küçükken insanlara idolleri tarafından öğretilen bazı yanlış bilgiler var. İnsanlar da bunları kolaylıkla reddedemiyor. Kabir azabı da maalesef bu bilgilerden biri. Kur’an’da kabir azabıyla ilgili hiçbir ayet yoktur. Olmadığını bize gösteren ayetler vardır. Örneğin “Eyvah, başımıza gelenlere derler: kim kaldırdı bizi uyuduğumuz yerden?” (Yasin-52) eğer ki kabir azabı olsaydı insanlar uyuduklarını söylemezler, “Şimdi başka azaba mı gideceğiz” ya da “Kabirde ki ödülüm bitti” gibi şeyler söylerlerdi. “Ceza gününün mâlikidir.”(Fatiha 4) eğer ki kabir azabı olsaydı burada ceza günü yerine çoğul bir ifade kullanılırdı. İnsanlara garip gelmesi gereken bir durumda şu eğer ki kabir de azap varsa zaten insanın cennetlik mi cehennemlik mi olduğu anlaşılıyor mahşerde hesaba çekilmenin ne anlamı var? Kur’an’da mahşer ve cennet-cehennem geçerken kabir azabı geçmiyor, öyleyse hesap günü tektir ve sadece mahşerde sorgu ve mahşerde azap ya da ödül vardır. İnsan dünya hayatında kötü yaşayıp sorulara cevap verince mi imtihanı geçmiş oluyor? O zaman dünya hayatına neden gönderildik herkes kabire sokulup soru sorulsaydı ve tüm mesele bu olsaydı, bu tabi ki de boş sözden başka bir şey değildir. Kabir azabı var diyenlerin iddia ettikleri Hadis-i şerifler Kur’an’a aykırı olduğundan tamamen reddedilmelidir. “Sen ölüye işittiremezsin” ayetini görmezden gelip birde ölüye telkin verilmesi de ayrı bir komedi. İnsanların artık akıllarını kullanıp doğru ile yanlışı objektif bir şekilde ayırt etmeleri gerekiyor. Araştırıp doğruyu göremezsek Dünya’ya boşuna gelmiş, boşuna yaşamış oluruz. Sokrates’in bir sözü vardır: “Sorgulanmamış hayat yaşanmaya değmez.”


About the Author
Author

Alitekin

Leave a reply

Name (required)

Website