“Kendini Önemli Zannetmek”

“Kendini Önemli Zannetmek”

Çağımızın en kötü hastalıklarını saymaya kalksak hepimizin aklına ilk önce fiziksel rahatsızlıklar gelir. Oysa günümüzde çoğumuzun karşılaştığı ve hatta belki farkına bile varmadığımız bir hastalıktır; “kendini önemli zannetmek”, kısacası kibir..

İnsanların çoğu, Allah’ın kendilerine lütfettiği birçok özelliği ve sahip olduğu güzellikleri hep kendinden bilir. Güzel ise, güzelliği ile övünür. Zengin ise parası ile büyüklenir. İyi bir kariyeri ve eğitimi varsa, bunlarla gururlanıp kendini yüceltir.

Diğer insanlar arasında bunu bir övünç kaynağı olarak görürken, sahip olduğu güzellikler ve özellikler için, kendisine bunları verene çoğu zaman “şükretmeyi”, “dua etmeyi” aklından bile geçirmez. Zanneder ki, sahip olduğu şeylerin, kendisinde olan birtakım özelliklerin kaynağı ve inşa edeni kendisidir.

Oysa insan aciz yaratılmıştır. Her gün bir takım ihtiyaçlarını görmek zorundadır. Bunlar için kendi isteği dışında bile olsa zaman harcamak durumundadır. Başına herhangi bir kaza veya hastalık geldiğinde, bunun önüne geçebilme gücüne sahip değildir. Bütün bunları düşünüp, sağlıklı ise sağlığına, maddi gücü yerinde ise sahip olduklarına veya kendisine sunulan tüm nimetlere şükretmeyi, hamd etmeyi düşünmez.

Kibir insanı hastalığa iter; kendini önemli görme ve diğer insanlardan daha üstün olduğuna inanma haline. İçten içe sahip oldukları ile çevresindeki insanlara hava atıp, üstünlük tasladığından, davranışları ile de kendini ele verir. Çevresinde kendinden daha aşağıda gördüğü insanlara karşı kaba ve sevgisizdir.

Örneğin işinde başarılı olan bir doktoru düşünelim. Her gün birçok hasta ile ilgilenen, onların sağlıklarına kavuşmasına vesile olan doktor, kibirli birisi ise hasta ve yakınlarından gelen övgü dolu sözleri, kendinde olan özelliklerle bağdaştırıp, acizliğini farketmeden, kendini her şeyden ve herkesten üstün görmeye başlar. Kendisini diğer insanlardan başka bir yere koyar.

Oysa insanı yaratan da, onu yoktan var eden de, insanlara hastalandıklarında şifa veren de, sahip olduğu güzel ve özel özellikleri bahşeden de Allah’tır!

Bunun şuurunda olan insan acizliğini kavrar, kendisini yaratana karşı boyun eğici olur. Sahip olduğu özelliklerinden dolayı her an şükreder, hayata karşı daha olumlu ve güzel bakar. Allah’ın etrafında yarattığı ve her an yaratmakta olduğu güzellikleri farkeder. Tüm bunlar için dua eder. Bu düşüncesi ve hali davranışlarına da yansır. Hangi konumda olursa olsun, kendisinde hangi güzel özellikler olursa olsun, etrafındaki insanlara karşı daha mütevazı, daha şefkatli, daha özenli bir tavır sergiler. Hayatında daha mutludur çünkü sahip olduklarına odaklı, kendisine verilen şeylerin kıymetini ve değerini bilen ve her an bütün bunlar için şükreden bir hal içerisindedir. Herkes hayatını mutlu geçirmek için dua eder, bu mutluluğun en önemli sebeplerinden birisi en başta “kibir” hastalığından kurtulmak ve korunmak ile başlar..

”Yeryüzünde kasılıp kabararak yürüme! Çünkü sen, yeri asla yırtamazsın, uzunlukça da dağlara ulaşamazsın.”
(İsra-37)


About the Author
Author

F.S.Aydin

Leave a reply

Name (required)

Website