Nikaragualı Jason (Anı)

Nikaragualı Jason (Anı)

Yakın zamanda başıma gelen güzel bir olayı paylaşmak istiyorum. Bir akrabamız yakın zamanda vefat etti. Allah rahmet etsin. Dün akşam da babamla birlikte onun taziye ziyaretine gittik. Başım inanılmaz şekilde ağrıyordu. Babamla biraz dolaşmıştık ondan sonra gittik. Başım ağrıdığı için pek gitmek istemiyordum ama iyi ki de gitmişiz. Taziye belediyenin yapmış olduğu Taziye Evi’ndeydi. Bilirsiniz, taziye evlerinde Kuran’dan ayetler okunur ve dualar edilir. Başsağlığı için gelenler de ellerine mikrofonu alır ve ayetler okurlar. Tabi bunlar hep Arapça okunur. Ben de elime mikrofonu aldım. Öncelikle ölen akrabamız başta olmak üzere bütün geçmişimize Allah’tan rahmet diledim. Henüz imtihanları sona ermemiş bizler için de Allah’ın rızasına ve rahmetine nail olacak hayatlar sürmemizi Allah’tan niyaz ettim. Euzu-bezmele çektim ve onun Türkçe manasını da söyledim.
Ardından ise, genelde Arapça olarak ayetlerin okunduğunu, -oradaki insanları kastederek- onların müsaadelerine başvurarak içinde ölüm anının bir film sahnesi gibi saniyesi saniyesine anlatıldığı ve çok uzun olmayan Kıyamet Suresi’nin mealini okuyacağımı, Allah’ın bizlere neler buyurduğunu anlamamız gerektiğini söyleyerek sureyi Türkçe mealinden okudum. Bitince biraz dua edip mikrofonu bıraktım. Sonra birkaç kişi daha yine Arapça olarak ayetler okudular. Daha sonra bir kişi de -az evvel benim de okumamdan cesaret almış olacak ki- Fatiha Suresi’ni okudu ve Türkçe mealini de söyledi. Onun ardından ben yine mikrofonu elime alıp, biraz daha Türkçe meal olarak ayetler okudum. Sonra babamla beraber kalkıp giderken, bir kişi yanıma gelip bana teşekkür etmek istediğini vaktim varsa biraz konuşmak istediğini söyledi. Ben de; “Tabi ki.” diyerek kabul ettim. Dışarı çıktık. Adam kendini tanıttı. Babamla da tanıştırdım. İsmi Savaş’mış. 23 yıllık polis memuruymuş. Asayiş Birimi’nde görev yapıyormuş. Bir süre ABD’de de görev yapmış.
Ve şimdi de yeniden oraya taşınacakmış. Dünyadaki 5 kıtayı gezmiş. Kültürlü, kibar ve bilgili birisiydi. Bana okuduğum ayetlerin Türkçe mealini okuduğum için teşekkür etti. Durup durup teşekkür etti. Çok kibar birisiydi sağolsun. Ben de teşekkür ettim bu inceliğinden dolayı. Savaş Bey; “Bizim ülkemizde belli kalıplar var. Onların dışına pek çıkılmıyor genelde. Ne yazık ki; din konusunda da bu böyle. Genelde dinimizi pek araştırmıyoruz, bilmiyoruz.” dedi. Ben de ona aynen katıldığımı, Müslümanların birçoğunun -ne yazık ki- ‘Arap gelenekleri’ni din zannettiğini söyledim. Babam da katılarak; İslam’ın namaz, oruç ve hac gibi birtakım ibadetlerle sınırlı olmadığını, bir hayat felsefesi, yaşam tarzı olduğunu söyledi. Savaş Bey çok memnun oldu. Ve Amerika’da yaşadığı bir olayı bizimle paylaştı. Orada bir akşamüstü bahçe tarzı bir yerde oturmuş, Türk çayı demlemiş, içiyormuş. Yanına Nikaragualı birisi gelmiş. Yanlış hatırlamıyorsam adının Jason olduğunu söyledi. Onunla muhabbet etmişler.
Türk olduğundan ve polis olduğundan bahsetmiş. Jason çok şaşırmış. “Sizin ülkede polise ihtiyaç var mı ki? Bence yok. Çünkü sizin ülkenizin yüzde 99’u Müslüman diye biliyorum. Ve ben sizin kitabı okudum. Tamamını okudum. Ve sizin ülkede polise-askere hiç ihtiyaç olmaması gerek.” demiş. Savaş Bey bu duydukları karşısında çok utanmış. Kendisi bir Müslüman olmasına rağmen o zamana kadar Kuran’ı okumamış. Ama dünyanın bir ucunda, karşısına Nikaragualı Jason çıkmış ve kendi kitabı olan Kur’an-ı Kerim’i baştan sona okuduğunu söylemiş. Ve Jason’a demiş ki; “Sen okumuşsun ama ben okumadım. Ve bir polis olarak söylüyorum ki; Türkiye’de çok suç olayı oluyor.” Savaş Bey, başından geçen bu olayı anlattı. Ve ben hem sevindim hem de üzüldüm. Bir Müslüman olarak Nikaragualı bir insanın Kur’an-ı Kerim’i okumuş olması ve daha da ziyade anlayarak okumuş olması çok güzel bir olay. Sonuçta; Kuran bütün insanlığa gönderilmiş evrensel bir kitap. Jason kendi dilinde okudu Allah’ın kelamını. Ve anladı.
Arapça okumadı fakat bu onun Kuran’ın mesajını anlamasını engellemedi. Önemli olan da budur zaten. Bir Müslüman olarak da üzüldüm. Çünkü Müslüman olduğunu beyan eden insanların büyük bir çoğunluğu Nikaragualı Jason’ın yaptığını ne yazık ki yapamıyor. İman ettiklerini söyledikleri kitap hakkında neredeyse hiç bilgi sahibi değiller. Ve kendi kitaplarını okumuyorlar. Umarım bu olay güzel bir mesaj olur. Ve her Müslüman iman ettiği kitabı baştan sona anlayarak okur.. [Süleyman Kaan Şirin]


About the Author
Author

skaansirin

Leave a reply

Name (required)

Website