“Allah Beni Böyle Yaratmış”

“Allah Beni Böyle Yaratmış”

İnsanların bir kısmına dini buyrukları ciddiye alıp yaşaması gerektiğini hatırlattığınızda içinde bulundukları yaşam ve çalışma şartları ile kişisel özelliklerini bahane ettiklerini görürsünüz. Çoğu kişinin kendine göre geliştirdiği bir kader anlayışı vardır ve bu anlayış içinde zaruri yaşamını idame ettirmek için gerekli şeyler dışında bir şeye yaşam şansı yoktur. “Çok ağır şartlarda çalışıyor ve yoruluyorum,” “Ben yaratılış itibari ile zayıf iradeliyim yapamıyorum,” “Allah beni böyle yaratmış ne yapayım,” “Ben böyleyim değişemem,” “Hormonlarım böyle salgılanıyor,” “Beni böyle kabul edin” şeklinde bahaneler ile karşılaşırsınız. Bunun yanında Allah’ın yasak ettiği bir takım şeyleri yapan bazı kişilerin de aynı zamanda “Bu benim kaderim” şeklinde bahane ve savunmaların ardına sığındığına şahit olursunuz. Oysa tüm bunlar insanın kendini kandırmak için ileri sürdüğü bahanelerden ibarettir. Allah kullarını çeşitli şekillerde sınayıp imtihana tabi tutar. Kişinin kulluğunun hakkını vermesi, içinde bulunduğu zorluk ve sıkıntılara tahammül ve sabır göstermesi ile ortaya çıkar. Bununla birlikte bu gibi iddialarda bulunmak inkârcıların ileri sürdükleri bahanelerdendir. Kur’an-ı Kerim ayetleri bu konuya dikkat çeker:

Şirke batanlar şöyle diyecekler: “Allah dileseydi, ne biz şirke sapardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi haram da yapmazdık.” (Enam Suresi, 148. Ayet)

Bir de dediler ki: “Rahman dileseydi, onlara tapınmazdık.” Bu konuda hiçbir bilgileri yoktur. Sadece saçmalıyorlar. (Zuhruf Suresi, 20. Ayet)

Ayetlerden de görüldüğü gibi kimi kişiler Allah’a ortak koşmalarını ya da Allah’ın ayetlerini inkâr etmelerini dahi kaderlerine bağlamakta ve bu şekilde sorumluluktan kurtulabileceklerini sanmaktadırlar. Hiçbir surette kader, Allah’ın emirlerine uymamanın ya da yasaklarından uzak durmamanın bahanesi yapılamaz. Bu sadece insanın kendini kandırmasıdır. Çünkü bu gibi iddialarda bulunan pek çok insan örneğin fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmişse bu benim kaderim diyerek içinde bulunduğu duruma razı olmaz. Hırsla çalışıp zengin olmak ister. İnsan işine gelen şeylerde şartları olabildiğince zorlar, ama şayet bir şey işine gelmiyorsa bitip tükenmek bilmeyen sayısız bahaneyi ardı ardına sıralar. Oysa Allah çok büyük lütuf sahibi olduğu için hiç kimseye taşıyabileceğinden fazla yükümlülük getirmez.

Hiç kimseye yaratılış kapasitesinin üstünde yükümlülük getirmiyoruz. (Enam Suresi, 152. Ayet)

Kur’an ayetleri, dünya hayatının bir imtihan yeri olduğunu haber verir bizlere. Dolayısıyla herkesin kendine göre bir imtihanı vardır hayatta. Allah’a gerçekten inanan birinin karşılaştığı imtihanları en güzel şekilde geçmek için samimi bir şekilde çabalaması gerekir. Dünya hayatının olumsuz şartlarına teslim olmamak için yaşam mücadelesi verip çabalarken dini konularda üretilen türlü bahanelere kolayca teslim olmak kişinin samimiyetsizliğinin bir göstergesidir. Samimi bir insan “Hatalarım var ama ne yapayım ben böyleyim” değil, “Hatalarımı düzeltmeliyim. Rabbim bana fırsat ver” demelidir.

Not: Bu yazı, Doç. Dr. Emre Dorman’ın “Dini Konularda Kendini Kandırmanın 40 Yolu” isimli kitabından alınmıştır.


About the Author
Author

Editor 1

Leave a reply

Name (required)

Website