Tarikatçıların Mehdi Hezeyanına Dair

Tarikatçıların Mehdi Hezeyanına Dair

Mehdi inancı da Kuran’da yer almayan ve rivayet kültürü ile gelmiş bir kabuldür. Mehdi hidayete ermiş yani doğru yola yönelmiş kişidir. Dolayısıyla kelime anlamıyla inanmış her kul aynı zamanda mehdidir. Mehdi ve Mesih rivayetleri İsrailiyat ve Mesihiyat kültüründen dinimize girmiş inançlardır. Her ikisinin de Kurani bir temeli bulunmadığı gibi aksine Kuran ayetleri ile çelişen inançlardır. Mehdi hidayete erdiren değil hidayete erendir. Hidayete ancak Allah erdirir. Allah’ın Hâdî sıfatı bu anlama gelmektedir. Söz konusu bu inançlar hak olsa İslam dini ve Müslümanlar için son derece önemli iki konu olurlardı. Öyle olsalar Kuran’da her ikisi için de açıklama bulunurdu.

Bilindiği gibi Şiilik’te de mehdi beklentisi vardır ve bu beklenti çok temel bir inanç konusudur. On iki imam inancındaki kayıp olan on ikinci imamın gelmesi beklenmektedir. Bu inanç gerek ülkemizdeki kimi cemaat oluşumlarına liderlik yapanlar, gerekse çeşitli ülkelerde siyasi bir güç olarak kitleleri kontrol etmek isteyenler tarafından canlı tutulan bir inançtır.

Bu inancı ısrarla savunanlar çoğunlukla bir cemaate ya da bir tarikata bağlı olanlardır. Birçok cemaat ve oluşum kendi liderini en mütevazı olarak asrın müceddidi, biraz daha ileri gidenler mehdi, bir ötesi Hz. İsa, daha da ötesi Allah’ın bizzat içine hulûl ettiği kişi olarak görüyor. Söz konusu bu cemaatlere göre dini en iyi bilen ve uygulayan kişi kendi önderi. Allah’tan doğrudan bilgi aldığı iddia edilen de var, peygamberimiz ile sürekli olarak görüştüğü iddia edilen de. Bir türlü gelemeyen mehdi ve bir türlü gökten inemeyen Hz. İsa anlatımlarıyla oyalanıyor insanlar.

Kimi insanlar, hayatları boyunca etrafındakileri “Mehdiyim” diye oyalayarak onlardan maddi manevi menfaat elde ediyorlar. Ruhları ve bedenleri sömürülüyor. Yıllardır geliyor, geldi deniyor. Geleceği söylenen tarihler yaklaştığında bir bahane ile her seferinde tarih biraz daha ileriye atılıyor. Zamanında mehdinin 2000 yılında ortaya çıkacağı iddia edilirdi. Sonra değişti tarihler. İşte tüm bunlar, uydurulan dinin bir ürünü olarak ortalıkta geziyorlar. Yarın Allah’ın huzuruna çıktığımızda bu iddia ve inançlardan dolayı rezil olmak var. Bu türden iddia ve inançlara sahip kişilerin, zaman varken tövbe ederek bu saplantılarından kurtulmaları gerekir.

İnananlar, Kuran’ın ifade ettiği gibi aklını kullanmalı ve dini konulardaki uydurmalara itibar etmemelidirler. İnsanların bilmesi gereken dini bir konu varsa bu Kuran’da yer alır. Bunun dışında kaynak ve söylemlere ilahi bildirimmiş gibi itibar etmek Allah’a, Kuran’a ve peygamberimize iftirada bulunmaktır. İnsanı kurtaracak yani hidayete ulaştıracak olan sadece Allah’tır. Hidayet rehberi ise Kuran’dır. Hz. Peygamberin gerçek yolu, Kuran’ı rehber edinmekten geçer.

Not: Bu yazı, Emre Dorman’ın “Allah’a Öğretilen Din” isimli kitabından başlığı değiştirilerek alınmıştır.


About the Author
Author

Editor 1

Leave a reply

Name (required)

Website