Hayr ve Şer Allah’tan mı? Amentü duası ayet mi?

Hayr ve Şer Allah’tan mı? Amentü duası ayet mi?

”Ve lillahil esmaul husna” en güzel isimler Allah’ındır, 7:180
Bütün güzellikler, iyilikler Allah’tandır,
Dünya genelinde bütün dinler, peygamberlerin aynı mesajı içeren kitap veya nakitap ile tebliğ ettiği tek din barış dini, zamanla toplumların geleneklerine göre mutasyona, erozyona uğramış versiyonlarıdır.
Hangi din olursa olsun, bu dinlere mensup insanlar, doğduğunda atalarından babalarından ve çevresinden gördüğü ve duyduğu inançları araştırmadan sorgulamadan hap gibi yutmuş, din olarak kabul etmiştir.
Geçmişten günümüze var olan veya unutulan, silinen dinler dahil olmak üzere Paganizm, Şamanizm, Şintoizm, mecusilik, Yahudilik, Hırıstiyanlık, İslam, Hinduizm, Budizm zerdüştlük vs, gibi bütün dinler erozyona ve mutasyona uğramış dinlerdir.
Dinler, binlerce yıl süre gelen zamanda, her dönem dini otoriterlerin geleneksel inanç, kural, kaideleriyle yeni fetvalarla ilaveler yapılarak içinden çıkılamaz ve yaşanamaz şekilde günümüze gelmiştir.
Özellikle Müslümanların elinde bulunan, Allah’ın ”onu biz koruyacağız” diyerek ilettiği, insanlar için bir kılavuz, iman edenler için bir rahmet ve her şeyin açıklayıcısı olan Kuran olduğu halde, atalarından gördüğü, duyduğu inanç ve uygulamaları körü körüne taklit etmeleri hazin bir durumdur, İnsanlar Allah’a iman gibi dünya ve ahiret hayatını belirleyecek olan dini inançlarını, geçmişte ki sapkın toplumlar gibi, araştırmadan sorgulamadan atalarından gördüğü gibi ”aldım kabul ettim” anlayışı mukallitliktir, yani taklitçiliktir.
37:69 Onlar, atalarını sapkın bir halde buldular.
37:70 Yine de onları körü körüne taklit ediyorlardı.
37:71 Ant olsun ki onlardan öncekilerin de çoğu sapkındı.
Kuran, geçmişteki sapkın toplumların düştüğü yanlışları bizlere masal olsun diye anlatmıyor, bizim de bu hatalara düşmememmiz için uyarılarda bulunuyor.
Ancak, bu uyarılar günümüzde ki Müslümanların umurlarında değil,
Çelişki veya yanlış olabileceğini düşündüğümüz herhangi bir konuyu aydınlatmak için Kuran’dan bir ayet gösterdiğimiz zaman, ama şu atalarımız şöyle demiş, falan alimimiz, imamımız bunu demiş, diyerek Kuran’a karşı atalarını öne sürer, atalarının yolunu izlemekte ısrar ederler.
Atalarının yanlış yolda olabileceklerini düşünmeden ve bu nedenle de onların uygulama ve inançlarının aynen taklit etmek yanlışlığını 37:69-70-71 nci ayette net bir şekilde uyarı olarak bizlere bildirerek, taklitçiliği Kuran reddeder, aklı kullanmayı, araştırmayı ve sorgulamayı önerir.
2:170 Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun.” denildiği zaman, onlar: “Hayır! Biz, atalarımızdan gördüğümüz şeylere uyarız.” derler.
Ya ataları akıllarını kullanmamış ve doğru yoldan sapmış olsalar da mı?
2:170 ayeti, öğüt almamız gereken önemli uyarılardan biridir, doğduğumuz toplumun ve ebeveynlerimizin bizlere sunduğu hazır dini inançlarını ”aldım kabul ettim” diyerek aynı inançlara sahip olmamız değil, elimizde ki Kuran ile aklımızı kullanarak, araştırmalı sorgulamalı hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan ayırmaya çalışarak, doğru yolu bulma konusunda çaba harcamalıyız.
İslam toplumunda inanç esasları gereğince Hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine iman etmek şarttır.
Bu inançlarını ”amentü” diye isimlendirdikleri dualarına dayandırırlar,
Amentü duası:
Allah’a, meleklerine, kitaplarına peygamberlerine, ahiret gününe, kadere ”hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine” iman ettim.
İslam toplumu ayet olarak bildiği, sabah akşam okuduğu Amentü duası içinde ”hayr ve şerrin Allah’tan geldiğine iman ettim.” cümlesi geçer.
Hayr’ın Allah’tan olduğuna şüphe yok ancak, sorun ”şerrin” Allah’tan olduğuna atıf yapılmasıdır.
İslam’a iman eden toplum, iyilik ve güzel şeylerin Allah’tan geldiğine inandıkları kadar, şerrin (kötülüğün) de Allah’tan geldiğine inanır, oysa bu inançlarına vesile olan amentü duası, ayet değildir, Kuran’i değildir.
Kuran’da 4:136 ve 2:177 ayetinde bildirilen iman esaslarından oluşturulan duanın içine ”şerrin’de” Allah’tan geldiğine iman etmeyi peygamberden iki yüz yıl sonra ilave edilmiş, İslam toplumuna kabullendirilmiştir.
Kur’an’da yer alan iman esasları olarak 2:177 Allah’a, âhiret günü­ne, meleklere, indirilen kitaplara ve pey­gamberlere iman şeklinde sıralanırken
4:136 “Allah’a, peygamberlere, peygambere verilen ki­taba ve önceden indirdiği ki­taplara iman etmeleri emredilir.
Ancak, Kuran’da bildirilen iman esasları arasında şerrin Allah’tan olduğuna dair atıf bulunmamaktadır.
Zaten olmamalıdır,
Olamaz da!
Şerrin Allah’tan olduğuna inanmak, Kötülük kavramını Allah’a ATFETMEKTİR.
Oysa Allah, iyiliği emreder, kötülüğü şerri yasaklar,
16:90 Şüphesiz ki Allah adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder; kötülüğü, fenalığı ve azgınlığı da yasaklar. hatırlayasınız diye size öğüt vermektedir.
Allah’ın iyiliği emrettiği ve şerri yasakladığını bildiren 16:90 ayetini Müslümanlar her cuma namazından önce imamlarından mutlaka dinlemelerine rağmen, şerrin Allah’tan geldiğine iman etmelerinde bir çelişki görmezler.
Her cuma namazında ”Şüphesiz ki Allah adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder; kötülüğü, fenalığı ve azgınlığı da yasaklar” ayetini cemaate okuyan imam bile ”kötülüğün Allah’tan geldiği” inancı çelişkisini görmez.
Her hangi bir olumsuzluk durumunda bir insana ”senin şerrin yüzünden oldu bütün bunlar” denildiğinde, o kişi kim olursa olsun büyük tepki gösterir ve asla şer ile kötülük ile anılmayı kabul etmez,
ancak bu insanlar şerri bilinçsizce Allah’a atıf yapabiliyorlar.
12:64 Allah Hayr’dır, ve O merhametlilerin en merhametlisidir”
”El hayr” Allah’ın isimlerinden biridir, şerri Allah’a atfetmek, Allah’a iftira atmaktır.
Kuran’da bildirilen İman esasları “Allah’a, meleklerine, Ahiret gününe, pey­gamberlerine ve peygamberlere verilen kitaplara inanmaktır.”
“ şerrin Allah’tan olduğuna iman” İslam inancına sonradan ilâve edilmiştir.
Kuran’da geçen kötülük kavramı ŞEYTANA ATFEDİLİR,
Kuran’da ki Felak ve Nas sureleri en kısa ve en kolay ezberlenen surelerdir.
Kuran’a iman eden her Müslümanın ilk öğrendiği ve ezberlediği bu sureleri bilmeyen yoktur.
Bu sureler, şerrin Allah’tan geldiğine iman eden insanların kör gözüne parmak sokmasıdır, ancak yine de farkında değildirler.
Ne diyor bu sureler?
Yaratılanların şerrinden,
Nifak edenlerin şerrinden,
Hasetlik edenlerin şerrinden,
Kıskananların şerrinden,
Gönüllere vesvese verenlerin şerrinden Allah’a sığınırım, diye dua etmemizi bildirir.
Felak ve Nas sureleri bizlere
Şerrin, Yaratandan değil, yaratılanlardan geldiğini.
Şerrin, Nifak eden, haset eden, kıskanan ve vesvesecilerden geldiğini bildiriyor.
Kuran’ın bu uyarısını dikkate almayıp Şerrin Allah’tan geldiğine inanmak.
Nifak, Haset, Kıskanan ve vesvese sıfatlarını, Haşa Allah’a atfetmektir.
İyilikler, ismi ”hayr” olan Allah’tan geldiğini,
Kötülükler ise sinsi vesveseci şeytandan geldiğini Kuran bildiriyor,
Kuran okurken bile vesveseci şeytandan Allah’a sığınmamızı emreder.
42:30 Size isabet eden her musibet, kendi yaptığınız şeyler yüzündendir. O, çoğuna da engel oluyor.
Şerrin-kötülüğün Allah’tan olduğu inancı çok tanrılı dinlerin inancıdır,
Çok tanrılı dinlerde
İyilik tanrısı ve Kötülük tanrısı vardır,
7. Yüzyıla kadar İran ve çevresindeki çok tanrılı din olan zerdüştlüğün inanç esasları arasında yer alan kötülük tanrısı ”Ahriman” vardır, İran’ın İslam’ı kabul etmesiyle birlikte zerdüştlüğün birçok inancı İslam’a geçmiştir, bunlardan biri de ”kötülük tanrısı” inancıdır, bu inançlarını Allah’a atfederek ”şerrin” Allah’tan olduğu, kötülüğün Allah’tan geldiğini, Kuran’dan çıkardıkları amentü duası ile iman esasları arasına sıkıştırmış ve uydurdukları hadislerle İslam’ın iman esasları arasına sokmuşlardır.
Oysa, İslam inancında Allah’tan gelen her şey hak’tır,
Şer’in Allah’tan geldiği inancı ontolojik olarak kötülüğe ”hak” vermektir.
4:79 Sana gelen her iyilik Allah’tan, sana gelen her kötülük ise kendindendir.
İnsan kin, haset, nifak, nefret, vesvese ile içine düştüğü sapkınlık sonucu başına gelen bir musibeti başkalarına veya Allah’a fatura etmek yerine, yaşanan olumsuzlukları
kendi yanlış tecihleri, sapkınlığı ve düşüncesizliklerinden kaynaklandığını bilmek bir özeleştiri yapılmasını sağlar.
”şer Allah’tandır” inancına sahip insanlar başına gelen musibetlerden dolayı özeleştiri yapmaz, kendini ve düşüncelerini geliştirmez,
Kuran, Allah kötülüğe irade eder diye bildirmez,
Allah’ın iradesi içinde kötülüğe yer yoktur,
Allah, kötülüğe kesinlikle rıza göstermez,
Allah’ın rızasında kötülük yoktur,
İyilik ve kötülük Allah’ın egemen olduğu alanın içerisindedir, onun bilgisi olmadan hiçbir şey olmaz ancak,
İyilik Allah’ın rızası içindedir,
Kötülük Allah’ın rızası içinde değildir.
Kuran, dünya hayatımızın bir sınav yeri olduğunu bildiriyor,
Allah’ın insanlara bahşettiği Özgür irade, Bilinç ve Aklı, hiç bir canlıya vermemiştir,
İnsanlar iyi yada kötü eylemlerini, Özgür iradeleri ile Aklını kullanarak, Bilinçli olarak tercihini yapıyor,
İyiliği isteyen insan davranışlarıyla icraatlarıyla samimiyetiyle Allah’ın taraftarı olur.
Kötülüğe meyilli insan, davranışlarıyla, icraatlarıyla, ikiyüzlü, münafık ve mukallitliği ile Allah’ın rızasından ve egemenliğinden çıkar, şeytanın taraftarı olur.
Allah, kötülüğü istemez, kötülüğü emretmez,
İyilik kavramı Rahmani,
Kötülük kavramı şeytanidir,
Allah’ın insana bahşettiği akıl ve özgür irade ile insan iyiliği ve şerri ayırabilecek kapasitededir, ve dünyevi sınavını kendi tercihi ile şekillendirir.
Allah, insana verdiği akıl ve özgür irade yanı sıra insana, iyiliği emreder ve kötülüğü yasaklar,
İnsan özgür iradesiyle kötülüğe yönelir veya iyiliğe yönelir,
1-Kötülüğe yönelen insan şeytanın taraftarı olmuştur, ahirette hakkettiği azabı alır,
2-İyiliğe yönelen insan ise Allah’ın taraftarı olmuştur, mukafatını alır.
İki seçeneğin ortası veya üçüncü bir seçenek yoktur.
Bu bağlamda Kuran’ın ”Elbette sizi korku, açlık; mallar, canlar ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele!” 2:155 uyarısı aklımıza gelecektir,
İyiliği emreden, kötülüğü yasaklayan Rabbimiz,
Allah’a, âhiret günü­ne, meleklere, indirilen kitaplara ve pey­gamberlere iman eden” insanların, gönülden samimi olanlarla münafık olanları ifşa için sınava tabi tutulacağımızı bildirir,
bu konuda 29. surenin ilk ayetleri net bir şekilde açıklama getirmektedir.
29:2 İnsanlar, imtihan edilmeden sadece “İman ettik!” demeleriyle bırakılacaklarını mı sandılar!
29:3 Kendilerinden öncekileri sınadık. Elbette Allah, doğrucuları ile yalancıları birbirinden ayıracaktır.
29:4 Yoksa, kötülükleri yapanlar bizden kaçabileceklerini mi sanıyorlar? Ne kadar yanlış hüküm veriyorlar!
İman ediyorum” diyen insanların, hem sapkınlığa, Şerre ve kötülüğe meylederek haksızlık, hukuksuzluk, hırsızlık, yolsuzluk, zulüm ve zalimlik yapması, hem de Kuran okuyup, namaz kılması, hacca gitmesi, inançlarındaki münafıklığını gösterir, onlar Allah’ın taraftarlığından çıkmıştır, bu gibi münafıklar şeytanın taraftarı olmuştur, bunların üzerinde şeytanın hakimiyeti vardır.
4:142 Şüphesiz, münafıklar Allah’ı kandırmaya çalışırlar.
Münafıklar, iman ve inançlarını kendi egolarına uydurmak için hile yaparlar.
Bu münafıklar, kendi elleriyle yaptıklarından dolayı başlarına gelen her hangi bir olumsuzluk durumunda mal kaybında, can kaybında veya hastalıkta şeytanın vesvesesi ile Allah’a isyan eder veya “şer Allah’tandır” diyerek faturayı Allah’a keser, gerçek yüzünü açığa çıkarır, münafıklıklarını ifşa ederler.
İçinde biraz samimiyet olanlar ise imanı gereği kendini sorgular, Tövbe eder, Rabbine güvenir ve sabreder, İmanın samimiyetini gösterir, sınavı başarıyla geçer ve Allah’ın taraftarı olur. Kuran’da örnek verilen bostan sahipleri gibi…
68:19 Onlar uykudayken Rabbinin katından bir felaket, bostanlarını sardı.
68:20 Böylece, bahçeleri, üzerinde hiç ekin olmayan kara toprak gibi oldu.
68:21 Sabahleyin birbirlerine şöyle seslendiler: “Eğer ürünlerinizi hasat edecekseniz erkenden bostanlarınıza gidiniz!”
Yola çıktılar, birbirlerine gizlice şöyle diyorlardı: “Bugün tarlada, yanınıza hiçbir yoksulun girmesine müsaade etmeyiniz!”
68:26 Fakat bahçeyi görünce, “Biz yolu mu şaşırdık” dediler.
68:29 Onlar, Rabb’imizi tenzih ederiz. Doğrusu bizler nankörlük edenlermişiz.” dediler.
Kalem suresinde anlatılan bostan sahiplerinin sınav kıssasında güzel bir örnek vardır,
Hasat zamanı ürünlerinden yoksullara vermeyeceklerini kararlaştırınca, başlarına gelen musibeti,
”şer Allah’tandır” demiyor veya isyan etmiyorlar, kendi elleriyle yaptıklarından dolayı olduğunun farkına varıp, özeleştiri yaparak tövbe ediyorlar.
Şerre meyil eden insanların sapkınlığı ve kötülük yapmaları şeytanın taraftarları olduğunu şu ayetlerden görebiliriz.
17:62 Dedi ki: “Bu mu benden üstün kıldığın varlık? Eğer bana hesap Günü’ne kadar müsaade edersen, pek azı hariç, onun soyunu kesinlikle buyruğum altına alacağım.”
17:63 Allah “Çık git! Onlardan kim sana uyarsa, yeriniz cehennem olacaktır, hak ettiğiniz karşılık budur.
17:64 Onlardan, gücünün yettiğine vereceğin vesvese ile saptır. Bütün gücünü kullanarak onları yaygaraya yönlendir. Mallarını ve evlatlarını kullanarak onlara kötülük yaptır, günah işlet. Ve onlara vaatlerde bulun. Şeytan sadece saptırmak için vaateder.
17:65 Bana yönelen Samimi kullarım üzerinde senin hiçbir etkin yoktur. Vekil olarak Rabbin yeter.
Subhanallah!
Muhteşem uyarılar içeren bu ayetleri okuduğu halde, atalarının inançlarını sorgulamadan hap gibi yutarak, şerrin Allah’tan geldiğine inanan, Allah’ın taraftarlığından çıkmış insanlara, şeytandan başka hiç kimse telkinde bulunamaz.
Allah’ın taraftarına şeytanın hiç bir etkisi dokunmaz ve hiç bir şekilde vesvese veremez,
Onlar hiç bir şerre, kötülüğe meyletmez.
İman ve inançlarını sorgulamadan atalarından alıp kabul eden taklitçiler için, kuran İbrahim peygamber örnekliğini gösteriyor.
6:74 İbrahim, babası Azer’e demişti ki: “Sen putları tanrı mı ediniyorsun? Doğrusu ben, seni ve toplumunu açık bir sapıklık içinde görüyorum.”
Sorgulamadan atalarımızı takip etmek, iman ettiğimiz Kuran’a aykırıdır, Kuran’da atalarının dinini sorgulayarak terk eden İbrahim peygamber kıssası anlatılır,
İbrahim peygamber yaşadığı sapkın toplumun dinini sorgulamış, çelişkileri ve sapkınlıklarını ifşa etmiş, mücadele etmiş ve Rabb’ine dönmüştür.
Akleden ve sorgulayan Müslümanlar, İbrahim peygamber kıssasını örnek almalı, atalarının dinini sorgulamalı Rabbine dönmelidir.
60:4 İbrahim’de ve onunla birlikte olanlarda sizin için elbette güzel örnekler vardır.
60:6 Ant olsun ki, onlar, sizin için ve Ahiret Günü’nü bekleyen kimseler için iyi bir örnektir.
Şerrin, Allah’tan geldiğine inanan insanlardan Allah’a sığınırım.
42:30 Size isabet eden her musibet, kendi yaptığınız şeyler yüzündendir. O, çoğuna da engel oluyor.
2:112 Doğrusu, kim iyilik yaparak kendini Allah’a teslim ederse, onun ödülü Rabbinin yanındadır; onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyecektir.
……………………..merdaliderindüşünce…………………………..


About the Author
Author

merdaliderindusunce

Leave a reply

Name (required)

Website