İslam literatürü o kadar geniş ve kapsamlı ki sanırım hiçbir İslam alimi bile tarihi seyir içinde zamanına kadar ortaya konmuş dini tüm görüş ve bilgileri elde edememiştir.
Cok sayıda mezhep ve her mezhebin farklı görüşleri ile aynı mezhep içerisinde sayısız tarikatlar ve tarikatların kendine has uygulama ve yaşantıları arasında öz ve gerçeklerin tesbiti oldukça zorlaşmıştır.
Buna rağmen değişik alan ve farklı görüşteki bilgileri bir arada değerlendirip, müşterek doğruları belirlediğimizde büyük oranda gerçekler ortaya çıkmaktadır.
Yıllardan beri beni çok düşündüren ve araştırmaya sevk eden mucizeler konusunu uzun süre araştırdım. Vardığın sonucu ve naçizane görüşümü merak edenlerle paylaşmak istedim. Şimdiden , yanlışlarımdan dolayı Allaha sığınıyorum.
Şunu çok açık bir şekilde söylemek mümkün. Hz. Peygamberimizin Kur an ve Miraç dışında İslam alimleri ve bilginleri tarafından ittifakla kabul edilen bir mucizesi söz konusu değildir. İslam kaynaklarında yer alan diğer tüm mucize olarak anlatılan olaylar hadislere dayanmakta olup, hemen hemen hepsi ile ilgili olarak farklı anlatımlar mevcuttur.
Bunun yanında Rahmet Peygamberimizin kitaplarda yer almayan ama herkes tarafından kabul edilen ve tarihin birebir kaydettiği öyle mucizeleri var ki kimse farkında bile değil. Örneğin öksüz ve yetim olarak büyüyen birinin, yaşadığı bölgede ve kendi kabilesi ile mahallesine hükmeder hale gelmesi mucize değil mi? Hepimiz belli bir bölgede ve sosyal hayat içinde yaşıyoruz öksüz ve yetimlerin toplum içinde ne halde olduklarını görüyoruz, sözlerini dinleyen var mı, ya da kimseye hükmede biliyorlar mı? Hz Muhammed in kendi kabile reisine ve şehir yöneticilerine tebliğ görevini pervasızca yerine getirmesi ve onları zor durumda bırakması mucize değil mi?
Daha sonra inancı uğruna dünyalık her şeyini yerinde bırakıp sevenleri dışında hiçbir şeyi bulunmayan Mekke ye hicret etmiş olması ve sekiz yıl sonra tekrar dönüp her kes tarafından baş tacı edilmesi mucize değil de ne?
Ayrıca Hudeybiye anlaşmasının müşriklerin ısrarı ile Hz Muhammet dışında diğer Müslümanların karşı çıkmasına rağmen kabul edilen şartlarının daha iki yıl geçmeden yine müşriklerin ısrarı üzerine iptal edilmiş olması mucize değil mi?
Peygamberimizin asıl mucizesi ise hadisler konusundaki onların yazılmasını yasaklamış olmasıdır. Şükür Allah a ki bu mucize gerçekleşmiş, aksi halde bir düşünün ne belgeler ve yazılı objeler ortaya çıkarılır ve ne kurallar uydurulurdu. Hadislerin yazılması yasaklandığı ve gerçektende birkaç istisna dışında kimsenin hadis yazma işiyle uğraşmadığı kesin olduğu halde, ortalık uydurma hadisten geçilmiyor. Peygamberimizin mantığa aykırı bir şey söylemesi ve ilke açıklaması mümkün olmamasına rağmen ona iftira atarcasına sayısız hadis uydurulmuştur.
Bizim bakmamız gereken ve Peygamberimizin bize hitap eden mesajı, getirdiği ilkeler ve yenilikleridir. Onun bize öğüdü neyse onu esas alarak kendimizi düzeltmeye çalışalım. HZ Muhammet zaten Allahın en makbul peygamberi ve kullarındandır. O nu daha da yükseltmeye çalışmak bizim görevimiz olmadığı gibi, onun tebliğ ettiği kurallara uymak ve onları yaşatmak sorumluluğumuz vardır. Onun için vazgeçelim adetullaha(fizik kanunlarına) aykırı ve anlamsız uydurmalarla oyalanmaktan da; bilinçli bir şekilde görevimizi yerine getirerek, batının ayakları altında ezilmekte ve ABD nin oyuncağı haline gelmiş olan İslam alemini bu onursuz hallerinden kurtararak, adına layık bir konuma getirmenin yollarını arayalım.
Her türlü çare ve kurtuluş yöntemi kitabımız kur an dadır.
Kur an bize akletmemizi, düşünmemizi ve uyanık olmamızı emrediyor, Peygamber dışında onun bunun arkasından gitmeyi ise yasaklıyor, Peygamberin işaret ettiği yolu bulabilmek ancak kur an la mümkündür.
Herkesin akşam sabah anlayarak kuran okuması dileğiyle , selamlar.