Bütün Hadisler Şüphelidir

Bütün Hadisler Şüphelidir

Bu sitede kaleme aldığımız yazılarda, hadislerin Kuran’la, birbirleriyle, mantıkla, insafla çelişmesini örnekleri ile uzun uzun anlatmaya çalışmamız Kuran’ın dini kaynak olarak yeterliliğinin ve aksi görüşlerin içine düştükleri çelişkiler ile mantıksızlıkların açığa çıkması içindir. Kuran’ın yanına kaynak olarak ilk konulmaya çalışılan hadis olmuştur. Hadisin bile Kuran’ın yanında dini kaynak olamayacağının anlaşılması, mezhep imamlarının, birçoğu hadislere dayandırılmış, önemli bir kısmı ise hadisten de bağımsız kendi çıkarımlarına dayanan hükümlerinin dinin kaynağı olamayacağını daha baştan gösterecektir. Bu ise bizi, sitemizdeki birçok yazıda belirttiğimiz, dinin kaynağının sadece ve sadece Kuran olduğu sonucuna, yani bu yöntemin doğruluğuna bir kez daha götürecektir.

Falanca hadis mütevatirdir, yani birçok kaynaktan gelmiştir izahı da kimseyi aldatmasın. Kuran’da bir husus eksik değildir ki mütevatir hadise de ihtiyaç olsun. Üstelik hangi hadislerin mütevatir olduğu konusunu da hadisçiler tartışmışlardır; bütün hadisçilerin ortak olarak “mütevatir” olduğunu ifade ettikleri beş tane hadis bile gösterilemez. Yani hangi hadisin mütevatir olduğu mütevatir değildir. Unutulmasın ki ne Peygamber, ne de dört halife tek bir hadis kitabı, tek bir hadis sayfası bile oluşturmadıkları gibi, hadis yazımını ve naklini yasakladılar. Üstelik bu şahıslar isteseler, doğru hadisleri toparlayabilirlerdi. Çünkü Peygamberimiz’in kendisinin veya çok yakınlarının, Peygamberimiz yaşarken veya vefatından hemen sonra doğruluk oranı yüksek hadis kitapları oluşturmaları mümkündü. Fakat onlar, en mütevatir denilen hadisleri bile “Kuran yeterlidir” ve “insanlar Kuran’dan başka sözlerle ilgilenmesinler” diye yazdırmadılar ve toplamadılar. Oysa bugün, sorun sırf Kuran’dan başka kaynaklarla ilgilenilmesi değildir. Bugünkü dert, doğru ile yalanın ayırt edilemeyecek şekilde karışmış olmasıdır.

Kuran’la, birbirleriyle ve mantıkla çelişen hadisleri Peygamber söyleyemeyeceğine göre bunların yalan olduğu açıktır. Fakat Kuran’la, başka bir hadisle ve mantıkla çelişmeyen bir hadis için bile “yüzde yüz Peygamber’in sözüdür” demek doğru değildir. Hadis rivayetine kızan bir kişinin, Kuran’daki surelerin faziletleri hakkında hadis uydurup, kişileri Kuran okumaya sevk etmeye çalışması, ölmeden önce ise bu hadisleri uydurduğunu itirafı, hadis oluşumunu açıklayan kitaplarda anlatılan bir vakadır. Sonuç olarak şunu anlamalıyız ki, Kuran dışında en mütevatir, en mantıklı gözüken hadisler bile dinin kaynağı olamazlar. Kuran, mantık ve çelişki süzgeçlerinden geçen hadislerin siyer, İslam tarihi gibi alanlarda kullanılması mümkündür, hatta yararlı olacaktır. Bu alanlarda haram ilan etme gibi bir husustaki kesinlik gerekli değildir, zanla hareket etmek mümkündür. Bu hadisler, Kuran’la çelişmiyorsa gerçek olabilirler. Fakat her halükarda bu hadislere farz ve haram saptamada ihtiyacımız yoktur.

Rabbinin sözü doğruluk bakımından da, adalet bakımından da tastamamdır. O’nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O işitendir, bilendir. (Enam Suresi, 115)

Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak zanla yalan söylerler. (Enam Suresi, 116)


About the Author
Author

Editor 1

Comments (1)
Leave a reply

Name (required)

Website