ARAPÇA KUTSAL BİR DİL Mİ?

Allah ayetinde, gönderdiği elçileri kendi toplumunun diliyle gönderdiğini söylüyor. “Biz görevlendirdiğimiz her resulü ancak kendi toplumunun diliyle gönderdik ki, onlara açık seçik beyanda bulunsun…. . ” der. Bir elçi tabii ki içinde bulunduğu toplumun diliyle hitap eder. Böylece toplumun elçisini anlaması daha kolay olur. Allah Rad Suresinin 37. ayetinde “ İşte biz o Kuran’ı Arapça bir hüküm kaynağı olarak indirdik… ” der. Peygamberimiz ve toplumun ana dili Arapça olduğundan Kuranında Arapça bir dille inmesinden daha doğal bir şey yoktur. Ne yani peygambere İngilizce mi inseydi vahiy!!!


Bizim toplumumuzda ise, Arapça genel olarak kutsal bir dilmiş gibi kabul görür. Sokakta görmüşüzdür, yerde Arapça yazan bir kağıdı bile alınlarına dokundurup yüksek yere koyarlar. Camilerde ise ne olduğunu anlamadan sırf Arapça diye nara atanı çok duymuşsunuzdur. Allah ise bize indirdiği ayetlerin içeriğinin önemli olduğunu söylüyor. Bir sürü insan vardır ki, Kuran’ı hatim eder ancak sorsanız hiçbirinin anlamını bilmez. Oysa Allah Kuran’ı bize nasıl yaşayacağımızı anlatmak için, nasıl ona kulluk edeceğimizi aktarmak için, helalleri haramları bildirmek için indirmiştir. Bunun için ya Arapça öğrenmeliyiz veya çevirilerden yararlanmalıyız. Ayrıca eklemek isterim ki, Türkçeye en çok ve farklı kişiler tarafından çevrilen kitap Kuran’dır.

Aslına bakarsanız şu son 10-15 senenin olayıdır Kuran’ın çeşitli Türkçe çevirilerinin yapılması ve manasının kavranması. Eskiden Kuran insanların bohçalara sarıp evde kütüphanelerinin en üst katında yada dolaplarda sakladıkları birşeydi. Bundan dolayıdır ki insanlar Kuran’ın mesajını alamadılar ve sonraki nesillere aktaramadılar, peki ne mi aktardılar, kulaktan dolma saçmalıklar ve Arap geleneklerini. Böylelikle Allah’ın asıl istediği şeyler bilinmiyordu. İnsanlar orucu, namazı, haccı, Kuran’dan okumuyorlardı. Bilmem ne efendinin yazdıklarını din kabul ediyor ona göre yaşıyor sonraki nesillerde bunu anlatıyorlardı. Neyse ki Allah’a şükür son senelerde Kuran’a doğru bir yöneliş var. Böylece insanlar Allah’ın bizden neler istediğini ve bu istekleri nasıl karşılayacaklarını Kuran’dan çıkarmaya başladılar.

Diyeceksiniz ki hadi biz Arapça bilmiyoruz da Arap niye öyle yaşıyor, Kurana uymuyor? Zaten asıl meselede bu. İnsan hangi dilden olursa olsun temel olarak Kuran’ı almaz iş yoldan sapıyor, nereye mi, ya atalarının yoluna ya da geleneğine.

KURAN SAĞLIK KİTABI MI?

İnsanların genel kanısı şudur ki, Allah Kurandaki haramlarını insanların sağlığı için koymuş yoksa koymazmış. Allah bazı ayetlerinde bunu belirtiyor ki domuz pistir yemeyin diyor, bazı şeyler içinse onda sizin için yararlar var ama zararları yararından fazladır diyor. Son yıllarda insan ölümlerinin büyük yüzdesinin kanserden olduğunu ve bunun en büyük nedenin ise sigara olduğunu biliyoruz. Oysa Kuranda sigara yasaklanmıyor ya da çok miktarda şeker yasaklanmıyor, 3 kilo baklava yemeyin denmiyor. Daha sayamadığımız bir sürü sağlıksız şeyde Kuranda yasaklanmıyor. Çünkü Kuran bir sağlık kitabı değil. Allah’ın haramları insanların sağlığıyla birebir orantılı olamayabilir. Hepimiz biliyoruz ki şarabın kalbe yararı var ama şarap yasakken aynı veya daha zararlı olan sigara yasak değil.

HER SAÇMA ŞEY HARAM MI?

Allah Kuranda haramları saymışken insanlar sanki bu haramlar yetersizmiş gibi kendi kafalarına göre haramlarda uydurabiliyorlar. İnsanlara çok saçma gelen şeylerde Kuranda olmayabilir. Kuran kimlerle evlenip kimlerle evlenilmeyeceğini söyler. Belki bize göre 20 yaşında biriyle 80 yaşındaki birinin evlenmesi saçma olabilir yada bazı akraba evliliklerine karşı çıkarız
( ki bu olay bölgeden bölgeye değişir) amca çocuğu, teyze çocuğu, hala çocuğu ile evlenmek bize saçma ve kötü gelebilir ama Kuranda bize haram olan dışında herkesle evlenmek normaldir ve bunlarla ilgili bir yorum getirmemiştir. İnsanlar sadece kendi istekleri doğrultusunda sanki Kuran’da varmış gibi yorumlar yapmaları çok yanlıştır. Kuran her saçma şeye yasak getirmez ki. Kuran’ın kendi haramları vardır onların dışında kalanlar herkese helaldir.

Yazar : BİROL

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Comments (1)
Leave a reply

Name (required)

Website