İçgüdülerimiz: En güzel biçimde yaratılan insan

İnsan her açıdan çok gelişmiş özelliklerle donatılmış yüksek potansiyele sahip bir canlı. Ancak bu potansiyelini yakalaması sahip olduğu özellikleri doğru bir şekilde algılayıp gerektiği gibi kullanmasıyla mümkün olabilir. Eğer bu potansiyel doğru değerlendirilmez ve yorumlanmassa, insan sahip olduklarını ya da olabileceklerini boşuna harcamış olacaktır. Bu konuyla ilgili olarak Tin suresinde şöyle denilmektedir:


1. İncire, zeytine,
2. Sina dağına,
3. Ve şu emin beldeye yemin ederim ki,
4. Biz insanı en güzel biçimde yarattık.
5. Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına attık. *
6. Fakat iman edip salih amel işleyenler için eksilmeyen devamlı bir ecir vardır.

Burada (doğrusunu Allah bilir) açıkça insanın sahip olduğu özelliklere dikkat çekilmektedir. Belki, dikkat çekilen şeylerden bir tanesi de insanın davranış kalıbı ve iç güdüleri olabilir. İnsanın doğası gereği bir takım yatkınlıkları vardır.

Örnek vermek gerekirse her insan varlıklı ve zengin olmayı ister ve bunun için gayret gösterir. Varlıklı ve zengin olmak denilince de çoğu insanın aklına ölmeden önce çok para kazanıp evler, arabalar, yatlar almak gibi şeyler gelir. Ancak Kuran`ın mantığına göre esas zenginlik ahirette ve cennettedir. Çünkü oradaki zenginlik sonsuza dek sürecek ve insanın limiti hayal gücü olacaktır (bkz. Zuhruf 71: Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve siz, orada ebedi kalacaksınız. ). Ancak dünyadaki zenginlikse ahirettekine göre belki koca ömürdeki bir saniyeden bile daha kısa olacaktır.

İnsanda kodlanmış olarak bulunan iç güdülerden bir tanesi de insanın kendisini güçlü birinin himayesine almaya çalışması, ona sırtını yaslayıp kendini güvende hissetmek istemesi ve onun beğenisini kazanmak istemesidir. Gene bir çok insan bununla ilgili olarak anne babasının takdirini ve desteğini almak ister, ya da siyasetle ilgileniyorsa kendini nüfuzu en kuvvetli olan grubun yanında olacak şekilde konumlandırır veya şirketinde patranunun beğenisini kazanmak için gece gündüz çalışır. Kuran mantığına göre esas himayesine girmemiz, takdirini kazanmamız gereken Allah`tır. Çünkü herşeye gücü yeten, sonsuz kudret sahibi olan ve herşeyi kontrol eden O`dur. (bkz. Nisa 126: Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah`ındır ve Allah her şeyi kuşatmıştır. Enam 61: O, kullarının üstünde yegane kudret ve tasarruf sahibidir. ) Demek ki bizim içimizdeki beğeni kazanma ihtiyacı esas olarak Allah`ın beğenisini kazanmak için, güçlü ve emin olan birine sığınma isteğiyse Allah`a sığınmak için bulunmaktadır (Zümer 36: Allah kuluna kafi değil midir? Seni O`ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah, kimi saptırırsa artık onun yolunu doğrultacak biri yoktur).

Gene insanın içindeki bir diğer iç güdüyse geleceğini düşünme, onun için kaygılanma ve onu sağlama almak için çaba sarfetmektir. Bunun için insanlar türlü türlü yöntemler geliştirmişlerdir. Bireysel emeklilik planları, SSK ya da Bağkur sigortaları, sağlık sigortaları bunlardan sadece bazılarıdır. Ancak Kuran`a göreyse esas olan gelecek ahirettir ve insanların amaç edinmeleri gerekense ahiretlerini kurtarmak için çalışmalarıdır. Bunun için de Asr suresinde de belirtildiği gibi iman edip iyi işler yapmaları gerekmektedir.

1. Asra yemin ederim ki
2. İnsan gerçekten ziyan içindedir.
3. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.

Allah hepimize bize emanet edilen değerli varlığımızın bilincinde olmayı; ve onu hak ettiği yüceliğe kavuşturmak için gereken gayreti ve çalışmayı gerçekleştirmeyi nasip etsin.

Amin.

Önemli not: Burda yazdıklarımı insanların amaçlarından farkında olmadan saparak geçici olanı – yani dünyayı kazanmayı – hedef haline getirmelerini eleştirmek için yazdım. Yoksa buradan dünyadan tamamen vazgeçerek elini eteğini çekip inzivaya girmek anlaşılmamalıdır. Esas olan dünyada sahip olduklarımızın Allah’ın bize nasip ettiği lütuflar olduğunu anlayıp O’na bunlar için şükretmek ve dünyalıkların bir imtihan aracı olduğunun bilincinde olmaktır.

Yazar : hikmet

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website