Kuran, “La ilahe illallah” veya “La ilahe illa hu” (Allah`tan başka ilah yoktur) ifadelerini otuz defadan fazla tekrarlar. Hiçbir yerde bu ifadeye herhangi bir yaratığın isminin iliştirildiğini göremezsiniz. 3: 18 ayeti, İslamın ilk şartı olan şehadeti bildirir: “Allah, kendisinden başka ilah olmadığına şehadet eder. Melekler ve adaleti gözeten ilim sahipleri de… ”
İslam dininin bu ilk şartı, ne yazık ki hadis ve sünnetin tuzağına düşen müslümanlarca tahrif edilmiştir. Milyonlarca müslüman, şeytanın politeist bakış açısının etkisine girerek, Allah`ın isminin yanında Muhammed`in de ismini koymaktadırlar. 39: 45 ayetindeki büyük kriter, bu tür kişilerin aslında inkarcı olduğunu bildirir:
“Sadece Allah`ın ismi anıldığında ahirete gerçekten inanmıyanların kalbi nefretle çarpar, ancak, ondan başkaları anılınca hoşlanırlar” (39: 45).
Muhammed`in vefatından kısa bir süre sonra, ismi Allah`ın isminin ayrılmaz bir parçası haline sokulmuş ve İslam`ın ilk şartı tahrif edilmiştir. İsminin ezana eklenmesiyle bu putperestlik günde beş vakit yüksek sesle ilan edilmiştir. Ezana “Eşhedü enne Muhammeden Rasulüllah” ifadesi eklendikten sonra Şiiler Ali`nin de ismini “Eşhedü enne Aliyyen veliyüllah” ifadesiyle ezana sokmuşlardır. Halbuki, bu tavır, Kuran`ın bir çok ayetiyle çelişmektedir. Her şeyden önce 72: 18 ayeti şu prensibi koyar: “Mescidler, Allah`a aittir. Allah ile beraber bir başkasını çağırmayın” (72: 18).
Muhammed`i putlaştıranlar tarafından yapılan ekleme ile Kelime-i Şehadet aslında Kelimeteyn-i ŞehadetÕe çevrilmştir. Yani, bugünkü şehadet bir değil, iki kelimeden veya temadan oluşmaktadır: Allah ve Muhammed. Ne var ki 3: 64 ayeti bir tek kelimeye, sadece AllahÕa çağırır insanları:
“De ki: Ey Ehl-i Kitap! Sizin ve bizim aramızda aynı olan şu kelimeye/söze gelin: `Allah`tan başkasına kulluk etmeyelim, O`na hiç bir şeyi ortak koşmayalım, Allah`ı bırakıp da birbirimizi rabler edinmeyelim. ` Yüz çevirirlerse şöyle söyle: `Tanık olun, biz teslim olanlarız. ` ” (3: 64).
a) Şehadette Allah`ın isminin yanına Muhammed`in ismini ekleme gereğini neden duyuyorsunuz?
b) Neden, Allah`ın tek ilah oluşundan söz eden hiçbir ayette Muhammed`in ismi geçmiyor? Yoksa Allah unuttu mu?
c) Muhammed`in ismini şehadette zikretmenin amacı ne olursa olsun, 39: 45 ayetine göre putperestlik ifadesidir. Muhammed, Allah`tan başkası değil mi? Öyleyse 39: 45 ayetinin içeriğine girmiyor musunuz?
d) Muhammed, Kuran`a uyuyordu. Kuran`ı kabul eden Muhammed`i de kabul etmiş olur. Öyleyse neden kelime-i şehadet olarak “Eşhedü ella ilahe illa Allah ve eşhedü ennel Kurane kelamullah” ifadesini kullanmıyorsunuz?
e) Neden Allah`ın elçileri arasında ayırım yapıyorsunuz? Örneğin, hayatınızda kaç kere “Eşhedü ella ilahe illa Allah ve eşhedü enne Musa rasulüllah” dediniz?
f) Sizin anlayışınıza göre her bir elçi geldiğinde bir önceki elçinin ismini kelime-i şehadetten silip kendi ismini yerleştirmesi gerekir. Musa gelince Yusuf`un ismini silip kendisi ve kardeşinin ismini mi ekledi? İsa gelince Musa`nın ismini kaldırıp kendi ismini mi ekledi? Muhammed gelince İsa`nın ismini çıkarıp kendi ismini mi yerleştirdi? Elçilerin birbirlerinin isimlerini silme biçimindeki mücadelesini Kuran neden aktarmıyor? Elçiler böyle bir tavır içinde olsalardı çevrelerindeki inkarcılarla en büyük tartışmaları bu konu üzerinde odaklaşmıyacak mıydı?
g) Putperestlerin, putperestliklerini kabul ettiklerini mi sanıyorsunuz? Niçin 6: 22, 23 ayeti üzerinde düşün müyorsunuz?
h) Doğru ile yanlışın karmakarışık olduğu hadis kitaplarınıza göre, peygamber ezanı 19 kelime olarak öğretmiştir (Tirmizi, Salat 26; Nesei, Ezan 4). Sizin ezanınızda ise 24 kelime mevcuttur. Neden hadislerinizle çelişiyorsunuz? Eklediğiniz “Eşhedü Enne Muhammeden Rasülül Allah” kelimelerini çıkardığımızda geriye 19 kelime kalıyor. Rastlantı mı?
i) Yüce Allah 3: 64 ayetinde Ehl-i Kitabı tek bir kelimeye, yani Allah`tan başkasına tapmamaya çağırırken sizin onu yetersiz görmeniz ukalalık ve cehalet olmaz mı?
Yazar : bahadır uysal