KURAN AYETLERİNİN EVRENSELLİĞİ VE GÜNÜMÜZE YANSIMASI…

Kuran okurken çok dikkatimi çeken bazı ayetlerin, bende yarattığı düşünceyi bugün sizlerle paylaşmak istiyorum. Önce şunu hatırlatmak isterim, peygamberimiz devrinde insanların puta taptığını söylediğimiz toplumun, aslında Allah a inandığını, ancak daha önceden yaşamış ve değer verdikleri saygın kişilerin putlarını yaparak, onları Allah ile aracı kılıp yardım istiyorlardı. Örneğin en büyük putları daha önce yaşayan ve kabenin temizliğini, bekçiliğini yıllarca yapmış saygın, doğru ve dürüst bir kişi olduğu biliniyor. Daha açıkçası onlara yaratıcı olarak tapmak değil, onları Allah ile arasında aracı olarak kullanıyorlardı. O devrin insanları daha önce gelen dinlerin etkisindeydiler, tıpkı günümüzde olduğu gibi Allahın indirdiği dini, hurafelerle bozarak İslam ı yozlaştırmışlardır. Aşağıda sizlerle paylaşmak istediğim ayetlerin üzerinde lütfen çok iyi düşünmenizi rica edeceğim. Kuran indirilirken tüm ayetler o günkü topluma ve o günün olayları karşısında indirilmiştir. Dikkat ederseniz Kuran ayetlerin indiriliş nedenlerini açıklamaz, genel hatlarıyla konulara değinir örnekler verir, hükümler getirir. Eğer nedenleri de açıklansaydı günümüzde bu ayetler o zaman için indirilmiş, bizleri ilgilendirmez diyenler çıkabilirdi. Ayetlerin iniş sebepleri açıklanmayarak her zamana ve topluma uyması sağlanmıştır. Fakat Rabbim öyle kelimeler ve cümleler kullanmıştır ki, tüm ayetler dünya yaşadıkça toplumlara ve içinde bulundukları ortama uygun rehber olmuştur, olacaktır. Biraz sonra bu sözlerimle ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Önce Bakara suresi 8. ayetten başlayalım ve devamını da yazalım ki anlamamız kolay olsun.

BAKARA 8: İnsanlar içinden bazıları vardır, “Allah`a ve âhiret gününe inandık!” derler ama onlar inanmış değillerdir. 9: Allah`ı ve inanmış olanları aldatma yoluna giderler. Gerçekte ise onlar öz benliklerinden başkasını aldatmıyorlar. Ne var ki, bunun farkında olamıyorlar. 10: Kalplerinde bir hastalık vardır da Allah onları hastalık yönünden daha ileri götürmüştür. Ve onlar için, yalancılık etmiş olmaları yüzünden acıklı bir azap öngörülmüştür 11: Onlara, “Yeryüzünde bozgun çıkarmayın” dendiğinde, “Tam tersine, bizler barış ve esenlik getirenleriz!” demişlerdir. 12: Dikkat edin, gerçekte onlar, bozgun getirenlerin ta kendileridir de bunun bilincinde olmuyorlar. 13: Onlara, “İnsanların inandığı gibi siz de inanın” dendiğinde, “Yani biz de kafası çalışmayan zavallılar gibi inanalım mı? ” derler. Haberiniz olsun ki, kafası çalışmayan düşük seviyeliler onların ta kendileridir; fakat bilmiyorlar. 14: Bunlar iman etmiş olanlarla yüz yüze geldiklerinde, “İman ettik” derler. Kendi şeytanlarıyla baş başa kaldıklarına ise söyledikleri şudur: “Hiç kuşkunuz olmasın biz sizinleyiz. Gerçek olan şu ki, biz alay edip duran kişileriz. 15: Allah onlarla alay ediyor ve onları, kendi azgınlıkları içinde bocalar bir halde sürüklüyor. 16: İşte bunlar, doğruluk ve aydınlığı verip karanlık ve sapıklığı satın aldılar da ticaretleri hiçbir kazanç sağlamadı. Bir yol-yordama girebilmiş de değillerdir. 17: Onların durumu şu kişinin durumuna benzer: Bir ateş tutuşturmak istedi. Ateş, çevresindekileri aydınlattığında, Allah onların ışığını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı; artık görmezler. 18: Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar artık dönmezler.

Yukarıdaki ayetler peygamberimiz devrinde ben inandım diyen ama kendi aralarında hala eski inançlarının etkisinden kurtulmayan, atalarının inancından vazgeçmeyen sağır ve dilsizlerin durumlarını anlatıyor. Dikkat edin biz Allah a ve ahiret gününe inandım diyenlerin, inanmış olanları aldatma yoluna gittiğini söylüyor. Gerçekte bunların kendilerini aldatmaktan başka hiçbir işe yaramadığını belirtiyor. Bu insanlar yani inandık diyerek aslında sanıya geçmişe atalarının dinine inananlar, Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın dendiğinde, kendilerinin barış ve esenlik getirdiğini iddia etmişler. Günümüzde de din adına suçsuz insanların ölümünü bile düşünmeyenleri hatırlayınız. Çok ilginçtir Allah aslında onlar kendilerini öz benliklerini aldatıyor diyor ve daha ilginci ise bunun farkında olamadıklarını da belirtiyor. İnsanların inandığı gibi sizde inanın dendiğinde ise verdikleri cevap çok düşündürücü, (Yani biz de kafası çalışmayan zavallılar gibi inanalım mı? ” derler. ) Bu söz üzerine lütfen iyi düşünelim. Peygamberimiz toplumu kuran ile uyarma görevi aldığından onları yalnız ve yalnız kuran ile uyarmıştır. Buna itiraz edenler yani kendini akıllı sanan geri zekâlılar, atalarının kendilerine bıraktıkları doğru olmayan gelenek ve inançlarından vazgeçmedikleri için, yalnız kurana inanmamakta ısrar etmişlerdir. Çok ilginç olanı, bu tür insanların yalnız Kurana iman edenlerle karşı karşıya geldiklerinde, kendilerinin de iman ettiklerini söylemesidir. Fakat kendi aralarında, yine eski inançlarını yaşayarak kurandan uzak ve rivayetlerle bozulmuş dinlerine dönerler. Doğrusu Rabbim bu tür insanların artık gözlerinin görmesi engellendi ve gerçekleri asla göremezler diyor.

Günümüzde düşünelim yine bu tür insanlar aynen günümüzde yok mu? Allahın ayetini onlara söylüyorsun, siz onlardan anlayamazsınız veli insanlar anlar diyorlar, Rabbim apaçık gönderdim ayetlerimi sakın velilerin ardına düşmeyin dediği halde. Çünkü atalarından gelen sözler öyle öğretmiş onlara, gözler göremiyor, kulaklar duymuyor, kalpleri taş kesmiş artık gerçekleri asla göremeyeceklerini belirtiyor Rahman. Atalarından gelen sözlerin kuran ayetlerini nesih ettiğini söyleyen, inanan ben Müslüman’ım dese de, Rabbim onların cehennem odunu olacağını açıkça belirtiyor. Peygamberimiz devrinde yalnız kuran yetmez, atalarından gelen inançlarda vardır diyerek peygamberimize itiraz edenlerle, günümüzde yine aynı söylemleri kullanan yalnız KURAN YETMEZ atalarımızdan gelen onca bilgilerde vardır diyenler arasında ne fark var? Lütfen dikkatle iyice düşününüz.

Şimdide bir başka ayeti düşünelim bakalım Rabbim o devrin insanlarına neler söylemiş, daha sonrada acaba bu sözlerin günümüzdeki yansımaları neler onu da karşılaştıralım yazımızın en sonunda.

Araf 179: Yemin olsun ki, biz, cehennem için, cinlerden ve insanlardan, birçok kişiye vücut verdik/birçoğunu döllendirip yaydık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar. 180: En güzel isimler/Esmâül Hüsna Allah`ındır; O`na onlarla dua edin. O`nun isimlerinde ters bir tutum izleyenleri bırakın. Yapıp ettiklerinin cezasını çekeceklerdir. 181: Bizim yarattıklarımızdan bir topluluk vardır ki, hak ile kılavuzlar ve yalnız onunla adalet sunarlar. 182: Ayetlerimizi yalanlayanları, hiç bilemeyecekleri bir yerden ağır ağır çöküşe götüreceğiz. 183: Süre tanıyorum onlara. Çünkü benim tuzağım pek yamandır. 184: Düşünmediler mi ki, o arkadaşlarında cinnetten eser yok. Apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir o. 185: Göklerin ve yerin melekûtuna, Allah`ın yarattığı herhangi bir şeye bakmadılar mı; ecellerinin gerçekten yaklaşmış olabileceğini düşünmediler mi? Peki, bu Kur`an`dan sonra hangi hadise/söze iman ediyorlar. 186: Allah`ın şaşırttığına kimse kılavuzluk edemez. O bırakır onları ki, kudurganlıkları içinde bocalayıp dursunlar.

Yüce Rabbim kuran gerçeklerini görmek istemeyen onlardan adeta kaçan ve atalarının dininden kopamayan insanlar için, onların hem kör hem de sağır olduğunu söylüyor. Bu insanları benzettiği örnek ise çok düşündürücü, Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar. Peki, bunlar Allah ı inkâr edenler miydi? Kesinlikle hayır Allahı da hesap gününü de kabul eden ama atalarının hurafelerinden kurtulamayan, bu nedenle kuranın bazı ayetlerine inanıp, bazılarına inanmayan sefillerden bahsediyor. Hatırlayın kuranı ne diyordu Rabbim; Atalarınızın inancı yanlış ise de mi inanmaya devam edeceksiniz demiyor muydu? Onlar ne diyordu peygamberimize; sen bizim atalarımızın dinini inkâr ediyorsun diye karşı çıkıyorlardı, çünkü atalarının dini Allahın gönderdiği dinden uzaklaşmış ve hurafeler dini olmuştu.

Şimdi düşünelim günümüzde Allahın bahsettiği ayetler apaçık dururken, onlara tamamen ters atalarından gelen rivayetlerde geçen sözlere inanılmıyor mu? Allah çok açık ve net şefaat tümden bana ait derken, birileri çıkıp peygamberler, din ulemaları da şefaatçidir demiyorlar mı bizlere? Allah şefaati benden dileyin demesine rağmen, yüzlerce yıldır ataların dini bizlere, peygamberimizden şefaat diletmedi mi, tıpkı putları şefaatçi olarak kullanan nesil gibi. Düşünebiliyor musunuz Muhammet suresi 19. ayetinde, Allah bakın peygamberimize kendi günahın için dua et diyor. Kendi günahını bağışlayamayan Allahtan af dileyen nasıl olur da tanımadığı insanların günahlarını bağışlar lütfen ayeti iyice okuyup düşünelim. Ayetin devamında ise dikkat ederseniz o gün çevresinde olan ve iman etmiş kadın ve erkekler içinde dua etmesini istiyor Rabbim. Bu sözlerden aklı zerre kadar olan ne demek istediğini anlayacaktır, anlamayana sözümüz yok zaten.

(Muhammet sur. 19. ayet; Allah`tan başka tanrı olmadığını kuşkusuzca bil! Hem kendi günahın için hem de mümin erkeklerle mümin kadınlar için af dile. Allah sizin, dönüp dolaşacağınız yeri de varıp ulaşacağınız yeri de bilir)

Demek ki cahiliye devrinde yapılan bazı yanlışlar alışkanlıklar hala devam ediyor, ama farkında bile değiliz. İşte ayetlerin bazılarına inanmış görünmek böyle olur, ama Rabbim de söylüyor bunun farkında bile değiller. Ayetlerin içinden çok dikkat çekici bir cümle var; ( Bizim yarattıklarımızdan bir topluluk vardır ki, hak ile kılavuzlar ve yalnız onunla adalet sunarlar. ) Sizce Rabbim ne anlatmak istiyor bu sözlerle? Sanırım gözlerde perde olmayan hemen anlamıştır. Onunla adalet sunar kelimesi dahi sizlerin anlamasına yetti bunu biliyorum. Elbette KURAN. Demek ki yalnız Kuran ile adalet sunmamız gerekiyormuş. Peki ya günümüzde? Ayetin devamında ise Yüce Rabbim bu tür insanlara apaçık ihtarı var, gönderdiği elçinin kendi kafasından hiçbir şey söylemediğini gözlerimizin içine sokarcasına; (. Apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir o. ) diye de bizleri uyarıyor. Ya günümüzde bu konuda neler söyleniyor? Rabbim atalarının dininden vazgeçemeyenleri uyarıp, KURANDAN BAŞKA HANGİ SÖZLERE İMAN EDİYORLAR diyerek, gittikleri yolun yanlış olduğunu apaçık söylüyor. Günümüzde ki ben Müslüman’ın diyen bazı kardeşlerim neler söylüyor lütfen hatırlayın? İslam ı yalnız kurandan öğrenemeyiz, o özet bilgidir her şey yazmaz. Dinimizi öğrenmek için fıkıh kitaplarına ihtiyacımız vardır demiyorlar mı, tıpkı Rabbimin o devir insanlarını uyardıklarında söylediği gibi.

Şimdide Araf suresi 198. ayete bakalım acaba o günkü insanları nasıl uyarıyor Rabbim, bu sözlerin günümüzdeki örnekleri neler onu düşünelim.

Araf 198: Onları, hidayete çağırsanız, duymazlar. Onların sana baktıklarını sanırsın. Oysaki onlar görmezler. 199: Affetmeyi esas al! İyiyi ve güzeli emret, cahillerden yüz çevir. 200: Şeytandan bir dürtük seni dürtüklediğinde, Allah`a sığın. Çünkü O, her şeyi işitir, her şeyi bilir. 201: Korunup sakınanlar, kendilerine şeytandan bir görüntü/dürtü gelip dokunduğunda, hemen Allah`ı hatırlarlar. İşte o anda görülmesi gerekeni görürler. 202: Yoldaşları ise onları sürekli azgınlığa iterler, sonra da yakalarını bırakmazlar. 203: Onlara bir ayet getirmediğinde, “Onu da şuradan buradan derleseydin ya!” diye konuşurlar. De ki: “Ben sadece Rabbimden bana vahyedilene uyuyorum. Bu, Rabbinizden gelen gönül gözleridir, doğruya kılavuzdur, iman eden bir toplum için rahmettir.

Birçok sitede kardeşlerimizle tartışıyor ve kuran ayetlerini örnek gösteriyorum, onların düşüncelerinin, inançlarının kurana göre doğru olmadığını anlatmaya çalışıyorum. Bazı kardeşlerimin beni sünnet inkârcısı olarak ithamıyla karşılaşıyorum. Hâlbuki peygamberimiz yaşamı, aldığı nefes ve tüm çabaları toplumu Kuranla uyarmak ve onlara kuran ile hükmetmek olduğunu, Kuranın dışından hiçbir şeyle ilgilenmediğini anlatmaya çalışıyorum. Ama ben onların kalbi kırılmasın diye, siz Kuran inkârcısı mısınız demiyorum. Bunun farkında bile değiller, onları güzelce uyarmaya çalışıyorum, Allah korusun bu durumlardan bizleri.

Yukarıdaki ayeti lütfen dikkatlice düşünelim, özellikle Araf 203. ayeti. Hatırlayınız bizlere kuranda her şey yoktur diyenler, atalarının öğretisini kuranda bulamadıklarında da aynısını günümüzde söylüyorlar. O devrin insanları da bunu yapmış ve peygamberimizden kendi istekleri doğrultusunda ya da atalarının inançları doğrultusunda ayetler istediklerinde, peygamberimizin verdiği cevap acaba günümüzde geleneksel İslam’ın öğretisine uyuyor mu? Ne diyor peygamberimiz? ( De ki: “Ben sadece Rabbimden bana vahyedilene uyuyorum. ) Demek ki peygamberimiz kendi kafasından hiçbir şey ekleyemiyormuş. Peki, bugünkü geleneksel İslam’ın öğretisine, Atalarından gelen inancının yanlış olduğunu hatırlattığımızda, kuranda olmayan bir hükmü asla peygamberimiz kuran dışından veremeyeceğini ayetler apaçık söylediğimiz de, kurana davet edenlere ne diyorlardı? NE YANİ PEYGAMBERİMİZ POSTACI MIYDI? Değerli dostlar ayetlerin indiği dönemdeki atalarının dininden vazgeçemeyen, ama Allah a ve ahiret gününe inanan, bizlerde Müslümanız diyerek kendi içlerinde yine atalarının inançlarını devam ettirenler ile günümüzde kuranı tıpkı o günkü gibi, yeterli görmeyip atalarından gelen sözleri kuran ayetleri gibi görerek, eski inançlarını devam ettirip, iman edenlerden ne farkı var? Peygamberimiz ben yalnız bana vahyedilene uyarım dediği halde, hala peygamberimizin de hüküm verme yetkisi vardır demek, kuranın bu ayetlerini kabul etmemek olduğunu, demek ki gerçekten göremiyorlar ne kötü bir yol bu yol, Rabbim bizleri ne olursun koru.

Şimdide Yasin suresi 9. ayete bakalım, acaba Rabbim bizleri neye uymamızı istiyor ve peygamberimizin yalnız ve yalnız nereye uyanı uyarabileceğini söylüyor. Bakın ayet o günkü toplum insanlarından bahsediyor, ama gözlerde perde yoksa hemen günümüze o kadar güzel uyarlıyor ki insan şükürler olsun.
Yasin 9: Önlerine bir set, arkalarına da başka bir set çektik. Böylece onları kuşatıp sardık; artık onlar görmezler. 10: Sen ha uyarmışsın onları ha uyarmamışsın, fark etmez onlar için; inanmazlar. 11: Sen ancak o Kuran`a uyan ve görmediği halde Rahman`dan korkan kimseyi uyarırsın. Böylesini, bir bağışlanma ve seçkin bir ödülle müjdele.

İşte dostlar Rabbim kuran ile iman etmeyi yetinmeyenlerin önlerine ve ardına öyle bir set çektiğini söylüyor ki, artık kuran gerçeklerini görmeleri asla mümkün değil diyor. Allahınız aşkına lütfen iyice okuyun ve gece gündüz, yatarken, kalkarken yalnız bu ayeti düşünün, sanırım her şey anlaşılacaktır. (: Sen ancak o Kuran`a uyan ve görmediği halde Rahman`dan korkan kimseyi uyarırsın. ) Ne diyor Rahman? Sen ancak o kurana uyanları uyarabilirsin. Değerli dostlar günümüzde atalarının dininden vazgeçmeyenler neler söylüyor lütfen tekrar hatırlayalım. İslam ı öğrenmek için KURAN YETMEZ, O ÖZET BİLGİLERİ İÇERİR ORADA HERŞEY YOKTUR. ONU SİZLER OKUSANIZ DA ANLAYAMAZSINIZ, DİNİ ÖĞRENMEK VE YAŞAMAK İSTİYORSANIZ, GEÇMİŞTE YAŞAYAN ATALARIMIZIN ÂLİMLERİNİN YAZDIĞI FIKIH KİTAPLARINDAN İSTİFADE ETMELİSİNİZ. Bu sözler bizi kurana mı yönlendirir yoksa beşerin ciltlerce dolu kitaplarına mı? Şimdi sizlere soruyorum bu durumda olan bir topluma, bunlara inanan bir nesle Rabbimin peygamberimiz kanalıyla bizlere ilettiği kuran ile yetinmeyenlere, acaba kuran ayetlerini kavrama melekesini, gücünü, ışığını verir mi Rabbim? Kurandan istifade edebilirler mi böyle bir toplum? Yüceler yücesi Rabbim asla böyle bir toplumun kuran ile uyarılamayacağını söylüyor, gözlerinde perde, gönlü ve kulakları mühürlü olmayan kuran ile uyarılan bir nesil ancak bu tebliği alacağını müjdeliyor Rabbim bizlere. Hatırlayın mahşer günü peygamberimiz ben Müslüman’ım diyenlere şahit olarak ne söyleyeceğini bakın Rabbim bizlere nasıl hatırlatıyor.

( Furkan Suresi 30 ayet; Ey Rabbim! Benim toplumum bu Kuran` ı devre dışı tuttular. ) Ne dersiniz günümüzde bu ayetin hükmü gerçekleşmemiş mi? Kuranda her şey yoktur o özet bilgidir, sizler kuranı anlayamazsınız onları âlim kişiler anlar diyerek, bizleri beşerin kitaplarına yönlendirip, bizler de madem anlayamayız o halde saygılı olalım deyip, yüksek bir yere asıp onu terk etmedik mi? Ey Rabbim bizleri affet gerçekten öyle yaptık. Ne olursun o yüce bağışlayıcılığınla bizleri bağışla. Kuranın gerçeklerini aklı olan, yeni nesil tüm insanlara anlatıyor ve çaba gösteriyoruz, Kuranın güneşini artık fark etti toplumumuz, ne olursun bizlere yardım et ve gözlerimizdeki perdeyi kaldır. Bizlere gönderdiğin rehberin, güneşin, gönül gözünün fark edilmesi için bizlere güç ver. Kuranın anlaşılması zordur, onda her şey yoktur diyenlere karşı bizleri tek vücut yap, bizlerin azimle çalışmalarında güç ver bizlere, senin her şeye gücün yeter ÂMİN.

SAYGILARIMLA
Haluk GÜMÜŞTABAK

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website