Tarih boyunca dünyanın birçok ülkesinde zaman- zaman sahte Peygamberler türemiştir. Bunlar şizofrenik kişilik yapısında, eski deyimle “cinlenmiş” “çarpılmış” insanlardır.
Bu insanlar kendilerinin Peygamber, elçi veya kurtarıcı olarak gönderildiklerini sanırlar. Ne yazık ki bu tip insanlar kolaylıkla kendilerine yandaş bulabilirler. Üstelik bu hezeyanlarına yanlarında topladıkları kişileri de inandıracak kadar zeki olurlar.
Ruh doktorlarının dediklerine göre: Şizofrenler kendi zihinlerinde yarattıkları dünyalarına, yanlarındakileri de çekme kabiliyetine sahip olabilirler.
Gerçeği değerlendirme yeteneğini kaybeden bu kimseler, kendi gerçekliklerini yaşarlar. Olayları daima kendi gerçeklerine göre yorumlarlar. Ve aksi ispat edilse dahi, buna asla inanmazlar. Böylece -tıpkı bulaşıcı bir hastalık gibi, bulaştıkları insanlar da, şizofrenik bir gerçeklik duygusuna kapılırlar.
Bu insanların zihinleri de allak bullak olup, kendi hayal dünyalarında bir yaprak gibi oradan oraya sürüklenirler.
Bu insanlar sadece kendilerine değil, bazen de tüm ülkeye zarar verirler. Bunlar kendilerinin dünyaya kurtarıcı olarak geldiklerini sanmaktadırlar.
Günümüzde buna benzer pek çok “cemaat, tarikat ve külte” tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de rastlamak mümkündür.
Örneğin dünyada, “Moon tarikatı” ve “Scientology” gibi, her ülkenin kendi inançlarına, kültürüne ve geleneklerine göre insanları etkileyerek, inançlarını kullanarak kendilerine yandaş toplayan tarikat örnekleri bulunmaktadır.
Bu tarikatlar sadece inanç üzerinden insanları etki altına alabilmektedirler. Bunun adına ister “satanizm” deyin, ister “new age” veya “uzay tarikatı” deyin. Bu akımların tamamı bir şekilde maneviyata ve inanç sömürüsüne dayanmaktadır.
Gerçek şu ki; maddesel olan hiçbir şey ile insanları robotlaştırıp etki altına bu denli alamazsınız. Sadece Allah korkusuyla veya bir takım metafizik yöntemlerle insanları gönüllü köleler haline getirebilirsiniz…
Bu tarikat düzenlerinin tamamında “Altın Çağ” vaat edilmektedir. Kendilerinin Allah’ın askerleri olduklarına inanmaktadırlar. Kendilerinin seçilmiş kullar olduklarını ve çok özel insanlar olduklarını sanmaktadırlar. Bazıları da “uzaydan veya bazı gezegenlerden” geldiklerini sanmaktadırlar.
Yani bir şekilde kendilerinin dünyaya hakim olacak “Altın çağın önderleri” olduklarını sanmaktadırlar. Bazıları da, tıpkı “Sahabeler ya da Havariler” gibi olduklarını düşünmektedirler.
Bu şizofren kişilikli insanlar tarih boyunca var olmuşlar ve var olmaya da devam edeceklerdir.
Bunun için doğruları ve yanlış insanları ayırt etmek aslında çok da zor değildir. Sadece akılcı düşünmek ve kişilerin ruh dünyalarını, hayatlarındaki çelişkileri, nasıl bir çocukluk geçirdiklerini ve mevcut yaşam tarzlarını biraz incelediğimizde, zaten Allah dostu mu yoksa Allah’ın adıyla insanları kandıran şarlatan mı oldukları anlaşılacaktır.
Peygamber özellikleri
Tüm peygamberler; Allah tarafından günaha ve çirkin utanmazlıklara karşı korunmuşlardır.
Dolayısıyla Peygamberler asla nefislerine göre yaşamazlar, heva ve heveslerine göre konuşmazlar.
Peygamberler asla yalan söylemezler.
Peygamberler asla zina yapmazlar, haramlara yaklaşmazlar.
Peygamberler güvenilir olurlar, bu güveni tüm topluma yansıtırlar.
Peygamberler hal ve tavırlarıyla insanları etkilerler.
Peygamberler mütevazı ve ölçülü olurlar, israftan ve abartıdan kaçınırlar.
Peygamberler asla kendilerini ilahlaştırıp putlaştırmazlar.
Peygamberler büyüklenmekten kaçınır kendilerini diğer Peygamberlerle kıyaslamaz, mübarek insanları hürmet ve tevazu ile yad ederler.
Peygamberler Allah’tan başka kimseden korkmazlar.
Peygamberler onurlu ve şerefli olurlar.
Peygamberler yokluğun da varlığın da Allah’tan geldiği bilinciyle yaşarlar.
Sahte Peygamber özellikleri:
Nefsine göre yaşarlar.
Kuran’ı kendi çıkarlarına göre yorumlarlar.
Zina yaparlar.
Güvenilir olmazlar.
Çıkar ve menfaat peşinde koşarlar.
İkiyüzlü ve yalancı olurlar.
Kendi çıkarları için sağa sola iftira atarlar.
Kendilerine ilahlık verirler.
Haşa, kendilerini dolaylı bir şekilde Allah’ın önüne koyarlar.
İnsanları etki altına alıp, sadece kendilerine bağlarlar.
Lüks içinde yaşarlar.
Dünya çapında ün ve şöhret sahibi olmayı isterler.
Yoksul ve yetimlere yardım etmezler.
Ülke hayrına hiç bir şey yapmazlar.
Kendilerini insanlardan ve diğer Peygamberlerden üstün görürler.
Şeytanın etkisinde oldukları için onun karakterini sergilerler; övülmekten hoşlanır, kendilerini ön plana çıkarır, israf eder, yalancı ve ikiyüzlü olurlar ve Allah’ın adıyla insanları aldatırlar.
Nuran Yelkenci
Nuranyelkencihotmail.com
www.nuranyelkenci.com
Yazar : Nuran Yeklenci