dini yükümlülük olarak benimsenmesi şirktir..
Dini uygulamak, yaşamak için mezhep kabüllerinin mutlak ihtiyaç olduğunu savunan kişiler hemen her fırsatta şu soruyu sorarlar: “ Mezhepler olmasaydı biz nasıl namaz kılardık? Kıyam, ruku ve secdenin nasıl yapılacağını nerden bilirdik. ?” derler. Bu kişiler ya din cahilidirler yada bilinçli olarak insanları yanlışa sürüklemeye çalışanlardır. Kur’an hükümlerini tebliğ etmek ve bu hükümlerin nasıl uygulanacağını ümmete öğretmek peygamberlerin görevidir. Mezheplerin değil. Hz. Muhammed namaz ve diğer ibadetlerin nasıl yapılması gerektiğini ümmetine öğretmiştir ve Kur’an hükümlerine uygun yaşam tarzıyla ümmetine örnek olmuştur.
Namaz ve diğer ibadetler Hz. İbrahimden beri bilinen ibadetlerdir. Kur’an ile ilk kez ihdas edilen bir ibadet yoktur. Hz. Muhammed bu konularda zaman içinde ortaya çıkan bozulmayı, defarmasyonu düzeltmiş, uygulamaların, olması gereken doğru şeklini öğretmiştir..
Bu konularda mezheplerin gerekliliği, faydası bir yana birbirlerinden farklı uygulamaları, kabülleriyle ümmette kafa karışıklığı, kaos yaratmışlardır. Hz. peygamberimizin öğrettiği uygulamaların günümüze tam ve doğru bir şekilde ulaşmasının önündeki en büyük engel olmuşlardır. Mezheplerin dinimize verdiği zararlardan en önemlilerinden birisi de budur..
Saygılarımla,
Yazar : Vedat Akbaşak