Mana itibariyle çağırmak, seslenmek, istemek, yardım talep etmek gibi anlamlara gelen dua aslında Allah’a yönelmektir. Bu nedenle, ben sadece bir şeyler dilemek olarak görmüyorum dua etmeyi, daha çok bir paylaşım gibi görüyorum. Allah her zaman her şeyi gören, bilen tabii ki ama içten bir dua esnasında kendimizce bir şeyleri dillendiriyor olmak biz insanları ruhen daha çok tatmin ediyor. Bu tatmine varan yolda, sadece dilediklerimiz değil de başka şeyler de şekillendirip olgunlaştırıyor dualarımızı. Mesela, Rabbimizi övüp yüceltmek, O’na şükretmek.. Aldığımız her nefes için, her bir nimet, her bir giysi, her bir an için teşekkür etmek, O’ndan gelen her şeyin güzel olduğunu tekrar tekrar hatırlayıp, hayırların O’nun elinde olduğunu ve O’ndan gelecek her hayra muhtaç olduğumuzu yinelemek.. Acizliğimizi, muhtaçlığımızı tekrar tekrar hissetmek.. Ve O’ndan güç alarak, O’na güvenerek, O’na dayanarak manen güçlenmek, büyümek… Size bir çok güzellik vaadedene ve vaadinden dönmeyecek olana duyulan güvenle, umutla bir iç ferahlaması yaşamak, korkulardan arınmak ve iradeyi sağlamlaştırmak…
Ne güzel bir lütuf değil mi? Üstüne üstlük O’ndan bir şeyler istiyoruz, tövbe ediyoruz, af diliyoruz. Ve Rabbimiz de diyor ki:
“Bana dua edin, size cevap vereyim”
(Mümin Suresi 60),
“Kullarım beni sana soracak olurlarsa, gerçekten ben de pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin çağrısına cevap veririm. Öyleyse onlar da bana karşılık versinler ve bana inansınlar ki doğruya erişsinler”.
(Bakara Suresi 186)
Daha değerli hissettiren başka bir şey var mı size kendinizi bu durumda? İşte bu denli yakınız Allah’a, bu denli sağlam bir bağ var aramızda. Düşünsenize, kendisine samimiyetle yaklaşanlar için hiç bir zaman sırtını dönmeyecek olan, asla yarı yolda bırakmayacak olan, ışığınızı tamamlayacak olan O. Başka kime bu kadar güvenip sırtımızı dayayabiliriz? Bunu bilmek kadar müthiş bir duygu yok benim için. Böyle bir lütfun tadına varan kullar, dünyanın gelip geçici oyunları karşısında kolay kolay ezilip bükülmez, üzülmez, tasalanmaz, isyan etmez; sadece Allah yolunda gitmek konusunda endişe duyup çabalarlar.
Bu denli önemli ve özel bir durumu hayatımıza, günlük yaşantımıza özenle dahil etmeliyiz. Sadece namaz sonlarına eklenen bir eylem değildir yani dua etmek. Burada dua etmekten bir şeyler dilemeyi değil; Allah’la iletişim kurmayı kastettiğimi tekrarlamak istiyorum. Her anın onun iradesinde gerçekleştiğini, her işin ve oluşun O’ndan geldiğini, eninde sonunda O’na döndürüleceğimizi ve hayatımızın da ölümümüzün de alemlerin Rabbi Allah için olduğunu hiç bir zaman aklımızdan çıkartmayarak sürekli bir “hatırlama” içinde olmamız gerekir. Allah’tan gelen her şey için sürekli şükretmeli ve sık sık yüceltmeliyiz övgülere layık olanı. Bu şekilde her an “kul olma” bilincinde olabiliriz ve gerçekten çok daha dayanıklı, sağlam iradeli, korkusuz bir hale geliriz. Çünkü O’na yöneldiğimiz her an biliyoruz ve hatırlıyoruz ki:
“Allah bize yeter, o ne güzel dayanaktır”.
(Ali İmran Suresi 173)
Yazar : zeynep t.