Ekşi Sözlük’e Yazdıklarımdan Örnekler (3)

 

Bu sefer de sözlükteki “hadis” başlığına yazdığım entrylerden birini paylaşayım dedim. Gerçi bu yazdığım entrynin konusu başka yazarlarca da kaleme alınmıştı ama bir de ben değineyim dedim.

Sözlüğün formatı gereği yine tüm harfler küçük…

Selam ve sevgiler

 

hadis

hadislerin-rivayetlerin kuran’ı açıklamak şöyle dursun, tam tersine ayetlerin verdiği mesajı engelleyici, hatta çarpıtıcı özellikleri olduğuna en net örneklerden birini de sad suresi’ni okurken algılayabiliriz:

sad

20. yönetimini güçlendirdik; ona bilgelik ve çok iyi bir yargılama gücü verdik

21. davacıların haberi sana ulaştı mı? hani mabedine tırmanmışlardı.

22. davud’un yanına girdiklerinde onlardan irkilmişti. “korkma” demişlerdi, “bir birinin hakkını çiğneyen iki davacı… aramızda gerçeğe göre hüküm ver, haksızlık etme. bize yolun ortasını göster.”

23. “bu benim kardeşimdir. onun doksan dokuz koyunu, benim ise bir tek koyunum var. böyle iken, “onu da bana ver,” dedi ve tartışmada bana üstün geldi.

24. dedi ki, “senin koyununu kendi koyunlarına katmayı istemekle sana haksızlık etmiştir. doğrusu, ortakçıların çoğu bir birinin hakkına el uzatır. inanıp erdemli davrananlar bunun dışındadır, onlar ise sayıca ne kadar azdır!” davud, kendisini sınadığımızı sanarak bağışlanma diledi, eğildi ve tevbe etti.

25. böylece onu bağışladık. yanımızda onun yakınlığı ve güzel bir yeri vardır.

26. ey davud, biz seni yeryüzünde yönetici kıldık. halkın arasında adaletle yargı ver, hevesine ve duygularına kapılma, sonra seni allah’ın yolundan saptırır. allah’ın yolundan sapanlara, hesap gününü unuttukları için çetin bir ceza vardır.

burada davut peygamber neden imtihan edildiğini ve hatta bir günah işlediğini düşünüp af diliyor?

çünkü davacılarından birini dinleyip, henüz diğerini dinlemeden acele hüküm vermişti. ve hiçbir delile de bakmamıştı bunu yaparken.

o ilk dinlediği davacı yalan söylüyor olabilirdi veya eksik bilgi vermiş olabilirdi. örneğin o bir koyunu olanın belki de diğer çok koyunu olan kardeşine büyük bir borcu vardı da, bu yüzden istemişti?

işte burada davut peygamber diğer kardeşi dinlemeden ve de delillere bakmadan hemen bir hükme vardığı ve de henüz dinlemediği kişiyi rencide edecek ağır sözler söylediği için hata yapmış oluyor. ayrıca 26. ayette de bu durum vurgulanıyor. adaleti hakkıyla yerine getirmesi gerektiği yönünde de bir uyarı alıyor.

eğer kuran’a hiçbir kaynağı ortak koşmadan ayetleri okursak bunu görebiliriz.

ama ya kuran’ın yanında hadisleri ve/veya değiştirilmiş incil, tevrat gibi diğer kaynakları da dine ortak ederek ayetleri okusaydık nasıl bir tablo çıkacaktı karşımıza?

veheb bin münebbih’in rivayetinden alıntı

“derler ki, davut’un ayakta durmuş, kendisini
seyrettiğini görünce o, kadın saçlarını açarak
vücudunu saçlarıyla örtmeye çalıştı ve bu da davut’un
gönlünü çelmeye yetti. davut yerine dönüp zebur
okumaya başladıysa da o kadını bir türlü zihninden
silip atamadı, ona gönlü kaymıştı.

nihayet davut bir savaş için ordu hazırladı ve o
kadının kocasını da savaşa gönderdi. ehl-i kitab’ın
dediğine göre ordu komutanına, o adamı en ön saflara
sürmesini emretti, en tehlikeli görevlere onun
gönderilmesini istedi ve böylece adam o savaşta öldü.
davut da zaten bunu istiyordu. davut’un 99 karısı
olduğu halde kocası öldükten sonra dul kalmış olan o
güzel kadına da elçi gönderdi ve onunla da evlendi.”

***************************

kitab-ı mukaddes’te de geçen bu öyküye göre, davut peygamber aşık olduğu evli kadını haremine katmak için onun kocasını savaşa gönderip dul kalmasını sağlıyor.

yani bu hikâyeye göre, iki davacının meselesine bazı paralel yönleri olan bir olayı davut peygamber evvelden yaşamıştı .

bu rivayetteki iftiraya inanacak olan bir müslüman, davut peygamberin bu kötülüğü yaptığından ve dul eşi haremine kattığından dolayı tövbe ettiğini düşünecektir. olayın sembolize edilerek ona hatırlatıldığı düşüncesine kapılacaktır hemen, ayetleri diğer kaynaklarla beraber ele alanlar.

başka bir deyişle rivayette söylenene inanan bir müslüman, ayetteki gerçeği göremeyecektir. yani aslında davut’un adaletle hükmetmediği için günaha girdiğini anlayamayacaktır
bile.

ayetler yanlış algılanacağı gibi, peygambere atılan iftirada anlatılanın da gerçek olduğu fikrine kapılanılacaktır.

kuran’a başka dini kaynaklar eklemenin yaratacağı sonuçlara önemli bir örnek gerçekten. incil, tevrat ve daha eski kutsal kitaplar değiştirildiği için artık dini kaynak değildirler. aynı şekilde rivayetlerden oluşan hadis kitapları da…

rabbimizin dediği gibi “yalnızca kuran” din alanında bize ışık tutmalıdır.

yoksa görüldüğü üzere, hadisler kuran süzgecinden geçirilmiyor, farkında olmadan tam tersine ayetler rivayetlerin etkisinde yorumlanıveriyor.

http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=19481229


About the Author
Author

Leave a reply

Name (required)

Website