Acı Hissi ve Allah…

Bugün gazetede okuduğum bir yazıda birkaç yüz milyonda bir görülen bir hastalık olan acıyı hissetmeme hastalığından bahsediyordu. Bu kişiler düştüğünde, vücudunun bir yerini sert bir yere vurduğunda hatta ayağı kırıldığında ve vücudunun bir bölümü ateşle temas edip yandığında acı hissetmiyorlar. Hâlbuki bu acılar, ağrılar insanın can sigortası gibi. Bunların sayesinde vücudumuzda bir anormallik olduğunu fark edip doktora gidiyor hayatta kalmaya çalışıyoruz. Aksi durumlar ise yani acı ve ağrı hissin olmaması adeta ölüme davetiye çıkartıyor.

Bu ve buna benzer nadiren görülen durumlarda örneğin bazı insanların doğuştan kör olmasında, bazı insanların doğuştan sağır olmasında, yine insanların zaman zaman hastalanmalarında ve hatta bir organizma gibi çalışan dünyamızın insanların, toplumların yaşantıları, tercihleri neticesinde zarar görmesinde ve işleyişinin bozulmasında Allah’ın bizlere işaretleri olduğunu düşünüyorum.

Şöyle ki ezeli ve ebedi olan, zorunlu olarak var olan, varlığı için hiçbir şeye muhtaç olmayan tek varlık Allah’tır. Allah dışında var olan gördüğümüz, hissettiğimiz her şey veya var olduğunu tahayyül edebildiğimiz her şey varlığı için Allah’a muhtaçtır. Yani Allah’ın varlığı zorunlu ve kaçınılmaz iken Allah dışındaki varlıklar var olmaları için Allah muhtaçtırlar ve aynı zamanda bu varlıkların varoluşları da zorunlu değildir. Allah yoktan var ettiği varlıkları belirli bir irade sonucu yaratmıştır. Yani Allah istese evreni ve bizleri yaratmayabilirdi.

Tekrardan acı hissine ve acı hissi olmayan çok nadir insana dönersek; Allah’ın bazı insanları bu şekilde yaratmasında Allah’ın bir şeyleri yaratmak zorunda olmadığı gibi yarattığı varlıkları da çoğunlukla tecrübe ettiğimiz gibi yaratmak zorunda olmadığına dair işaretler olduğunu düşünüyorum. Allah insanlara acı hissini vermiştir ama çok az sayıda insanda olsa da bu his yoktur. Allah insanlara görme organı olarak iki göz vermiştir ama bazı insanlar doğuştan kördür, bazı insanlar çeşitli sebeplerle hayatları içinde görme duyularını kaybetmekte, bazı insanlarsa çeşitli görmek bozuklukları yaşamaktadırlar. Allah belki de bu az sayıda insanı acı hissi olmama, kör olma gibi bir takım eksikliklerle yaratarak bizlere sunduklarının zorunlu olmadığını hatırlatmakta ve şükretmek için bir fırsat daha vermektedir.

Kuran’ın çeşitli ayetlerinde belirtildiği gibi gerek evrende gerekse insanlarda ve diğer canlılardaki oluşumlarda bir tasarıma, Yaratıcıya dair işaretler var. Ancak bir tasarımın olması, tasarlanan varlığın mükemmel, bozulmaz, yok olmaz olduğu Yaratıcısı, Tasarlayıcısından bağımsız olduğu anlamına gelmiyor. Allah’ın yarattıkları, tasarladıkları da bozulmaya hatta yok olmaya mahkûmdur. Sadece insanların bu dünyadaki sonu ölüm olmayacak; Allah’ın Kuran’da bizleri defalarca uyardığı gibi evrenin sonu da ölüm yok oluş yani Kurani tabirle kıyamet olacak.

Sonuç olarak Allah’ın sadece var ettikleri, yarattıkları ile var ettikleri ve yarattıklarındaki düzen ile değil bunların içinde istisnai olarak gözüken bozukluklar ve yarattıklarının sonsuz ömre sahip olmaması, ölümlü olması ile de bizlere işaret verdiğini düşünüyorum. Bunun en güzel örneklerinden biri de bizleri kusursuz ve ölümsüz varlıklar olarak değil de bir nevi iyi işleyen ama belirli bir ömrü olan, zaman zaman da arıza yapabilen
birer makine gibi yaratmasıdır.


About the Author
Author

Comments (1)
Leave a reply

Name (required)

Website