“Allah Bize Yalan mı Söyledi!!!” Dönüştürülmüş Hıristiyanlık inancındaki bazı şirk yüklü anlayışları hepimiz az çok biliyoruz. İsa Peygamberi Allah’ın oğlu gören anlayışı, onun kendisini bütün Hıristiyanların günahlarının affedilmesi için feda ettiğine dair uyduruk rivayetleri, sonradan uydurulmuş din adamları sınıfının masum Hıristiyanları nasıl kendilerine köle ettiğini duyup duruyoruz. Aynı şekilde dönüştürülmüş Musevilik inancında da yine din adamları zümresinin gerçek Tevrat’a
(daha&helliip;)
ATEİZM YANILGISI-1 “Ateizm ya da tanrıtanımazlık, tanrıya ve ruhsal varlıklara olan metafizik inançları reddeden ve var olan gerçekliği inanç yoluyla açıklamayı kabul etmeyen bir felsefi düşünce akımı” olarak tanımlanır. Evreni yaratan bir tanrının olduğu her ne kadar matematiksel formüllerle red edilemeyecek derecede ispatlanamamışsa da bunun tersi de yani bir tanrının olmadığı da ispatlanmış bilimsel bir bilgi değildir. Kaldı ki bilimin
(daha&helliip;)
“Cennete Hoş Geldiniz ama Boş Geldiniz!” Ömür boyu korkutuldunuz ve türlü âlimler ve onların takipçileri tarafından hep yönlendirildiniz. Kendiniz düşünmek yerine düşünmeyi hep başkalarına havale edip, siz düşünenlerin söylediklerini yaptınız. Okuyup anladığını düşünenlerin hitabetlerini ve peygamberin adını ağızlarına alışlarında kürsüleri gözyaşları içerisinde yumrukladıklarını ve de o esnada cemaatten “Allah!” diye nida edenlerin sesleriyle yüreğiniz yerinden hopladı. Ah ben, dediniz,
(daha&helliip;)
Şu bir gerçektir ki insanın var edilmesiyle birlikte yeryüzünde iki akım/ iki fikir oluşmuş ve bu iki akım ilk insanlardan bu yana iki nehir olarak aka gelmiştir. Bu nehirlerden biri iman/inanç nehri, diğeri ise inançsızlık yani günümüz tabiriyle ateizmdir. Bu akımlardan biri kainatı anlamlandırarak aydınlatan ve var olan her şeyi anlamlı kılan bir manevi bir ışık, bir nur olan
(daha&helliip;)
“Semiallahulimen hamideh” Bu yazım “Semiallahulimen hamideh” derken ne dediğini bilmeyenlere gelsin. Namaz kılarken ne dediğini bilmek gerek, diye savunulduğunda kimileri diyor ki “Ne yani! Sen şimdi bize beynamazların habire söylediği gibi namazı Türkçe kılmak gerektiğini mi söylüyorsun?” Ve başlıyorlar sıralamaya “Fatiha’sız namaz olmaz. Türkçe duayla namaz olmaz. Subhanekesiz, ettehiyyatüsüz, namaz olmaz. Kaçıncı rekâttasın, bilmezsen baştan başlayacaksın. Farzlarda hata yapmışsan
(daha&helliip;)
Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adı ile. Herkese selam olsun. Başkalarına yapacağımız yardımlar bizlere de yardımdır. Yapılan yardımlar tıpkı Hak kitabımız Kur’an da da yazılı olduğu üzere, 7 başak misali artarak hem bu yalan olmayan gerçek dünyamızı güzelleştirecektir her de Ahiretimizi Yüce Allah’ın izni ile elbette. Yapılan iyilikler doğrudan olmasa da dolaylı yoldan yine bizi etkilemektedir. Çünkü insanların diğer insanlara
(daha&helliip;)
İslam toplumları olarak, dinde bölünmüşlüğün acısını çekiyoruz. Allah dinde bölünmeyin diye hüküm verdiği halde, bizlerin günümüzde bölünmüşlüğümüzü açıklarken, bunu bir bereket, güzellik, zenginlik olarak göstermemiz, bizlerin ne derece, Kur’an merkezli yaşadığımızı göstermektedir. Allah dinde bölünmenin tehlikesini, Kur’an da bakın bizlere nasıl anlatıyor. Enam 159: Gerçek şu ki, dinlerini parça parça edip kendileri de gruplaşanlar, sen hiç bir şeyde onlardan
(daha&helliip;)