“Ve kim bir kişiye hayat verirse insanlara toptan hayat vermiş gibidir.”
Bu cümlenin geçtiği ayetin tamamı şöyle…
Maide Suresi 32 : İşte bu yüzden biz, İsrailoğulları üzerine şunu yazdık: Kim bir kişiyi, bir kişiye karşılık yahut yeryüzünde bir fesat sebebiyle olmaksızın öldürürse, insanları toptan öldürmüş gibidir. Ve kim bir kişiye hayat verirse insanlara toptan hayat vermiş gibidir. Andolsun, resullerimiz onlara açık-seçik kanıtlar getirmişlerdir. Ama onlardan birçoğu bunun ardından da yeryüzünde zulüm ve azgınlığa sapmaktadır.
Allah, sebepsiz öldürmenin, tüm insanlığı öldürmekle eş değer olduğunu söylüyor. Bunun tartışılacak bir yanı yok. Halen İslam aleminde, bir kardeşin diğerini “Allahuekber” nidalarıyla öldürdüğüne hepimiz tanık oluyoruz. Bu nasıl bir inanış, nasıl bir din diyerek hayıflanıyoruz. Allah yanlış yapan tüm inananları ıslah etsin!..
Ben, Rab’bimin, ayetteki “bir insan yaşatmak” bölümüne bakmak istiyorum.
Maide Suresi 32 : …. “Ve kim bir kişiye hayat verirse insanlara toptan hayat vermiş gibidir.”
Allah “kim bir kişinin yaşamasına sebep olursa bütün insanları yaşatmış gibi olur” diyor… Bu cümle, Allah’ın insan hayatına verdiği değeri göstermiyor mu? Bu cümleden, bir başka insanın hayatının en az kendi hayatımız kadar kutsal olduğunu düşünerek onun da korunması gerektiğini anlamamız gerekmez mi?
Kitab’ımızdaki çoğu emri en ince ayrıntısına kadar düşünüp tartışıyoruz… Zekat nedir, ne kadar olmalı! Nasıl verilmeli… İnfak nedir? Miktarı ne olmalı? Sadaka, yardım v.b. gibi konuları hep yazıp okuduk…
Empati yapmadan, muhtaçların içinde bulundukları durumlarını düşünmeden, onlar için bir şeyler yapabilmenin çabası içinde olmayan kişiler “Elhamdülillah Müslümanım” derken; onlarca, yüzlerce, binlerce kez düşünmelidirler…
Bizler, hiç karaciğer nakli için umutla “ORGAN” bekleyen bir hasta düşündük mü? Ya da, umutla İLİK bekleyen LÖSEMİ hastaları… Böbrek yetmezliği nedeniyle haftada üç kez diyaliz makinasına bağlanan ve hasretle, umutla uygun bir “BÖBREK” bekleyen, yaşayan her insan gibi “çişini” yapmayı özleyen hastalarımızı düşündük mü? Kalpleri tekleyen insanlarımız… Nicelerini sayabiliriz…
Aklımıza gelip de bunlar için bir şeyler yapıyor muyuz?
İnanan insanlarımız bu konuda genel olarak ne düşünüyor?.. Din de bulunduğumuz noktayı
bildiğim için sadece bir örnek vereceğim.
Bir islami sitedeki soru – cevabı aynen kopyalayıp yapıştırıyorum.
“Organ bağışlamak
Sual: Dinimize göre, ölen birinin organlarının, başka birine nakli için, yakınlarının izin vermesi gerekiyor mu? İnsan sağlığında, (Ben ölünce organlarımı bağışladım) diyebilir mi?
CEVAP: Dinimizde, insanın hiçbir organı mal değildir. Alınıp satılmaz, bağışlanmaz. Ne kendisinin, ne de yakınlarının satmaya, bağışlamaya yetkisi yoktur. Bir kişi ölünce, doktor lüzum görürse, ölüden hastaya nakil yapılabilir; dinen, kimseden izin almak gerekmez.
Kanuni bir mecburiyet varsa, hayattayken, (Ben ölünce organlarımın alınıp ihtiyacı olan bir hastaya verilmesine izin veriyorum) diye bir kâğıt yazıp bırakabilir. Öyle bir kâğıt bırakmasa da, ihtiyaç olunca ölüden organ alınabilir.”
Cevabı veren kişi/kişiler yukarıdaki cevabı Kitab’ımızın neresinde, hangi ayetinde görmüşler?
Diyanet İşleri Başkanlığı konu ile ilgili olarak 1980 yılında fetva vermiş (!) ve organ bağışı için “CAİZDİR” demiş.
Organ Bağışı Nedir?
Kişinin hayatta iken serbest iradesiyle, tıbben yaşamı sona erdikten sonra ise ailesinin izniyle “doku ve organlarının” başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesidir.
Yüce Allah “yaşat” diyerek yolu göstermiş. Ancak biz inananlar, yaşatmanın bir yolunun da “ORGAN NAKLİ” olduğunu, naklin en önemli kolunun ORGAN BAĞIŞI olduğunu bilmemize rağmen oturuyoruz oturduğumuz yerde.
“Anası, babası, akrabaları, çevresi varken bize ne oluyor ki?”
Sanki yarın sabah uyanacağımızın garantisi var!.. Bize hiç araba çarpmaz, biz kaza da yapmayız!.. Kör kurşunlar hep başkalarını bulur, beni ıska geçer. Böyle düşünebilir miyiz?
En önemlisi… “Benim hiçbir zaman ORGANA ihtiyacım olamaz!” diye düşünebilir miyiz?
Düşünemeyenler için söylüyorum… Rab’bimin “yaşat” dediği olay aslında çok basit… ORGAN BAĞIŞI. Nasıl ki Kuran’ı Kerimi diriler okumalıysa, organ bağışını da ölüler yapamaz.
Ne duruyoruz!.. Bir insanı “yaşatmak için!
Allah tüm organ bekleyen hastalarımızın yardımcısı olsun.
Selam ve Dua ile,
Fikret ARMAN