Din ve Mutluluk…

İnsanlar doğaları gereği mutlu olmak ister ama sadece bu dünyada mutlu olmayı hedefleyerek her iki dünyada da mutsuz olacaklarını göremezler ne yazik ki. Hele dünyevi hedefleri için ahiretlerini unutup her yolu mübah görmeye başlarlarsa sonuç kaçınılmaz olur.

2.200 – İnsanlardan bazısı şöyle der: Ey Rabb’imiz, bize dünyada ver. Böylesi için âhirette bir nasip yoktur.

2.201 – Onlardan kimi de şöyle yakarır: Ey Rabb’imiz, bize dünyada da güzellik ver, âhirette de güzellik ver. Ve bizi ateş azabından koru.

2.202 – İşte böyle diyenlere kazandıklarından bir nasip vardır. Allah, hesabı çok çabuk görür.

Dünyadaki herşey, kendimizde dahil olmak üzere ölümlü olduğuna göre, buradaki hangi amacı nihai hedef edinmek bizi gerçekten tatmin edebilir?

Bilimsel çalışmalar, inançlı insanların daha mutlu ve huzurlu olduğunu, hastalıklara karşı daha dirençli olduğunu ve daha çabuk iyileşebildiğini söylemekte bize.

48.4 – O odur ki, müminlerin gönüllerine, imanları beraberinde iman geliştirsinler diye, mutluluk ve huzur indirdi. Yalnız Allah’ındır göklerin ve yerin orduları. Alîm’dir Allah, Hakîm’dir.

48.18 – Yemin olsun, Allah müminlerden, o ağacın altında sana bey’at ettikleri sırada hoşnut olmuştur. Onların gönüllerindekini bilmiş, üzerlerine huzur ve sükûn indirmiş ve kendilerine yakın bir fetih nasip etmiştir.

48.26 – İnkâr edenler, kalplerine öfkeli taassubu, o cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah ise huzur ve mutluluğunu resulünün, inananların üstüne indirmişti. Onları, takva kelimesine bağlı tutmuştu. Zaten onlar buna layık ve ehil idiler. Allah her şeyi çok iyi bilmektedir.

Ayetlerde açıkça görüyoruz ki mutluluk, huzur, sükunet inananlara Rabbimizin rahmeti olarak imanlarını arttırmak için lütfediliyor.

Peki bitmeyen bir hırsla depolanan mal mülk bizi ne kadar  mutlu eder? Bu dünya nimetlerine aşırı bağlılık ve bir şekilde onlardan ayrılacağını bilmek için için kemirir insanı.

10.58 – De ki: Allah’ın lütfuyla, O’nun rahmetiyle, sadece onunla sevinip ferahlasınlar! O, onların toplayıp yığdıklarından hayırlıdır.

9.55 – Onların malları da evlatları da seni imrendirmesin. İş sadece şudur: Allah onlara şu iğreti hayatta azap etmeyi ve canlarının küfre sapmış bir halde çıkmasını istiyor.

Allah’tan, dinden ve imandan uzak yasamayı seçenleri neyin beklediğini, hayatlarının gittikçe nasıl çekilmez bir hal alacağını ve her iki dünyada da mutsuz olacaklarını Kur-an bize böyle anlatır:

39.25 – Onlardan öncekiler de yalanlamıştı. Fakat azap kendilerine, hiç farkında olmadıkları bir yerden geldi.

39.26 – Allah; onlara dünyada rezilliği tattırdı. Ahiretin azabı ise elbette daha büyüktür. Bir bilselerdi!…

72.17 – Kim Rabbinin zikrinden/Kur’an’dan yüz çevirirse Rabbi onu, gittikçe yükselen bir azaba sokar.

20.124 – Kim benim zikrimden/Kur’anımdan yüz çevirirse onun için zor, sıkıcı bir hayat şekli/dar bir geçim vardır; kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz.

20.125 – O der ki: Rabbim, beni neden kör haşrettin, ben gören biri idim?

20.126 – Allah buyurur: Ayetlerimiz sana geldiğinde sen böyle unutmuştun; bugün de sen aynı şekilde unutuluyorsun.

Ve kaçınılmaz son:

20.127 – İsraf eden/haddi aşan ve Rabbinin ayetlerine inanmayan kimseleri biz böyle cezalandırırız. Ve âhiretin azabı çok daha şiddetli, çok daha kalıcıdır.

Gerçek mutluluk için Allah’ın rızasını kazanmayı ve ahireti hedeflemekten başka yol yoktur aslında. Bunu nasıl elde edebileceğimiz kutsal kitabımızda detaylı olarak anlatılmaktadır.

13.28 – Böyleleri, inanan ve gönülleri Allah’ın zikriyle/Kur’an’ıyla tatmin bulan kişilerdir. Gözünüzü açın! Gönüller yalnız Allah’ın zikriyle/Kur’an’la tatmin bulur.

10.57 – Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, inananlara bir kılavuz ve bir rahmet geldi.

10.62 – Gözünüzü açın! Allah’ın velîleri için hiçbir korku yoktur. Tasaya da düşmezler onlar.

10.64 – Dünya hayatında da âhirette de müjde vardır onlara. Allah’ın kelimelerinde değişme/değiştirme olmaz. İşte budur o büyük kurtuluş.

Ayetlerde gördüğümüz gibi Allah’ı anmak, onun rahmetini ummak ve Kur-an okumak ve Onu hayatımızda rehber edinmek, hayra/barışa yönelik işler yapmak, zorluklara sabretmek ve Allah yolunda malımızla, canımızla mücadele etmektir her iki dünyada mutlu olmanın formülü.

13.22 – Onlar, Rablerinin yüzünü arzulayarak sabrederler, namazı kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık dağıtırlar ve kötülüğü güzellikle savarlar. İşte bunlar içindir ölümsüz yurt.

 


About the Author
Author

necmi

Leave a reply

Name (required)

Website