Evlilik Üzerine…

Günümüzde pek çok konuda, söylenen ve yapılanların birbirini tutmadığı durumlar vardır. Kimi zaman bu durum -‘’teori’’ ile ‘’pratik’’ ayrıdır- şeklinde ifade edilir. İnsanların çoğu, bu durumdan şikayet etse de böyle gelmiş böyle gider mantığı ile eleştirse de, düzeltmek adına herhangi bir çabada bulunmaz.

Günlük hayatımızda ‘’söz’’ ve ‘’yapılanın’’ birbirini tutmadığı bir çok alanlar olsa da, din böyle bir şey değildir. Müslüman her insan, Kuran’da yazan helal ve haramlara dikkat etmekle yükümlü ve Kuran’ın tamamını kabul etmekle sorumludur.

Son dönemlerde konuşulan konulardan birisi de ‘’çok eşlilik’’ tir. Çoğu insan konuyla ilgili şahsi görüşlerini ifade etse de, Kuran’ın bize bu konuda neyi tavsiye ettiğini öğrenmek önemlidir. Kuran’ı öğrenmeye çalışırken, nefsimiz ile çoğu konuyu düşünür, uygular ve değerlendirirsek asla gerçeğe ulaşmamız mümkün olmayacaktır. Bu aslında hayatımızdaki diğer konularda da böyledir.

Kuran bizlere indirildiği tarihten itibaren tüm dönemleri kapsar. Dolayısıyla ‘’günümüz için geçerli olan hükümler’’ ile ‘’tarihte yaşanan durumlara uygun olarak indirilmiş hükümler’’, gibi bir ifade elbette hatalı olacaktır.

İslam çok eşliliği ne emretmiş, ne de tavsiye etmiştir, bu yapılması gereken bir zorunluluk değildir. Fakat çok eşliliğin gerekli olduğu durumlarda yapılabilmesi için sadece izin ve ruhsat verilmiştir. Erkeği de bu konuda ‘’adaletli’’ olma gereği ile bağlamıştır aslında. Çok eşli olunan durumlarda erkeğin adaleti sağlamakla yükümlü olduğunu belirtmiştir. Bu yüzden de, bunun başarılamadığı hallerde tek bir eş ile evlenilmesi gerektiği tavsiye edilmiştir.

Peki günümüzde evli bir erkeğin ikinci-üçüncü bir hanımla evlenmesi halinde, ilk evlendiği eşini haberdar etmesi ilkesi bulunuyor mu?

Bu konuda pek çok yorum olsa da, Kuran’da böyle bir hüküm bulunmamaktadır. Örneğin eşinin başka hanımlarla evlenmesini istemeyen bazı kadınlar, evlenirken Kuran’ın verdiği bu ruhsatı eşlerinden alarak, hükmü tanımadıklarını belirtmektedirler. Bu kimi zaman inanan insanlar arasında anlaşmazlığa yol açmaktadır. Erkek Allah’ın kendisine verdiği izni yerine getirmek istediğinde veya habersiz şekilde gerçekleştirdiğinde eşleri arasında adaletsizlik yaşanabildiği durumlar olabilir. Eşler arasında adaletsizlik yapmayı göze alarak, bazı şeyleri gizlemek kimi zaman kişilerin mağduriyetlerine yol açabilir. Vicdanlı bir Müslüman bu durumda eşit ve adil davranmalı, tavrını net bir şekilde ortaya koymalı, eşlerini mağdur etmemesi gerekir.

Bugünkü hayatlarımıza baktığımızda bu şekilde yaşayan insanlar var mı bilemeyiz. Eğer varsa Müslüman erkekler bu konuda Allah’ın emirlerini mi, yoksa bu durumu kabul etmeyen eşinin isteklerini mi yerine getiriyor mutlaka düşünmesi gereken konulardan birisidir. Nitekim günümüzde yaşanan kadın erkek arasındaki flört ile ‘’evlilik’’ ayrı şeylerdir. İnanan bir erkek eşleri arasında hem kendisine karşı, hem etrafına karşı ayrım yapıyorsa bunun aslında sorumluluk olduğunun bilincinde olmalıdır. Eşit şartlarda ve imkanlarda yaşamak her zaman mümkün olmasa da, bunları eşitlemek adına ne kadar çaba gösterdiği önemlidir. Ayrıca kadınların çok eşliliği kabul etmek gibi yada buna mecbur bırakılmak gibi bir durumu yoktur. Eşinin başka birisi ile evlenmesini istemeyen kadın boşanarak durumu sonlandırabilir. Allah erkeğe izin vermiş ancak kadına da boşanma hakkı tanımıştır. Eşlerinin hiçbirisini kaybetmek istemeyen erkek, bunu kabul etmek istemeyen bir eşi olduğunda, Allah’ın tanıdığı bir konu ile ilgili tıpkı eşleri gibi mağduriyet yaşayabilir. Tabi tüm bunlar çok eşliliğin olduğu durumlarda olabilecek konulardır.

Tüm her şeyin ötesinde inanan insanların en önemli önceliği Allah korkusu olmalıdır, bir mümine yakışan davranış budur. İnsanlar her an karşılarına çıkan olaylarla imtihan olmaktadır. İnanan insanın hedefi insanların rızası, dünyevi öldüğünde kaybolacak şeyler değil; Allah’ın rızası olmadır. Allah ın rehberine, onun hükümlerine uyan, titizlik gösteren toplumlar her daim mutlu olmuşlardır. Nitekim Allah insanları buna uygun fıtratta yarattığını belirtmiştir. Kuran’ın yeterli olmadığını iddia eden, her şeyin yazılı olmadığını söyleyerek, insanların nefsani bazı şeyleri ekleyip karıştırıldığında yaşanan durumlar hep aynıdır..

‘’Sen yüzünü hanif olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah’ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler. ‘’
(Rum Suresi-30 )

 


About the Author
Author

SC

Comments (4)
Leave a reply

Name (required)

Website