“BEN ALLAH’IN YARDIMCISIYIM…”

“BEN ALLAH’IN YARDIMCISIYIM…”

“BEN ALLAH’IN YARDIMCISIYIM…”

10 yıl önce bu cümleyi çeşitli aile ve dost ortamlarında söylediğimde inanılmaz tepkiler almıştım. Onların da iman ettikleri Kitabı okuyup anlamalarını istediğimi için gerekçesini söylememiştim. ‘Ben ALLAH’ın yardımcısıyım.’ dediğimde aşağıdaki benzer tepkileri sürekli almıştım.
“Sen iyi misin?”

“Tövbe de Fikret bey!.. Tövbe de!”

“Deme yahu!.. Abi ben seni Allah’ın elçisi zannediyordum!” diyenler oldu sırıtarak.

Din ile ilgili sohbet ortamlarında konu açılıpta bana bir şey sorulup bu cümleyi kullandığımda, İnanması zor ama dövülmeye yakın tartaklanmıştım. Biraz daha ileri gitseler inanın linç girişimi!.. Bazılarının o günlerde söylediği cümle;

“Utanmasa Peygamber olduğunu söyleyecek kafir!”

Onlara hep şu cümleyi söylüyordum… ”Duvara astığınız Kitabı açıp okuyun ve anlayın. O Kitabı duvardan indirmiyorsanız, o duvarı yıkın ve o Kitabı yine de okuyup anlayın!”

*

Geldik bu güne… On yıl sonra ben de değişen bir şey yok. Diğerlerinde de bir değişiklik olmadı. Aradan geçen on yılda her şey aynı.

“Ben ALLAH’ın yardımcısıyım.” diyorum hala… Karşımdakilerin neredeyse tamamı “Şeytan!” ya da “Kafir!”, “Zındık!” ve benzeri yakıştırmaları yapıyorlar. İçlerinden çoğu ”Tövbe etmezsen çarpılacaksın!” diyor.

On yıldır yalvararak söylediğim “İman ettim dediğiniz Kur’an-ı Kerim’i okuyun ve anlayın.” hatırlatmamdan hemen hemen hiçbirisi ders almamış ki, hala bana küfrediyorlar.

Oysa ben yıllardır Kur’an-ı Kerim’den anlayabildiklerimi sürekli bu dostlarıma, çevreme ve inananlara iletmeye çalıştım. Onlara hep şunu söyledim. “Benim söylediklerime, yazdıklarıma inanmayın!.. Sadece ve sadece Kur’an-ı Kerim’i okuyun ve anlayın, O’na göre yaşayın.” dedim. Ama Yüce Allah’ın bana verdiği yardımcılık görevini yerine getirememişim ki bugün hala hocaların, velilerin peşinden koşuyorlar… Onların yazdıkları kitaplar ne derse onları yapıyorlar. Duvara astıkları Kitabın kapağını bile açıp bakmamışlar bile!.. Okuyanlarda sırf okumak olmak için okuyorlar… Anlamıyorlar ne Kur’an’ın ne dediğini. Bu durumun daha yüzyıllarca devam edeceğine, ‘iman ettim’ dediğimiz Kitabımızın daha yüzyıllarca duvardan inmeyeceğine inananlardanım.

Peygamberimizin en büyük şikayeti de bu olmayacak mı?

Furkan Suresi 30. Ayet:
Resul de şöyle der: “Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur’an’ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular.”

*

“Ben ALLAH’ın yardımcısıyım.”

Bana küfretselerde, beni assalarda, kesselerde bu düşüncem değişmeyecek!.. Yüce ALLAH’ın bu emrini son nefesime kadar söyleyecek ve Yüce ALLAH’ın ilminden alabildiğimi iman eden kardeşlerime vermeye devam edeceğim.

“Ben ALLAH’ın yardımcısıyım.”

Bu cümle bana ve benim gibi iman eden bütün kardeşlerime “farz”… Tıpkı “namaz” gibi… Tıpkı “oruç” gibi… Tıpkı “zekat” gibi.

Yüce ALLAH nasıl söylüyor bizlere emrederken?

“Namazınızı kılın.”

“Orucunuzu tutun.”

“Zekatınızı verin.”

Onlarca ayetinde bu şekilde emretmiyor mu?

İman ettiğimiz Kitabımızın bir ayetinde de bizlere şöyle emrediyor Yüce ALLAH…

“ALLAH’IN YARDIMCILARI OLUN.”

Saff Suresi 14. Ayet:
“Ey iman sahipleri! Allah’ın yardımcıları olun! Hani, Meryem oğlu İsa, havarilere: “Allah’a gidişte benim yardımcılarım kimdir?” demişti de, havariler: “Biz, Allah’ın yardımcılarıyız!” cevabını vermişlerdi. Bunun ardından, İsrailoğullarından bir zümre iman etmiş, bir zümre de küfre sapmıştı. Nihayet biz, iman sahiplerini düşmanlarına karşı güçlendirdik de onlar üstün geldiler.”

*

İşte böyle değerli Kardeşlerim…

İman ettiğim Kitabımdan alabildiklerimi, doğruları ve yanlışları, siz değerli kardeşlerimle paylaşmak, bunları hatırlatmak Yüce ALLAH’ın bana emri. Yalnız ALLAH’a İman eden bir kul olarak bu benim görevim. Çünki;

“Ben ALLAH’ın yardımcısıyım.”

Doğrusunu ALLAH bilir.

Selam ve Dua ile,

Fikret ARMAN


About the Author
Author

Fikret Arman

Leave a reply

Name (required)

Website