Ateizm Hileleri 2: Absürde Çekmek (ANKEBUT 10)

Ateizm Hileleri 2: Absürde Çekmek (ANKEBUT 10)

“Öldüğümde Tanrı ‘yı görürsem şunu sorardım : ‘İnsanlığa karşı sessizliğini nasıl bozabildin ?”
“Tanrı çayını demlemiş insanlığın sefaletini izliyordu…”
Sahi, izliyor muydu ?…

Bu tarz cümleler sadece ateizmin psikolojik etkisinin sonucudur. Ateizm günümüzde Sosyal Medya ve İnternet Kültüründe dini hatta dini olmayan fakat dinle ilgiliymiş gibi sunulan kavramları aşağılayarak dinin itibarını zedelediğini zannediyor. Dünyadaki sorunlarımız temel olarak 2 kategoriye sahiptir :

I ) Kişinin elinde olan durumlar
II ) Kişinin elinde olmadan gelişen durumlar

Birinci durumdan ziyade ateizmin sıkça dile getirdiği II. durum olan “kötülük” argümanına farklı bir bakış açısıyla bakalım. II. Durum aslında insanın Allah ile kavgalı olmaya başladığı durumdur. Aslında ateistlerin beyni, bu konuda çözüm sunmuyor sadece fikir ortaya koyuyor. Eğer herhangi bir sorunun ( hastalıklar, fakirlik, psikolojik durumlar…) içine şu fikri enjekte ederse “Eğer Allah olsaydı, sana yardım ederdi !” bunun sorunun çözümüne hiçbir şekilde katkı sağlayamayacağı açıktır. Ayrıca “Allah’ın var olmadığı ve yardım etmekten aciz olması” fikrini tam olarak“Yardım etmek kısa vadeli bir anlaşmadır.” fikriyle eşdeğerliği iddia ederek yanıltır. Yani Allah’ın yardımı ahirette de gerçekleşebilir; Allah Sünnetullah ‘ını bozmuyor. Diyelim ki bir öğretmen öğrencilerine sınav sorularını verse iyilik etmiş olur mu? Kısa vadede bu sorunun cevabı “evet” uzun vadede ise cevap “hayır” olacaktır. Dolayısıyla zamandan bağımsız olan bir varlığın sizi, sizin onu algıladığınız gibi algılamasını beklemeniz apayrı bir hata daha oluşturur. Yani gelişim için belli dairede acılar çekmek ve bu gelişimle Allah’ın fikirlerini daha iyi anlamak ve bunu insanlığa yansıtmak gerekmektedir. Allah bu amaçla insanın zamanın zayıflığı karşısında bükülmesi yerine, hem insanın kendi fikirlerini daha iyi anlamasını sağlamış hem de diğer bir müdahalesi olan “DİN” kavramını yeryüzüne getirerek; zekat, fitre, oruç… gibi ibadetler sayesinde insanların derdine derman olacak uygulamaları da hakikatle beraber yeryüzüne indirmiştir. Fakat ateizmin bu konuda tek bir uygulaması olmaması ve şu anki Müslüman kardeşlerimizin dinin gerekliliğini (maalesef) yerine getirememesi (ben de dahil) nedeniyle sorunu çözümsüz üreten bir Allah algısı gitgide kolay algılanır hale gelmiştir. Halbuki ÖĞRETİCİ/YETİŞTİRİCİ TANRI MODELİ , öğrencilerine çözümü olmayan sorular veren Allah’ tan daha çok, ÇÖZÜMÜ İNSANLIĞA bırakmayı hedeflemiştir. Ayrıca bugün bilimin hastalıklara çözüm bulması gibi somut olaylar “BİLİMSELLİK DİNİ” dediğimiz bir kavramı da gün yüzüne çıkarmıştır(maalesef) . Halbuki DİN, insanlığın faydasına olan her şeyi kendisindeki ibadetleri desteklediğinden farklı kategoriye koymayıp, çalışmayı da ibadetlerin -belki de en üstlerdeki- kategorisinde yüce makamda tutmuştur. Fakat bilimin bazı somut kapılar açmasından dolayı, deneysel olmayan ancak bilimsel olduğu zannedilen bir çok fikir türetilmiştir ve bunlara katılmayan insanlar “cahillik” ve “bilim karşıtlığı” gibi durumlarla yargılanmıştır. Halbuki bilim yanlışlanabilen bir olgudur. Evet çoğu şeyin nasıl olduğunu bilim açıklıyor olsa da, bir şeyin olmasının bir çok nedeni olabilecekken neden o şekilde olduğuna dair cevaplar bilimde bulunmaz. Neden 4 parmağımız var, 5 parmak değil ? Bilim insanları bunu “EVRİM” olarak açıklasalar da, her sonucu neden olarak doğal yasaların kendisine bağlamak hissiyatsız bir görüştür. Allah Hz.İsa ’yı babasız yarattı, tıpkı bitkilerde olduğu gibi. Buradan anlıyoruz ki Allah farklı yöntemlerle yaratabilmektedir. Yani Allah mucizelerde de Sünnetullah ‘ı terk etmemiş ona ilminden bazı eklemeler yapmıştır. Ayrıca burada Albert Camus gibi felsefecilerin oldukça bahsettiği konulardan birisi ve hayata başka bir bakış açısı olan; absürdizm var. Absürdizm o kadar içinden çıkmaz bir hal almıştır ki “intihar” problemine doğru düzgün cevap bulamamıştır. Absürdizm hayatın saçmalığı üzerinden ‘Allah’a yüklense de bu “saçmalık” denilen olguların neredeyse hepsi insanların ortak sorunu olan bazı güçlere aittir. Umarım ateizm bir gün bu sömürge zihniyetini Allah’ tan çok o sömürgeci devletlere bağlamayı başarabilir. Dolayısıyla Allah’ı fabrikanın işçilerine eziyet eden figür olarak nitelenmesi, Allah’ın DİN ile getirdiği çözümleri, Peygamberlerin fikirlerini, insan Vicdanını ve iyiye eğilimini yok saymaya eşdeğerdir. Eğer illa bir fabrikaya benzetim yapacaksak bu fabrikanın sahibi olan Patron, değer verdiği işçilerinin problemlerin üstesinden gelebileceği için belli ölçütlerde destek vermiş, geri kalan işleri ise işçisinin yapabileceğine güvendiğinden ona bırakmıştır.

“…İnsanlardan kimi vardır ki, «Allah’a inandık» der; fakat Allah uğrunda eziyete uğratıldığı zaman, insanların işkencesini Allah’ın azabı gibi tutar. Halbuki Rabbinden bir yardım gelecek olsa, mutlaka, «Doğrusu biz de sizinle beraberdik» derler. Acaba Allah, herkesin kalbindekileri en iyi bilen değil midir?” [Ankebut 10]

[FATİH AYDIN]


About the Author
Author

antikbilge

Leave a reply

Name (required)

Website