Uganda Cumhuriyeti, Afrika’da yer alan gelişmemiş ülkelerden biri. Yolsuzluğun, çetelerin, kanunsuzlukların, adalet dağıtımı gecikmesinin (hatta adaletin bağımsız olmadığının) 24 saat konuşulduğu bir ülke. Ancak halkı kısmen bilinçli. Örneğin Aralık 2019’da binlerce Ugandalı ülkelerindeki yolsuzluğa karşı yürüdü: https://www.mynet.com/binlerce-ugandali-baskentte-yolsuzluga-karsi-yurudu-110106211272
Uganda’daki yargının tüm yaptıklarını işe yaramaz hale getirmek olarak algılanabilecek böyle bir tablo ister istemez şu soruyu sorduruyor: Yaptığı hemen her şey yasamanın ‘‘siyasal omurgalı müdahaleler’’i ile yıkılan veya ters yüz edilen bir yargı hangi şevk ve azimle iş yapacak, sonuç üretecektir?
Uganda Cumhuriyeti’ndeki bu müdahalelerin, kitle şuuraltında vücut vereceği, ‘‘Mahkûm olsan da o kadar önemli değil, bak işte yırtıp çıkıyorsun’’ psikolojisinin Uganda’nın geleceği açısından nelere mal olacağı acaba iyice hesaplanmış mıdır?
Birilerinin duasını alınacağı kesin. Ama acaba birilerinin de bedduası alınmayacak mıs? Ve bedduası alınan kitlenin dua edecek kitleye oranı iyi incelenmiş midir?
Uganda’da suç oranları da çok yüksek durumda. Buna rağmen af meselesi de gündemde. Affetmek, birey ve toplum olarak, insanoğlunun en yüce davranışlarından biridir. Tamam ama burada bir varlık yasası unutuluyor: Affetmek hak ve yetkisi, ihlal edilen hakkın sahibinindir. Hakkı ihlal edilenin yerine bir başkası geçerek ‘‘af’’ ilan ediyorsa bu, varlık kanunları açısından bir zulüm olabilir. Bunun en güzel kanıtı, Cenabı Hakk’ın, affediciliğini sadece kendine ilişkin hak ve görevlerin ihlalinde kullanması, kullarının hakları söz konusu olduğunda ise affedici olarak devreye girmemesi, affetmeyi özendirmekle yetinmesidir.
Şimdi bir Ugandalı şöyle düşünemez mi: Siz de affı teşvik edin ama affetme yetkisini, hakları ihlal edilenlere bırakın. Onlar bu yetkilerini af yönünde kullanırlarsa işte bundan rahmet ve mutluluk doğar. Sizin yaptığınız şekliyle aftan ne doğacağı belli değildir. Çünkü affettiğiniz suçların ihlal ettiği hakların sahibi siz değilsiniz. ‘‘Size ait olmayan bir hakkı nasıl kullanıyorsunuz?’’ diye sormazlar mı?
Elbette Uganda Cumhuriyeti’nde resmi din Hıristiyanlık ancak bu dinin de kul hakkı konusundaki öğretileri İslam diniyle benzerlik göstermektedir. Bundan dolayı, böyle çıkarımlar yapmakta sakınca duyulmamıştır.
Yazar: Karer A.