Bir çoğumuz hayatımızı sürdürmek için çalışmak zorundayız, bu bir gerçek. Ve yine bir çoğumuz çalışırken gayet dünyevi olaylarla zaman geçiriyoruz. Ödemeler yapıldı mı, yetiştirmem gereken ödevi zamanında yapabilecekmiyim, toplantıma zamanında yetişebilecekmiyim, patron görürse ne der… Tüm bu uğraşlara baktığımızda Allah, din ve ibadetle ilgili bir şeylere rastlamak pek mümkün değil. Peki, hem bu dünyadaki yaşamımızı sürdürürken hem de Allah rızasını kazanmak nasıl olabilir diye düşününce aklıma tek yanıt olarak “niyet” geliyor. Bir insanın bir eylem yaparken niyetinin ne olduğu bence o eylemin Allah rızası için olup olmamasını etkiliyor. Ne demek istediğimi bir kaç örnekle açıklamaya çalışayım: Ofiste 8-10 saat çalışan bir insanı düşünün.. Neredeyse tüm gününü oraya buraya koşuşturmakla geçiren bir insan. Bu insanın akşam eve gittiğinde “Bu gün Allah için ne yaptım” sorusuna verecek iyi bir cevabı olabilir mi? Aslında olabilir. Örnegin bu insanın çalışırken niyeti kazandığı parayı veya edindiği mevkiyi Allah rızası için sarfetmek ve kullanmaksa, haramdan uzak durup helal kazançla geçinmekse yaptığı eylemler Allah rızasına dönüşebilir. Bu örneği hayatımızın her safhasına uygulayabiliriz, masa başında oturmamız, ders çalışmamız, yemek yememiz, dinlenmemiz bile eğer Allah ve Allah rızası düşünülerek yapılıyorsa bir çeşit ibadete dönüşebilir. Ama bunu yaparken çok ince bir çizgide yürüdüğümüzü unutmamamız gerekmektedir. Zira saydığım tüm bu eylemler bir çok insanın gün boyunca otomatikman yaptığı işler. Bu işleri Allah rızasına dönüştürüp, dönüştürmemek ise insanın “niyeti”ne bağlı. Allah’ın hepimizin niyet ve eylemlerini bildiğini unutmayarak niyet ve eylemlerimizi düzenlememiz dil egiyle…
Yazar : Feryal