Dünyaya gelmemizden ölümümüze kadar biri bizi gözetliyor… Bir kaç yıl önce Türkiye’ye damgasını vuran geniş halk kitleleri tarafından izlenen ve fanatikler doğuran bir program vardı. ‘Biri Bizi Gözetliyor’ ismiyle yayınlanan bu programa gösterilen büyük ilginin en önemli sebebi bir eve topladıkları insanların salonlarına yatak odalarına ve hatta banyolarına kadar yerleştirilen kameralar ve bu kameralar aracılığı ile dileyen herkesin bu evde
(daha&helliip;)
Kur’an-ı Kerim ayetleri çeşitli vesileler ile sürekli olarak evrenin ve tüm canlılığın yaratıcısı olan yüce Rabbimizin birliğinin, kudretinin, rahmetinin ve gücünün zikredilmesi-hatırlanması, bize vermiş olduğu imkan ve nimetler karşısında şanının yüceltilmesi, şükredilmesi ve yüceliğine yaraşır bir kul olunması üzerinde durmakta ve insanların dikkatlerini bu noktaya çekerek varlık amacının farkına varmasını sağlamaktadır. Bizi var eden her an görüp gözeten çeşitli nimetler
(daha&helliip;)
Varlık amacını sorgulamayan yaşıyor, görüyor, duyuyor, yiyip içiyor ve konuşuyor olmasını yeterli görerek tüm bunların ve onlarca mislinin sebebini düşünmeyen insan şu kısa dünya hayatında çok çeşitli sevdalara çok çeşitli rüyalara dalmakta ve varlık amacından sapmaktadır. Sabırsız ve kaygısız bir biçimde peşinen geleni sevmekte elde edeceği sınırlı ve geçici nimetleri sonsuz ve sınırsız olana tercih etmektedir. Bilindik kanalların pek çoğunda
(daha&helliip;)
Rabbimizin, kılavuz ve rahmet olması için peygamberimiz aracılığıyla biz kullarına göndermiş olduğu Kur’an-ı Kerim, Allah’ın varlığı, birliği, her an her şeye olan hâkimiyeti, eşsiz yaratışı, sanatı ile beraber âlem üzerindeki lütfu ve rahmeti üzerine eğitici ve öğretici ayetler içermektedir. Kur’an hidayet kaynağı ve rehberdir. Rabbimizin bizden isteklerini ve nasıl bir kul olmamız gerektiğini Kur’an’dan öğreniriz. Kişi Rabbinin terbiye ediciliği altında
(daha&helliip;)
Allah’ın en büyük mucizelerinden biri, insan müdahalesinden korunmuş, tutarlı, derin ve eşsiz bir hazine, insanlığa kılavuz, rahmet ve en büyük hediye olarak gönderilmiş bir nurdur Kur’an-ı Kerim. Varlığa, ölüme ve ölüm sonrasına anlam kazandırır. Neden var olduğumuzu ve varlığımızı nasıl sürdürmemiz gerektiğini öğretir. Hak ile batılı, iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini, birbirinden ayırır, doğruya ve hayra iletir. Hatırlatıcıdır, uyarıcıdır,
(daha&helliip;)
Sonsuzca yaşamak, hep var olmak ister insan. Bir anlamda yaratılışında kodludur bu arzu. Oysaki dünya hayatındaki varlığı diğer tüm yaratılmış varlıklarda olduğu gibi ölümlüdür. Peki, bir gün öleceğini bilen insanoğlu neden hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar. Herhalde bunun en büyük sebebi insanın sonsuzca var olma tutkusudur. Oysaki yüce Yaratıcımız, insanoğlunun bu arzusunu bu dünya hayatı için değil ahiret yurdu için var
(daha&helliip;)
Her canlı ölümü tadacaktır. Hak ettiğiniz karşılıklar size, kıyamet günü, eksiksiz bir biçimde verilecektir. Ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulan kesinlikle kurtulmuş olacaktır. Geçici dünya hayat aldatıcı bir yararlanmadan başka şey değildir. Ali İmran Suresi Ayet 185 Etrafımızdaki insanların pek çoğunun Allah’ın varlığını kabul ettiği ancak yaşantısına bakıldığında adeta Allah yokmuş gibi davrandığı gözlemlenmektedir. Ne zaman dini konular açılsa ve dolayısıyla konuşma
(daha&helliip;)
İnsan genellikle sahip olduğu herhangi bir nimet ya da özellikten yoksun kaldığı zaman bu nimet ve özelliğin kıymetini anlayıp kavrar. Sahip olduğu zamanlarda bunların şükrünü gereğince yerine getiremez, bunlardan yoksun olanları çoğu zaman düşünemez. Örneğin Ramazan ayı, Kur’an-ı Kerim ayetlerinin indirilmeye başlandığı ve belirlenen vakitler içinde oruç ibadeti ile mükellef kılındığımız bir aydır. Bu ayda insanların dini ve manevi duyguları
(daha&helliip;)