Kur’an ayetlerinin bizlere neler anlattığını, doğru anlamak istiyorsak, Kur’an ın diğer ayetlerinden mutlaka faydalanmalıyız, istifade etmeliyiz. Çünkü Kur’an kendisini anlatan, açıklayan, eşi benzeri olmayan, bir rehberdir. Ayetleri gereği gibi anlamak için, yine Kur’an a danışmalıyız. Bunu bizlere hatırlatmak içinde Allah, biz her şeyden nice örnekleri, değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız der bizlere. Bugün sizleri, Nisa suresi 125. ayet üzerinde düşünmeye davet etmek istiyorum. Önce ayeti yazalım.
(daha&helliip;)
Allah yarattığı kullarına, akıl ve özgür iradesi verdikten sonra, yinede yalnız bırakmamış, onlara rehberler yol göstericiler göndermiştir. Fakat ne yazık ki biz Rabbin kulları, Allah ın rehberinden istifade etmesini bilememiş, nefsimizin esiri olarak, adeta beşeri putlar yaratmışız kendimize. Yahudiler ve Hıristiyanlar, Allah ın rehber olsun diye gönderdiği kitaplarında hiç bahsetmediği halde, görev verdiği elçilerini adeta putlaştırarak, Allah ın oğlu yakıştırmasını yapmışlardır. Kur’an da bu konudan
(daha&helliip;)
Günümüzde din ve iman adına, yaptığımız en büyük yanlışlardan biriside, Hadisler olmasaydı, Allah ın emri olan namazı nasıl kılacağımızı, zekâtı nasıl vereceğimizi, orucumuzu nasıl tutacağımızı, Haccı nasıl yapacağımızı bilemezdik düşüncesine iman etmek olmuştur. Bir konuyu doğru anlamak için, takip ettiğimiz yol ve yöntem, eğer yanlışsa, anlamaya çalıştığımız konunun da açıkça doğru anlaşılması, asla mümkün olmayacaktır. Acaba bizler dinimizi yaşadığımız, Kur’an
(daha&helliip;)
ÖLÜMLE YÜZLEŞEBİLİYORMUYUZ? Gerçektende bizler ölümden bahsederken, korku ile karışık bir ürperti duyarız. Onun içinde aklımıza bile getirmek istemeyiz ölümü. Bu korkumuzun nedeni nedir diye hiç düşündük mü? Ölümden neden korkarız? Neden ölen bir kişinin ardından ağıtlar yakarız? Bazen de adeta isyana varan davranışlarımızla yakınlarımızın, sevdiklerimizin ölümünü kabullenemeyiz. Tüm bu aşırı davranışlarımızın ardındaki duygunun özünü, önce tespit etmeliyiz ki, yaptıklarımızın sınırını
(daha&helliip;)
Bu yazımda sizlerle, Allah ın katında özel isimleriyle de zikredilen Melekler konusunu, Kur’an ışığında konuşmak ve üzerinde sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Allah Kur’an da kendi katından bahsederken, çok fazla detay vermemiştir. Yine kendi katındaki meleklerinden bahsederken de, çok fazla detaya girmeden onlardan bahseder. Daha açıkça söylemek gerekirse, Allahın meleklerine iman etmek, inancımızın temel şartlarından birisidir. Bizlerin melekler konusundaki imanımızın
(daha&helliip;)
Dünya üzerinde ki İslam toplumlarının geneline baktığımızda, bir yerlerde bir şeylerin yanlış gittiğini, hemen fark edersiniz. Peki, bu yanlışlıklar nereden kaynaklanıyor diye, hiç düşündük mü, öz eleştiride bulunarak, gerçekleri arama çabası içinde olduk mu hiç? Hâlbuki Allah sizlere rehber olsun diye gönderdim dediği KUR’AN, bizlerin elinde değil mi? Hem de asla tek kelimesi bile değişmeden, Rabbin koruması altında bizlere kadar
(daha&helliip;)
Bugün sizlerle paylaşmak, sizleri düşünmeye davet etmek istediğim konu, acaba Allah bizleri yarattıktan sonra, yaşantımızda tamamen özgür mü bırakıyor? Yoksa yaşantımızın bazı evrelerinde, yine bizleri doğruya yönlendirmek, aklımızı başımıza getirmek için, müdahalelerde mi bulunuyor? Gelin bu soruyu birlikte düşünerek, Kur’an dan bir cevap aramaya çalışalım. Önce yaradılış gayemizin ne olduğunu Kur’an dan doğru anlamalıyız ki, Allah ın bizlere yaşantımızda müdahalesi
(daha&helliip;)
Bu yazımda sizleri, üzerinde düşünmeye davet etmek istediğim konu, Allah ın gücü yetenlere farz kıldığı, HAC konusunda olacaktır. Bildiğiniz gibi, Hacca gitmek isteyen Müslümanlar, günümüzde birçok zorluklarla karşılaşıp gidemediği gibi, sıralara girip kura lar çekilmekte, çıkmayanlarda haklı olarak, farz bir emri yerine getiremediklerinden çok üzülmektedir. Peki, bu kura ların, sıraya girmelerin nedenleri nelerdir? Bizlere öğretilen, Hacı olabilmek için Kurban bayramının
(daha&helliip;)