Bu yazıda, Mehmet Akif Ersoy’un bilime ve teknolojiye verdiği önemi eserlerinden alıntılarla aktaracağız. Bunun için yararlandığımız kaynak “Değerler Eğitimi Açısından Mehmet Akif Ersoy’a Ait “Safahat” Adlı Eserin İncelenmesi” isimli Seçil Biçer’e ait yüksek lisans tezidir. Biçer’in yararlandığı kaynak ise Hakkı Şengüler’e ait Mehmet Akif Külliyatı isimli eserdir. Mehmet Akif’in bilim ve teknoloji konusundaki görüşleri şöyledir: Hadi öğrenimini tez elden bitirmeye
(daha&helliip;)
Maalesef halk arasında ve geleneksel dini literatürdeki bazı kaynaklarda çok yanlış anlatıldığı için insanlar tarafından doğru bilinen yanlışlardan biri de kader meselesidir. Kuran’dan hiçbir dayanağı olmamasına rağmen, insanın özgür iradesini yok sayan bir kader anlayışı hâkim görüş haline gelmiştir. Halk arasındaki kader anlayışı özetle ifade etmek gerekirse, Allah’ın zaten ezelden her şeyi takdir etmiş olduğu bir çeşit alın yazısıdır. Kulun
(daha&helliip;)
Maalesef halk arasında ve geleneksel dini literatürdeki bazı kaynaklarda çok yanlış anlatıldığı için insanlar tarafından doğru bilinen yanlışlardan biri de kader meselesidir. Kuran’dan hiçbir dayanağı olmamasına rağmen, insanın özgür iradesini yok sayan bir kader anlayışı hâkim görüş haline gelmiştir. Halk arasındaki kader anlayışı özetle ifade etmek gerekirse, Allah’ın zaten ezelden her şeyi takdir etmiş olduğu bir çeşit alın yazısıdır. Kulun
(daha&helliip;)
“Eğer biz İslam’ın bir üstün değerler sistemi olduğunu Müslüman olmayanlara anlatmak istiyorsak, onlara her şeyden önce bizim İslam’ı temsil etmediğimizi söylemek borcundayız.” Muhammed İkbal “Müslümanların hızla artan büyük nüfusuyla övünmemiz, bana şişmanlığıyla övünen ve aldığı yeni kilolardan haz duyan bir adamı hatırlatıyor. Ruhumuza, aklımıza ve başarılarımıza vurgu yapmaya ne zaman başlayacağız? Küçük ve kırılgan bir insanda bile insanlığa katkıda bulunabilecek
(daha&helliip;)
Maalesef halk arasında ve geleneksel dini literatürdeki bazı kaynaklarda çok yanlış anlatıldığı için insanlar tarafından doğru bilinen yanlışlardan biri de kader meselesidir. Kuran’dan hiçbir dayanağı olmamasına rağmen, insanın özgür iradesini yok sayan bir kader anlayışı hâkim görüş haline gelmiştir. Halk arasındaki kader anlayışı özetle ifade etmek gerekirse, Allah’ın zaten ezelden her şeyi takdir etmiş olduğu bir çeşit alın yazısıdır. Kulun
(daha&helliip;)
Mehmet Akif Ersoy, 20. yüzyılın en önemli şairlerinden biri, aynı zamanda büyük bir mütefekkiridir. O, birçok şiir kaleme aldı. Şiirlerinde “Kuran”a çokça vurgu yaptı. Şiirlerinde peygambere atfedilen uydurmaları, çarpıtılmış din anlayışını ve bu zihniyetteki kişileri sert bir şekilde eleştirdi. Ersoy, Kuran’a rağmen dini yozlaştıranların oluşturduğu manzarayı şöyle tarif etmiştir: “Eğer İslam’dan maksat Kuran’sa, ortada İslam diye bir şey olmadığını söylemek
(daha&helliip;)