Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi ve Ölüm

Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi ve Ölüm

Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi, absürd filmleriyle tanıdığımız senarist ve yönetmen Onur Ünlü’nün vizyondaki filmi. Film bir anayasa hukuku profesörünün hayatından bir kesiti konu alıyor. Hiç hesaplamadan, bir anda kendini bir cinayet sahnesinin içinde bulan Celal Tan pankreas kanseri olan dostu Turan Altaylı’dan cinayeti üstlenmesini ister. Çünkü yasaya göre 1 ayı kalan Turan cezasını neredeyse çekmeden yine özgür (daha&helliip;)

Cennet Tüm Annelerin Ayağının Altında mı?

Türk toplumunda aile çok önemli, korunması gerekli bir değerdir. Ancak pek çok toplumda olduğu gibi bizim toplumumuzda da çarpık ahlak yapısına sahip olan ve kendi ile beraber çocuklarını da bu gayri ahlaki yaşantıya sürükleyen aileler çoktur. Elbette çocukları, sırf anne babaları olduğu için, İslam’i ölçülerde yaşamayan ailelerine itaat etmek zorunda değildir. Cezaevleri adam öldürmüş, dolandırıcılık ya da fuhuş yapmış anne (daha&helliip;)

Tek Sanatçı Olan Allah, Sani Sıfatıyla Dilediği Kulunda Tecelli Eder

Rabbimizin pek çok sıfatı vardır ve bu sıfatlar farklı insanlarda farklı şekillerde tecelli edebilir. Allah’ın yarattıkları örnek alınarak, yani temelde yaratılanlardan yola çıkarak Allah’ın izni ve dilemesi ile bir şeyler yapan insanlarda Rabbimizin ’Sani’ yani sanatçı sıfatı tecelli edebilir. Sanat yapıtlarının tümünü yapan Allah’tır ve dilediği kulunu buna vesile eder. Sanat yapıtları genelde insan ruhunda derin etkiler uyandırır. Güzel bir (daha&helliip;)

Tolstoy`un Kaleminden Hz. Muhammed ve Din

Tolstoy, 1828 yılında varlıklı ve asil bir ailenin dördüncü çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Gençlik yıllarında bohem bir yaşamı olmuştur. 1863 yılında en büyük eseri sayılan  savaş ve barışıyazmaya başlamıştır. Bu kitabın yazımını 1869 yılında tamamlamıştır. Tolstoy, ortodoks mezhebine mensup bir Hıristiyandır. Ancak Çevresindeki insanların ve ruhban sınıfının dine karşı tutumu yüzünden dini inançlarından kopmuştur. Yaşamın sonunda ölümün mutlak olması onu  hayatın zorluklarına katlanmanın (daha&helliip;)

Ömür Dediğin Nedir ki?

Kelebekler rengarenk kanatlarıyla usulca havada süzülmeleriyle her zaman insanlarda bir beğeni uyandırmıştır. Ancak onların hayatları hakkındaki gerçeği öğrenince herkes aynı zamanda onlara karşı bir acıma hisseder. Kelebeklerin sadece yaşamak için 1 günleri olduğunu öğrenen insanlar hemen “Böyle güzel bir yaratık sadece bir gün mü yaşıyor, ne kadar yazık” derler.. Ancak bilmezler ki bu durum insanlar için hiç de farklı değildir.. (daha&helliip;)

Tolstoy da her zeki insan gibi tek bir Allah’tan söz eder

Tolstoy, Shakespeare’den sonra yabancı dillere en çok tercümesi yapılan yazar olmasına karşın bir türlü ciddiye alınmıyor. Öldüğünden bu yana geçen 100 senede yazdığı pek çok konuda haklı çıkmıştır, pasifist ve antimilitaristtir. Buna rağmen anarşistlerin babası olarak anılır. Oysa Tolstoy, kimsecikleri otorite kabul etmemezlik yapmaz, Allah’ı en büyük otorite olarak görür. Özellikle İtiraflarım’dan sonraki dönemde din ve ahlak üzerine yazdığı kitapları müthiştir. (daha&helliip;)

Senden gelecek hayır Allah’tan gelsin

Müslümanlarca kullanılan İşimiz Allah’a kaldı, Senden gelecek hayır Allah’tan gelsin gibi deyimler var. İşimiz Allah’a kaldı: Zaten Allah’a kalmamış bir iş yoktur ki. Hem sen kim oluyorsun da Allah’ı küçümsüyorsun? Senden gelecek hayır Allah’tan gelsin: Yine bir Allah’ı küçümseme deyimi. Yani “Allah’tan da anca senden beklediğimiz gibi bir hayır gelir en fazla.” gibi bir şey. Bu deyimleri kullananlara çok kızıyorum. (daha&helliip;)

Kur’an Üçlemeyi Yanlış mı Anlatıyor?

Hıristiyanlar ve bazı ateistler Kuran’ın üçlemeyi yanlış anlattığı, bundan dolayı da ilahi kitap olamayacağı iddiasını savunmaktadır. Bu iddia sahiplerine göre üçleme Baba, İsa ve Kutsal ruhtan oluşmaktayken, Kuran üçlemeyi Baba, İsa ve Meryem şeklinde aktarmakta, dolayısı ile de yanılmaktadır. Peki, bu eleştiri yerinde midir? Öncelikle Kuran’da üçleme ile alakalandırılan ayetlere bir göz atalım: “ Ey Ehlikitap! Dininizde aşırılığa gidip doymazlık (daha&helliip;)