Hz. Nuh`un Gemisinin yerine ilişkin Müslümanlar ile Yahudi ve Hıristiyanlar arasında bir ihtilaf vardır. Yahudi ve Hıristiyanlar Eski Ahitte (Tekvin, Bap 8: 4) aktarılan, Geminin Ararat’ta karaya oturduğu bilgisine dayanarak onun Ağrı dağında olduğuna inanmaktadırlar. Müslümanlar ise Hud suresinin 44. ayetinde geçen و َ ا س ْ ت َ و َ ت ْ ع َ ل َ ى ا ل
(daha&helliip;)
Kuran`da sadece ortak koşanlardan bahsedildiği, Allah`a inanmayanlara hiç değinilmediği iddiasında bulunanlar var. Durumun böyle olmadığını gösteren ayetlere örnekler: HAKKA 33. Çünkü o, Yüce ALLAH`a inanmıyordu. NİSÂ (38) Bunlar, mallarını insanlara gösteriş için harcayan, Allah`a ve ahiret gününe de inanmayan kimselerdir. Şeytan kimin arkadaşı olursa, o ne kötü arkadaştır. TEVBE (45) Ancak Allah`a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşüp kendileri
(daha&helliip;)
Hucurat 11. Ey iman edenler! Sizden hiçbir topluluk bir başka toplulukla alay etmesin. Ne mâlum? Belki alay edilenler edenlerden daha hayırlıdır. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler. Belki de alay edilenler edenlerden daha hayırlıdır. Birbirinizi, (daha doğrusu kendilerinizi) karalamayın. Birbirinize kötü lakaplar takmayın. İman ettikten sonra insanın adının kötüye çıkması, fâsık damgası yemesi ne fena bir şeydir! Kim tövbe etmezse
(daha&helliip;)
Yaratıcımız varlık olarak zamansız ve mekansızdır. Bu zaman ve mekanı yoktan yaratmıştır. Ama yönetici-gözlemci olarak(dışarıdan) hem tüm mekan noktalarındadır, hem de tüm zaman noktalarında… geçmiş… … … … şimdi… … …. . gelecek Biz ise sadece şimdi noktasındayız ve ileri noktalara doğru yolculuk yapıyoruz. Ama Rabbimiz böyle bizim gibi bir noktadan ileriye doğru yolculuk falan yapmıyor. Geçmiş, gelecek, şimdiki zaman
(daha&helliip;)
Yanlış düşünmekten Yaradana sığınırım. Kur’an-i Kerim, her konuyu başlıklar halinde aktarırken, bizim de bu konuları araştırmamızı ya da konular üzerinde düşünmemizi, ders çıkarmamızı ister. Bize gayp olan bazı konuların araştırılmasından sonra elle tutulur gerçeklikle karşılaşılıp o konunun gayp olmaktan çıkacağını da bize bildirir. Yaratılan kâinatta yapılan araştırmaların sonucunda bulduğumuz veriler ile belli konular gayb olmaktan çıkacaktır; tabî ki Rabbimizin izin
(daha&helliip;)
Kuranı her okuyuşumda sanki ilk defa okuyormuş gibi, ondan yeni feyizler yeni ışıklar alıyorum çok şükür, Allah yanıltmasın. Beni her okuyuşumda daha çok bilgilendirdiğine ve düşünmeye sevk ettiğine şahit oluyorum. Bakın sizlerle aşağıdaki ayetleri paylaşmak ve üzerinde birlikte düşünmeye davet etmek istiyorum. Düşünmenizi ve ayetlerle karşılaştırmanızı istediğim konu, bizlere geleneksel İslam ın öğrettiği gibi acaba peygamberimiz topluma kuranın hiç bahsetmediği
(daha&helliip;)
Kuran`da kadın ve erkeğin eşit değerde olduğu vurgulanır. Tek üstünlüğün bireysel bazda takvada olduğunun altı çizilir. Yani insanlar eşittir, sadece kim daha takva sahibiyse, kim daha çok sakınıp korunuyor, Allah`ın dinine daha sıkı sarılıyorsa, Allah`ın gözünde o bireysel açıdan daha üstündür. Benim bu başlıkta ele alacağım konu, kadınların fiziksel ve zihinsel(beyin de fiziktir) açıdan da erkeklerin gerisinde olmadığını göstermeye çalışmaktan
(daha&helliip;)
Geçici dünya hayatında müminlerin tek amacı Allah’a kul olmak, O’nun rıza ve sevgisini kazanmaktır. Bu bakış açısı ile müminler, bütün hayatlarını ve ibadetlerini Allah’a adayarak, tam bir teslimiyet ruhu ile hareket ederler. “De ki: Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah`ındır. ” (Enam Suresi, 162) Ancak Kuran ayetlerinde Rabbimizin bildirdiği gibi, Allah’a boyun eğmemekte direnen “kavmin
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 82
- 83
- 84
- 85
- 86
- …
- 108
-