Bir hidayet rehberi olan Kur’an-ı Kerim’in (Casiye suresi 11. ayet) Muhammed peygamber aracılığıyla inmesinin üzerinden 1400 yıl geçti. Peygamberimize elçilik görevi verildiğinde, aralarında yaşadığı Kureyşliler’le ortaya çıkan sıkıntıları, kabaca da olsa, bilmeyen yoktur. Ayrıca peygamberin hayatının anlatıldığı kitaplarda, belki abartılarak, Kureyşlilerin ne kadar zalim, ne kadar zevkine düşkün, ne kadar kötü insanlar olduğunu okuruz. Hatta okurken içimizden onlara kin
(daha&helliip;)
Bizler inancımızı Kur’an merkezli yaşamadığımız için, öyle şeyleri dinden zannediyoruz ki, Kur’an ın öğretisine tamamen ters düşüyor. Bu yazımda, toplum tarafından çok konuşulan NAZAR konusu üzerinde, sizleri düşünmeye davet etmek istiyorum. Bu konuda bakın neler söyleniyor. (Nazar haktır. Beğenerek, imrenerek veya kıskanarak bakılan şeylere nazar değer. İnsana, hayvana ve hatta cansıza da nazar değer. Nazar hastalık yapar, hatta
(daha&helliip;)
Bizler inancımızı yaşarken ne yazık ki, dinimizi nerelerden öğrenmeliyiz, hangi kaynaktan en doğru bilgiyi alırız, bunun doğru tespitini yapamıyoruz. Çevremizde öyle çok bilgi kirliliği var ki bu konuda, toplumda okuma, araştırma alışkanlığı olmadığı için, kime inanacağını bilemez durumda, neredeyse her söylenene inanan bir toplum olmuşuz. Allah gönderdiği rehber kitapta, yalnız Kur’an ın ipine sarılın, sizleri doğru yola
(daha&helliip;)
İnsan eylemlerinin bir amacı var mıdır? Eylemlerinin sorumluluğundan kaçmak bir Müslüman’a yakışır mı? İnsanı eyleme yönelten şey istek ve tercihlerimizdir. İstek ve Tercih, iradenin varlığını zorunlu kılar. İstekte, İradenin açığa vurulması, açıklaması, beyanı, koşulu söz konusudur. “İsteme” istenilen şeyin gerçekleşmesi üzerinde durur, onu gerçekleştirmeye çalışır. Bu insan gücünün kendisini bütünlüğü ile ortaya koymasını gerektirir. Bu güç ise gelişigüzel
(daha&helliip;)
İnancımızı yaşarken, yaptığımız yanlışları her nedense görmek istemiyoruz. Her zaman ki gibi, Hac konusunda yaşanan karmaşa, bizlere öğretilen rivayetleri ne derece dikkatle düşünmemiz gerektiğini, bir kez daha bizlere gösteriyor. Yaradan yıl 12 ay, dördü haram aydır der ve bu haram aylarda savaşmanın yasaklandığını anlatır. Ayrıca savaş yasağının nedenini de açıklayarak, Bakara suresi 217. ayetinde bakın nasıl bir
(daha&helliip;)
İnsanların en büyük yaşam emarelerinden birisi düşünmektir. İnsan düşünebildiği kadar vardır. Şimdi düşünelim… Avrupa’da hristiyan bir ülkede dünyaya geldik. Doğar doğmaz vaftiz edildik. Geleneklere göre bir güzel hristiyan oluyoruz. Artık birer tane vaftiz anamız ve vaftiz babamız var. Büyüyoruz. Katoliklerin çoğunlukta olduğu bir okula kaydedildik ve gelişimimiz o yönde ilerliyor. Dinimizi öğrendik ve zamanla ibadetlerimizi de yerine getirmeye çalışıyoruz.
(daha&helliip;)
Kimim ben? Kimdim ve kim olacağım? Kafamda bu sorularla dolaştım durdum bütün akşam. Serindi hava, semtimizin kalabalığına rağmen sessizdi. Geçmiş muhasebemin yükünü ayaklarımın çekemeyeceğini sezip ilk rastladığım çay ocağına dalıverdim. Dışarıdaki sessizliğe inat gürültülü ancak senkronsuz bir orkestra karşıladı beni. Masama gelen çayın insanı içine çeken buharı beynimi de adeta bir yolculuğa çıkarmıştı anılar denizimde… Bu yolculukta fark ettim
(daha&helliip;)
Günümüzde bizler, İslam dini adı altında öyle bir inanç yaşıyoruz ki, cahiliye döneminde Ehli kitabın yaptığı yanlışları hiç aratmıyoruz. Cahiliye devrinde de, Allah ın gönderdiği kitaplar yeterli görülmemiş ve atalarından intikal eden hurafe ve batıl din diye yaşanmaya devam edilmişti. Aynı yanlışları biz Müslümanlarda ne yazık ki, inancımızı yaşarken bugün yapıyoruz. Kur’an ın uyarılarından, yaptığımız bu yanlışların farkında olup, bu
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 28
- 29
- 30
- 31
- 32
- …
- 136
-