Kuran’ın genel mesajında, Allah’ın insanlara yaşamlarını ve alışkanlıklarını Kuran’ın emirlerine göre tasarlamalarını ve yaşamalarını emrettiğini görmekteyiz. Bu çerçevede gerek modern değerlerini gerekse toplumların geleneklerini değerlendirirsek Kuran’ın Allah’ın emir ve yasaklarıyla çelişen gelenekleri ve modern değerleri dikkate almamamızı ve değiştirmemizi istediğini görürüz. Kuran ayetlerinde eski kavimlerle ilgili anlatılanlar bunlarla ilgili pek çok örnekle doludur. Diğer taraftan Allah Kuran’da belirtilmeyen konularda bizleri
(daha&helliip;)
Kuran’daki tartışmalı kavramlardan biri de ‘şefaat’ kavramıdır. ‘Şefaat’ kelimesi, birinin suçunun bağışlanması ya da dileğinin yerine getirilmesi için o kimseyle bir başkası arasında yapılan aracılık ve dua anlamında kullanılmaktadır. Kuran’da ise şefaat kavramı çeşitli ayetlerde zikredilmektedir. Kuran’da ahiret gününde kimsenin kimseye bir faydasının olmayacağı, şefaatin kabul edilmeyeceği belirtilir. Kuran ayetlerinde ahiret gününde hükmü verecek olanın Allah olduğu ifade edilir.
(daha&helliip;)
> Vaktiyle bir bilge hoca, yıllarca yanında yetiştirdiği öğrencisinin seviyesini öğrenmek ister. Onun eline çok parlak ve gizemli görüntüye sahip iri bir nesne verip: “Oğlum” der, “Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana bildir. > Öğrenci elindeki ile çevresindeki esnafı gezmeye
(daha&helliip;)
. İnsanlar arasında ayrılık ve nefret oluşturmak fitnedir…. Fitne, katilden beterdir… (Bakara Suresi, 217) Başı açık olanlara müslüman gözüyle bakmamak, başı kapalı olanlara gerici gözüyle bakmak büyük bir zulümdür. Başı açık olan da kapalı olan da tertemiz, müslüman insanlardır. Bu konuyu kin ruhuna çevirmeye kalkmak şeytanın kişiliğidir. Şeytan sevgi istemez; nefret ister, ayrılık ister, asık suratlar ister. Şeytan ve
(daha&helliip;)
Dilimize “hiççilik” olarak çevrilen nihilizm bilhassa 19.yy’da önem kazanmış felsefi akımlardan birisidir. Kısaca anlatmak gerekirse bu akım, hayatın herhangi bir anlama sahip olmadığını, Allah inancının, özgür iradenin ve gerçek bilginin geçersizliğini savunur. Hayat hakkında hayli karamsar bir resim çizen bu görüş hayatta hiçbir anlam olmadığını iddia etmiştir. Esasen nihilistlerin görüşleri radikal gibi gözükse de kendi içinde tutarlı oldukları söylenmelidir. Yani eğer
(daha&helliip;)
Geleneksel anlayış, her zaman, İslam’ı net kurallar ve keskin sınırlar ile şekillendirmek niyetinde olmuştur. Nihayetinde de ortaya son derece detaylı bir İslam anlayışı çıkmıştır. Bu anlayış öylesine yaygınlaşmış, öylesine içselleştirilmiştir ki bu detaylara yer vermeyen bir din günümüz Müslümanlarını tatmin edememektedir. Oysa Kuran her konu ile ilgili net sınırlardan, tüm ayrıntısı ile belirlenmiş emirler ve yasaklardan oluşmaz. Kuran tüm Müslümanları
(daha&helliip;)
Yüce Allah’ın eşsiz isimlerinden biri olan Karib (yarattıklarına yakın olan) ismi celali ve Allah’ın kuluna şah damarından daha yakın olduğu (Kaf Suresi Ayet 16) ayeti celilesi aklıma geldikçe, beni yaratan bana bu kadar yakınken ve O’na yakın olmam için bana sayısız fırsat verirken nasıl olur da bu kadar duyarsız ve umursamazca yaşarım hayatımı diye sorgularım kendimi. Nasıl olur da bana
(daha&helliip;)
Namaz, kulun Allah`a yönelmesi ve bu yönelişle O`nu övüp yüceltmesi, yalnızca O`ndan yardım dilemesi, O`na bağlanmasıdır. Namaz insana, Allah`ın sonsuz kudret sahibi olduğunu, ölümün yakınlığını, Allah’ın huzurundaki sorguyu, cennetin ve cehennemin varlığını hatırlatır. Sonsuz gücüyle kulları üzerinde gözetici ve koruyucu olan Rabb’ini tanıyan insan yanlış davranışlarını, düşüncelerini, alışkanlıklarını, dünyaya dair her şeyini bırakarak yalnız O`na yönelir, kıyam eder, namazla Rabb’ine hicret
(daha&helliip;)