FELSEFE-TARİH SÜZGECİ

Nedense tarih deyince hepimiz tırsarız. Evvelki masalları mı dinleyeceğiz deriz. Hakkın elçilerinede böyle denmiş yıllarca. İnsanlar haklı. Geçmişte de haklıydı günümüzde de… … Batıl hep Haktan beslenmiş bir vampir gibi kanını emerek o olmazsa yaşayamazmış çünkü.


Dünya ikli sistem üzerine kurulmuş. Rabbim ne yaparsa en iyisini yapar. Doğruyu yanlışı bu yüzden bilebiliyoruz. Hikmetinin ilmini verdiği elçilerine bize doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden, güzeli çirkinden, haramı helalden…. . Ayır edebileceğimi öğretme ilmini vermiş“Ey iman edenler ! Siz Allah`ı sayar haramlardan sakınırsanız, Allah size hakkı batıldan ayırt edecek bir anlayış kuvveti verir, sizin günahlarınızı örter, sizi affeder. Allah büyük lütuf sahibidir. “(Enfal/29)Elçiler de bize öğretmişler. Rabbim herşeyi zıddıyla yaratmış. Bu zıtlıktanda hikmet doğmuş… … Tez-antitez-sentez, elektron -proton -nötron, yeryüzü-gökyüzü-evren, toplama- çıkarma-sonuç… … mürekkep yalayan herkes okullardaki eğitiminde bu kuralların üzerine inşa edildiğini bilir. Hep sebepler ve sonuçlar… …

İnsanlar elleriyle yaptıklarının sonuçlarına katlanmış yıllarca “İnsanlar bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu. Ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de (tuttukları kötü yoldan dönerler. “(Rum/41)

Düşünce tarihi çok çok eskilere dayanıyor. Yunanda başlar hala devam eder masallarına kimse inanmıyor…. . !

İnternet ağı denilen bir ağ oluşturdu insanoğlu neyi öğrenmek istiyorsan tıklıyorsun öğreniyorsun. Antik Mısırlıları öğrendik, kayıp kıtaların keşfini öğrendik. Deyim yerindeyse ne yerler ne içerler hepsini öğrendik. Bizden bir farkları hiç yokmuş. Onlarda hep sorgulamışlar nereden geldik nereye gidiyoruz diye. Dağa taşa kısaca nere bulmuşlarsa oraya yazmışlar. Yani yazıyı da Mısırlılar keşfetti masallarına kimse inanmıyor artık. Adem var oldu olalı yazı hep varmış. Yaradan da öyle diyor.

Herkes iyi söz söyleyene hatta kendisinin bilmediği konulardan bahsedene hele sırlarını Haktan aldığını söyleyene Bilge demiş. Oysa ki Hakkın elçileri hiç sır getirmemişler. “Ey peygamber ! Rabbinden sana indirilen buyrukları tebliğ et!Eğer bunu yapmazsan risalet vazifesini yapmamış olursun… “(Maide/57)
Herkese bedelsiz sunmuşlar. İşte o peygamberler Allahın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy. De ki: Ben buna(peygamberlik görevime)karşılık bir ücret istemiyorum. Bu (Kur`an)alemler için ancak bir öğüttür. “(En`am/90)Elçilerin gösterdikleri mucizeler de haktan geldiklerini kanıtlamak içinmiş. Allah(c. c. ), Adem`e isimleri öğretti ya bizde herşeyin taklidini yapabiliyormuşuz. Taklid dedim çünkü gerçeğini asla yapamayız. Şöyle bir çevrenize bakın neyin aslını yapabiliriz. Cevabını kendiniz verin. Yaratılmışın yaratması olmaz.

Sınırlılığımızdan kaynaklanan bakış açısıyla herşeyi sınırlandırdık…. . Şu tarihte başlar şu tarihte biter dedik…. . Bayılıyoruz sınırlandırmaya. Çok şükür elimizle bulduğumuz kalıntılar gerçeğin kanıtları olmuş…. Gören gözlere… Yaradan herşeye bir ömür biçmiş…. . Dünyamızın ömrü de bizden uzunmuş. Yani herkesin ne düşündüğünü de öğrendik..

Bizim bildiğimiz şekline dönelim Felsefe Yunanda başlar…. . Her üstad bir önce ki üstadın devamı niteliğindeki düşünceleri ya kendi yorumuyla açmıştır…. ya da kökten değiştirip kendi akımını yaymıştır… HER AKIM DA KENDİ ÜSTADININ ADIYLA ANILMIŞ. Kendi kurdukları okullarda da kendi düşüncelerini öğretmişlerdir… … !İşte bize bir hikmet…. .

Konunun gerçeğini nereden bulduğun çok önemli. Kaynağa indikçe gözünle gördüğünü, kulağınla işittiğini, beynine yüklediğinin, kalbinle tastiklediğinin huzurunda bulacaksın gerçeği. Bunu yakaladığın anda gerçek senin için odur. İşin sırrı bu bulduğunu kimse yargılayamaz. Yaradan dan başka.

Sır gibi sakladıkları bilgileri su yüzüne çıktı Herşeyin perdesini açacaktır Yaradan. Sır falan kalmayacak. Yaradanın bilgileri herkese açık. Biz örtüyoruz üzerlerini. İşte eski üstadlar, anladıkları ilimleri kendilerine mal etmişler. Bu bilgiler bana verildi deyip başkalarının anlıyamacağını savunmuşlar. Oysa o bilgiler hep var zaten. Var olmayanı icad etmemişler… Var olanı anlamışlar. Ve kamusallaştırmışlar. Elçiler bize yaratıldığınızın farkına varın, nereye dönerseniz orada bu gerçeği bulacaksınız demişler. Getirdikleri kitaplar herkese açık. Kim ne kadar isterse bunun delillerini görmeyi, Yaradan o perdeyi açıyor. Sınırlı olduğumuzu anladık. Hepimizin parmak işaretlerinin farklı olduğunu öğrendik. İşte o parmak izi kadar anlayış var dünyada Birbirimize ne kadar çok benzesek de farklıyız. Ne muhteşem yaradılış. Sınırlı anlayış kapasitesine sahip olduğumuzu hepimiz anlarız. Yaradan kimseye kaldıramayacağından fazlasını vermez… …

Uzun bir dönem bize, maddenin nasıl oluştuğunu nasıl maddeden oluştuğumuzu… anlattılar. Şimdi maddenin daha derinlerine indikçe, atomun içinde zerrelerin varlığını keşfettiler daha daha derine indikçe şaşırdılar. Enerjiyi keşfettiler…. Gördüğünüz maddeyi ve enerjiyi birleştirin. İşte o biziz bunlardan yaratıldık.

Herkese bir yaşam şansı verilmiş. Kendini nerede gördüğün çok önemli Ben burdayım diyorum şimdi anladıklarımla. İnsanoğlu daha nelerin perdesini açacak… Rabbim bilir. Allah dilemezse biz dileyemeyiz.. Bizim bilmemizi dilemiş. Kendisinden bir parça değil de ruhundan üflemiş. En güzel isimler Yaradanın o isimlerle dua etmemizi istemiş. Tüm dualarımız kurtuluşumuz için. Nerede durmak istiyorsak orada…. .

ALLAH`A EMANET OLALIM.

Yazar : Muzaffera cigal

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website