Bahçe Sahipleri (Başa Gelen Musibetler)

Kuran’da Kalem Suresinde geçen Bahçe Sahipleri kıssası bizim içerisinden öğüt alabileceğimiz güzel bir kıssa. Kıssayı düşünelim; nerelerde hata yaptığımız ve başımıza gelen musibetlerde ne şekilde davranmamız gerektiği hususunda kendimize pay çıkaralım.


“Şüphesiz biz, vaktiyle bahçe sahiplerini sınadığımız gibi, onları da sınamıştık. Hani o bahçe sahipleri, sabah erkenden bahçenin ürünlerini kesip devşirmeye yemin etmişlerdi.
İstisna da yapmıyorlardı. ”
Kalem 17-18

Kalem suresi 17 ve 18. ayetleri okuduğumuzda aklımıza gelecek ilk ayetler Kehf suresi 23 ve 24. ayetler:

“Sakın hiçbir şey için “yarın mutlaka şunu yapacağım” deme!
Ancak, “Allah dilerse” de. Bunu unuttuğun takdirde Rabbini zikret ve “Umarım Rabbim beni, bundan daha yakın olan(Alah’a yakın olan) davranışa ulaştırır. ” de. ”
Kehf 23-24

İlk gözümüze çarpan hata inşallah yada Allah izin verirse demeden yani Allah’ı hesaba katmadan gelecek hakkında kesin konuşmaları. Eğer ki bizler de bu şekilde davranışlarda bulunuyorsak, yapmamız gereken şey; Kehf suresi 24. ayetteki duayı etmeli, Rabbimizi zikretmeli ve bu konuda daha dikkatli davranmaya çalışmaktır.

“Onlar uykuda iken Rabbinden bir afet bahçeyi sardı, sabahleyin bahçe kesilmişti.
Sabah birbirine seslendiler; “Madem kesip devşireceksiniz hemen erkenden gidelim”.
Bunun üzerine, “Aranıza yoksul girmesin, bahçeye de soklulmasın. ” diye fısıldaşarak yola koyuldular ve engellemeye kadir olarak gittiler.
Fakat bahçeyi gördüklerinde, “Muhakkak sapıttık, mahrum bırakıldık” dediler. ”
Kalem 19-20-21-22-23-24-25-26-27

Bahçe sahiplerinin ilk hatası Allah’ı hesaba katmadan konuşmaları idi. İkinci hataları ise Allah’ın kendilerine vermiş olduğu nimetlerde yoksulların payı olduğunu düşünmeyip cimrilik etmeleri. Bu davranışlarından dolayı Allah onlara mallarına isabet edecek şekilde bir musibet veriyor. Okumaya devam edelim ve musibete maruz kaldıklarında ne şekilde davrandıklarına bakalım.

Ortancaları “Demedim mi size tespih etseydiniz” dedi.
“Sübhane Rabbena, şüphesiz biz zalimleriz. ” dediler.
Kalem 28-29

Maruz kaldıkları musibetin ardından ilk olarak; Sübhane Rabbena diyerek Allah’ı tespih ediyorlar ve suçlu olduklarını kabulleniyorlar. Allah’ı tespih etmeleri ve hatalı olduklarını kabullenmeleri çok güzel bir davranış. Demek ki bizler de bir musibete maruz kaldığımızda yada bir hata yaptığımızda suçumuzu kabullenip Allah’ı tesbih etmeliyiz.

“Bunun üzerine kendilerini kınamaya başladılar.
Şöyle dediler: “Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz!”.
Kalem 30-31

Kalem suresi 30-31. ayetlerden anlayacağımız üzere sonrasında da kendilerini kınıyorlar. Yaptıkları hatanın ardından kendilerini eleştirmeleri de çok güzel bir davranış.

Bazı insanlar hayatlarında karşılaştıkları olumsuz durumlarda; hep hatayı başkalarında arar ve kendisine dönüp bakmadığı için kendi hatalarını görmez. Kendisini hatasız gördüğü için yaşadığı kötü olaylardan dolayı suçu hep başka insanlara atar yada Allah’ı suçlu görür.

“Kendini kınayan nefse de yemin ederim. ”
Kıyame 2

Kıyame Suresi 2. ayette kendisini kınayan nefse yemin ediliyor. Bu ayetten de Allah’ın kendisini kınayan ve eleştirenlere ne kadar değer verdiğini görebiliriz.

Bizim yapmamız gereken davranış; başkalarının hatalarıyla uğraşmak yerine kendi hatalarımızla uğraşmak ve kendimizi eleştirmektir. Gerektiğinde “Benim hayatım kötü yönde gidiyor, demek ki bir yerlerde hata yapıyorum ve bu yüzden durum böyle. ” deyip kendimizi eleştirmeliyiz. Ve de Allah’a gerektiği gibi kulluk yapıp yapmadığımız konusunda da kendimizi eleştirmeliyiz.

“Umulur ki, Rabbimiz bize ondan daha hayırlısını verir. Çünkü biz rağbetimizi Rabbimize çeviriyoruz. ”
İşte böyledir azap! Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür; bilecek olurlarsa.
Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için Rableri katında Naîm cennetleri vardır. ”
Kalem 32-33-34

Bahçe sahipleri başlarına gelen musibetin ardından Rablerine yöneliyorlar. Bahçe sahiplerinin başlarına gelen musibeti düşündüğümüz zaman bu musibet kendileri için hayırlı olmuştur. Başlarına bu olay gelmeseydi belki de ömürlerini gittikleri hatalı yolda devam ettirirlerdi. Kaybettiklerinin arkasından da “Umulur ki, Rabbimiz bize ondan daha hayırlısını verir. ” diyerek dua ediyorlar. Kuran’da bu dua özellikle anlatıldığına göre bizler de kaybettiklerimizin arkasından bu şekilde dua etmeliyiz.

“Başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder. ”
Şura 30

Başımıza her ne gelirse gelsin Allah’a isyan edip karşı gelmekten sakınmalıyız. Başımıza gelen musibet hak ettiğimiz bir şeydir. İsyan etmek yerine kendi hatalarımızı aramalıyız. İnsanın hatalarından pişmanlık duyup tövbe etmesi güzel bir davranıştır. Ama biz tövbe ettiğimiz zaman tövbemizden dönmemeliyiz. Tövbe etmek Allah’a söz vermektir. Ve Allah sözünden dönenleri sevmez.

Aslında başımıza gelen musibetler bizler için fırsattır. Biz bu kötü zamanımızda günahlarımızdan tövbe edip sıkı sıkıya Kuran’a sarılırsak ve de Allah’a isyan etmeyip sabrımızı gösterir, namazımızı kılar, dualarımızı edersek; daha iyi bir kul olma yönünde ileriye doğru adım atabiliriz. Kuran bizler için öğüttür, şifadır. Derdimiz, sıkıntımız ne olursa olsun bizler Kuran okuyup öğütten faydalanabilirsek sıkıntılarımızdan yavaş yavaş kurtulmaya başlayabiliriz.

“Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir. ”
Ali İmran 92

Kuran okuduğumuz süreç zarfında (normalde her zaman yapmalıyız) sadakalarımızı verirsek; Allah kendisinin rızasını kazanmak için verdiğimiz her sadakanın karşılığında bize mutlaka bir iyilikte bulunacaktır.

Bizlerin hayatımızda kendimize amaç edindiğimiz şey takva olmalıdır. Dünyalık arzuların peşinde koşturmak yerine takva için gayret göstermeliyiz. Hayırlı işlerde birbirimizle yarışmalıyız.

“Siz ne hayır yaparsanız, Allah onu bilir. (Ahiret için) azık toplayın. Kuşkusuz, azığın en hayırlısı takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma)dır. Ey akıl sahipleri, bana karşı gelmekten sakının. ”
Bakara 197

“Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün olanınız, takvaca en ileride olanınızdır Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır. ”
Hucurat 13

Dünyada kaybettiklerimize üzülmek yerine Rabbimizin rızasını kazanmış bir kul olup Ahireti kazanmak için elimizden gelen gayreti göstermeliyiz. Takvaya ulaşmak için gayret göstermeliyiz. Bunun için de Rabbimizi eleştirmek yerine; kendimizi eleştirip kendimizi kınamalıyız. Takva noktasına ulaştığımız zamansa; takvamızın gerektirdiği şeyleri yerine getirip Allah yolunda mücadele etmeliyiz.

Saygılarımla,

Yazar : Mehmet

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website