Varılacak Yerin En Güzeli O’nun Yanındadır

Öyle bir dünyada ve öyle bir çağda yaşıyoruz ki her şey parayla, malla, mülkle ölçülüyor. Dünyevi güzellikler hepimizin gözünde öyle büyük bir değere sahip ki onlara sahip olmak en önemli lütuf, sahip olamamak ise çok önemli bir eksiklik olarak algılanıyor. Bu durumda sadece kendimizle ilgili değil başkaları ile ilgili konuştuğumuzda da pek çok kez yine o kişilerin paraları, malları, mülkleri oluyor konu. Sonra karşılaştırmalar başlıyor tabi.. Onun şusu var benim neden yok, o bile bilmem ne almış ben neden hala alamadım gibi sorgulamalar da geliyor devamında..


Dünyevi nimetler öyle değerleniyor ki gözümüzde ancak iyi, dürüst insanlara yakıştırabiliyoruz onları. Eğer kötüler sahip olabilmişse bu çok değerli gördüklerimize ve bizim de aralarında bulunduğumuz iyiler olamamışsa o zaman, Allah korusun, isyan başlıyor. Adam çaldı, çırptı, yalan söyledi hala Mercedes’e biniyor; biz namusluyuz, iyiyiz bizim günahımız neydi gibi serzenişler yükseliyor. Allah korusun bu tutum zamanla kişiyi isyana, dinden ve Allah’tan soğumaya, uzaklaşmaya kadar da götürebiliyor.

Oysa Allah Kuran’ında bu bahsettiğimiz nimetleri iğreti hayatın nimetleri olarak tanımlıyor.

33. İnsanlar bir tek ümmet haline gelmeyecek olsalardı, o Rahman`a nankörlük edenlerin evlerine gümüşten tavanlar çatar, sırtlarına binip yükselecekleri merdivenler/asansörler yapardık.
34. Evlerine kapılar, üzerlerinde yan yatacakları koltuklar yapardık;
35. Her yanda süsler oluştururduk. İşte bütün bunlar, şu iğreti dünya hayatının nimetidir. Rabbinin katındaki âhiret ise takva sahipleri içindir. (43- Zühruf Suresi)

İğreti hayatın nimeti demek, iğreti, gelip geçici nimet demektir. Bugün var olup yarın yok olacak nimet.. Öldüğümüz anda bırakıp gideceğimiz ve bize ahirette hiçbir fayda sağlamayacak olan nimet.

14. Kadınlara, oğullara, altın ve gümüşten oluşturulmuş yığınlara, salma atlara, davarlara ve ekinlere tutkunlukların sevgisi, insanlar için süslenip püslenmiştir. Tüm bunlar geçici-iğreti hayatın nimetidir. Allah`a gelince, varılacak yerin en güzeli O’nun yanındadır.
15. De ki: “Bu sayılanlardan daha iyisini size haber vereyim mi? Sakınıp korunanlar için, Rableri katında, altlarından nehirler akan, içinde sürekli kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve Allah`tan bir hoşnutluk olacaktır. Allah, kulları en iyi biçimde görmektedir. ” (3- Ali İmran Suresi)

Bir mümin için aslolanın ise ahiretteki güzellikler olması gerektiğini belirtiyor Allah. Müminler için esas nimet ahirette, gidecekleri ve içinde sonsuza dek kalacakları Adn cennetlerindedir diyor. Oradaki nimetleri bu dünyadakilerle kıyas edilemeyecek kadar güzel olacak diye tanımlıyor Rabbim.

31. “Biz sizin, dünya hayatında da âhirette de dostlarınızız. Cennette sizin için nefislerinizin arzuladığı her şey var. Orada sizin için istediğiniz her şey var”. (41- Fussilet Suresi)

Öyleyse mümin asıl yurt olan ahirette sahip olunabilecek esas nimetlerin peşine düşmeli. Bu gelip geçici dünyadaki iğreti nimetlere sahip olup olmamayı dert etmek yerine, içinde sonsuza kadar kalınacak esas yurtta güzelliklere sahip olmak için uğraşmalı, Allah’a isyandan kaçınıp Rabbimizin bizim için neyin en hayırlı olduğunu bizden daha iyi bildiğini unutmamalı, ödüllerin en güzelini ahirette elde edebilmeyi ummalıdır.

Yazar : Yağmur

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website