HÜKÜM KOYUCU YANLIZCA ALLAH’TIR

 

Onlar, yine de o sözü (Kur’an’ı) gereği gibi düşünmediler mi, yoksa onlara, geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi? (Müminun Suresi, 68)

Kuran-ı Kerim Rabbimizin insanlığa gönderdiği son ilahi kitaptır. Rabbimiz Kuran’da insanlığı hem bu dünyada hem de ahirette mutluluk ve saadete ulaştıracak emirlerini ve yasaklarını bildirmiştir. Kuran insanların öğüt alıp düşünmesi ve hidayet bulması için tek ilahi kaynaktır. Ancak zamanımızda çoğu Müslüman Kurandan bihaber yaşıyor. Kuran’ın emir ve yasaklarından, Allah’ın bizden ne istediğinden habersiz bir şekilde yaşamaktadır. Kuran’ı anlamak için çok iyi Arapça bilmek gerektiği, Kuran’ın anlaşılmaz olduğu, Kuran’ın sadece Arapçasını okumanın yeterli olduğu gibi Kuran’a zıt bir anlayış oluşmuştur. Bu da Kuran ahlakından uzak, kendisine indirilen Kuran’ın emir ve yasaklarından habersiz bir Müslüman toplumu meydana gelmiştir ve sonrasında İslam dünyasında terör, anarşi, savaş, kan, gözyaşı, kargaşa… Herkes Kuran’ı anladığı dilde anlayarak okumalıdır. Rabbimiz bir ayette şöyle buyurur;

Eğer biz onu A’cemi (Arapça olmayan bir dilde) olan bir Kur’an kılsaydık, herhalde derlerdi ki: “Onun ayetleri açıklanmalı değil miydi? Arap olana, A’cemi (Arapça olmayan bir dil) mi?” De ki: “O, iman edenler için bir hidayet ve bir şifadır. İman etmeyenlerin ise kulaklarında bir ağırlık vardır ve o (Kur’an), onlara karşı bir körlüktür. İşte onlara (sanki) uzak bir yerden seslenilir.” (Fussilet Suresi, 44)

-Bu insanlar Kuran okumaktadırlar. Ancak ‘ Kuran okumak’ derken bunu ne anlama geldiğini açıklamak gerekir. Kuran Arapça inmiştir. Kuran’ın indirildiği yer Arapça konuşulan coğrafyadır ve toplum Arap toplumudur ve Peygamberimiz de ilk önce Araplara tebliğ yapmıştır.’ Kuran okumak ‘hiç bilmediği ve anlamadığı bir dille tek bir kelimesini dahi anlamadan sadece Arapçasını okumak değildir. Kuran okumak onu anlayarak, öğütlerinin üzerinde derin derin düşünerek, emir ve yasaklarını öğrenerek okumaktır.

Rabbinin sözü, doğruluk bakımından da, adalet bakımından da tastamamdır. O’nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitendir, bilendir. (En’am Suresi, 115)

”Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla şuna helal, buna haram demeyin. Çünkü Allah’a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Şüphesiz Allah’a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa ermezler.”(Nahl Suresi, 116)

-İslam’ın kaynağı Kuran’dır. Haramlar helaller Kuran’da bildirilmiştir. Dinîn hükümleri Kuran’dan çıkarılır. Hükmün sahibi Hâkim olan yüce Allah’tır. Ancak şu anda bir çok Müslüman toplumunda Kuran’ın dışında, Allah’tan başka hüküm koyucu arayarak dinde olmayan haramlar ve helaller türetilmiştir. Bu da ahir zaman alametidir. Müziğin, Resmin, Sanatın, Bilimin, Teknolojinin, Gülmenin, Süslenmenin vs. haram olduğu bu Kurandan uzak din anlayışı birçok kişinin din ahlakını yaşamasına ve İslam’ın dünyaya hâkim oluşuna en büyük engeldir.

”Kendilerine okunan bu Kitabı sana göndermiş olmamız onlara yetmiyor mu? Elbette inanan bir topluluk için onda rahmet ve ibret vardır.”(Ankebut Suresi, 51)

-Bunu yaparken de Peygamberimizin hadislerini öne sürülür. Hâlbuki Peygamber efendimiz s.a.v’in Kuran’ın dışında haram ve helal belirlemesi olacak şey değildir. Kuran ilk olarak Peygamberimize inmiştir ve Kuran’a en iyi uyan, Kuran ahlakını en güzel yaşayan Peygamber efendimizdir. Peygamberimiz sav Kuran’a uymuştur.

”Sana Rabbinden vahyedilene uy. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.” (Ahzap Suresi, 2)

”Allah’tan başka bir hakem mi (hüküm koyucu mu) arıyayım? Oysa O, size Kitabı açıklanmış olarak indirmiştir. Kendilerine Kitap verdiklerimiz, bunun gerçekten Rabbinden hak olarak indirilmiş olduğunu bilmektedirler. Şu halde, sakın kuşkuya kapılanlardan olma. ” (Enam Suresi, 114)

-Örneğin Altın ve İpek haram olarak kabul edilir. Bu da Peygamberimiz‘e isnat edilen hadislere dayandırılır. Ancak Kuran’ın hiç bir ayetinde Altın’ın ve İpek’in ‘HARAM’ olduğuyla ilgili hiç bir ayet ve hüküm yoktur aksine cennet ehlinin altın ve ipekle süslendiği bildirilir;

Onlar; altından ırmaklar akan Adn cennetleri onlarındır, orada Altın bileziklerle süslenirler, hafif İpekten ve ağır işlenmiş atlastan yeşil elbiseler giyerler ve tahtlar üzerinde kurulup-dayanırlar. (Bu,) Ne güzel sevap ve ne güzel destektir. (Kehf Suresi, 31)

“Ey iman edenler, Allah’ın sizin için helal kıldığı güzel şeyleri haram kılmayın ve haddi aşmayın. Şüphesiz Allah, haddi aşanları sevmez.” (Maide Suresi, 87)

-bunu yansıra Müziğin haram olduğuyla ilgili hiç bir ayet yoktur ama birçok tutucu kesimde Müziğe kesinlikle karşı çıkılır ve haram diye anlatılır. Müzik hiç bir şekilde haram değildir. İslam’a, Mukaddesata zıt olan isyan, hakaret içeren bir şarkı, bir söz, bir hareket tabi ki haramdır. Eğlenmek, gülmek, süslenmek, şık giyinmek, kaliteli olmak helal dairesi içindedir ve helaldir. Müslüman dünyanın en neşeli, en şık, en kaliteli, en kültürlü, en halim selim, en güvenilir, en temiz insanıdır. İslam insanlara sıkıntı, baskı, yasak, zorluk değil özgürlük, eşitlik, rahatlık, huzur getirir. Din ahlakını yaşamak çok kolaydır.

De ki: “Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin yiyeceği (şeyler) için, ölü eti, dökülen kan, domuz eti -ki bu gerçekten murdardır- ya da Allah’tan başkası adına kesilmiş bir fısk dışında, haram kılınmış bir şey bulmuyorum. Kim kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa, -saldırmamak ve haddi aşmamak şartıyla- (bu sayılanlardan ölmeyecek kadar yiyebilir). Şüphesiz senin Rabbin bağışlayandır, esirgeyendir. (Enam Suresi, 144-145)

-Dolayısıyla Müslümanlar bazı kimselerin izahlarına değil, Allah’ın kitabı Kuran’a uymalı…


About the Author
Author

Kral Mesih

Comments (1)
Leave a reply

Name (required)

Website