Ahzab Suresi’nden İzdüşümleri | 4.Bölüm

“Peygamber Eşlerinin Tutumları”

Ahzab suresinin 28. Ayetinden itibaren peygamber hanımları söz konusu olmaya başlıyor. Önce uyarılıyorlar, sonra peş peşe gelen ayetlerle Peygamberimizin mahrem hayatına dair hususlardan bazıları inananların gözleri önüne seriliyor. Yazımın daha önceki bölümlerinde de söylediğim gibi bu ayetten itibaren peygambere olan sadakat testi bizim için de başlıyor. Bugün bu bölümde anlatılmış olan her bir konuda çok sayıda birbiri ile çelişen rivayet vardır. Bu halleriyle hadislerdeki çelişkili rivayetler olayları çözümlemeyi sağlamaktan ziyade daha da kafa karıştırıcı olmaktalar.

İnsan iki zıttı içinde taşıyıp doğruyla yanlışı seçme iradesi olan bir varlıktır. Dolayısıyla nasıl bakarsanız öyle görürsünüz. Amuda kalkıp bakarsanız dünyadaki her şey size ters görünür. Fotoğraf makinenizi eğri tutarsanız, fotoğrafa baktığınızda her şey eğri görünür. Hele hiç üzerinde düşünmeden okuyup geçmek gibi ayetleri okursanız, hızlıca geçerken çektiğiniz bir fotoğraf gibi bir görüntü alırsınız; bütün cisimler bulanık ya da çiziklidir.

Bu durumda makinemizi düzgün tutmak zorundayız. Her zaman olduğu gibi ayetlerde verilenlerle uyuştuğu ölçüde bir anlayışla tarihe bakmak ve ayetler üzerinde düşünmek zorundayız. Olayların çözümlemesi esnasında eğer peygambere su-i zanla bakarsak başka türlü, hüsn-ü zanla bakarsak başka türlü anlarız. İşte bu iman sahipleri için net bir yol ayrımı değil midir? İşte size sadakat testi…

O günkü erkeklerin büyük kısmı aynı sadakat testinden savaştaki tutumlarıyla geçerlerken peygamber eşleri hakkında inen bu ayetler kültürün elverişliği nedeniyle erkekler tarafından belki de farklı biçimde anlaşılmış, bugünkü şekliyle üzerlerinde durulmamıştı. Ama kadınların ağırlıklı testi muhtemelen bu ayetler üzerindeydi. Bugünse değişen toplum kültürü nedeniyle sadece kadınlar değil hepimiz için bu ayetler ciddi bir testtir ve şiddetle sarsıcıdır. Giderek de şiddetlenecektir.

33-Ahzab 28,29 “Ey Peygamber, eşlerine şöyle söyle: “Eğer şu iğreti dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, haydi gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de sizi güzellikle serbest bırakayım. Yok, eğer Allah’ı, Resulünü ve âhiret mülkünü isterseniz, haberiniz olsun ki Allah sizin gibi iyi hanımlara büyük mükâfat hazırlamıştır.”

33-Ahzab 30,31 “Ey peygamber hanımları! İçinizden kim çirkinliği aşikâr bir günah işlerse, onun cezası, iki kat olur. Bu, Allah’a göre kolaydır. Ama kim Allah ve Resulüne itaat eder, güzel ve makbul işlere devam ederse ona da mükâfatını iki misli verir ve ona cennette kıymetli bir nasip hazırlarız.”

 

Bu ayetler bize net olarak peygamber eşlerinin diğer kadınlar gibi olamayacaklarını, bir takım ayrıcalıklı vazifeleri olduğunu hatırlatıyor. Peygamberimizin ağzından bir anlamda “eğer bu vazifeleri yapamayacak kadınlarsanız şimdiden bırakın, isterseniz sizi boşayabilirim, benim yapacak işlerim var” deniyor. Aynı zamanda bütün kadınlara dünya hayatının gelip geçiciliği ve fuhşun her türlüsünün yasaklandığı bu ayetlerle hatırlatılmış oluyor. Hele ki peygamber eşlerinin bu kötülüklerden uzak olduğu ve alelade insanlar olmadıkları bize açıklanmış oluyor. Ve bu husus şu şekilde pekiştiriliyor.

33-Ahzab 32 “Ey Peygamber hanımları, siz başka kadınlar gibi değilsiniz. Eğer takvâya sarılacaksanız, cilveli bir şekilde konuşmayın ki, KALBİNDE hastalık bulunan kimse bir ümide kapılmasın. Konuşurken, münasip şekilde söz söyleyin.”

 

Yine kalpler gündemde! İnsan kalbi bilinmektedir ve tabiri Allah’a göre caiz olduğu üzere hastalığa (yanlış anlamaya) yatkındır. Dolayısıyla peygamber hanımları nezdinde bütün mümin kadınlar kalbinde hastalık olma ihtimaline binaen iyi tanımadıkları erkeklerin kalbine karşı uyarılmaktadır.

33-Ahzab 33 “Evlerinizde vakarla oturun, ilk cahiliye (kadınları)nın süslerini açığa vurması gibi, siz de süslerinizi açığa vurmayın, dosdoğru namazı kılın, zekâtı verin, Allah’a, Resulü’ne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Gerçekten Allah, sizden kiri (günah ve çirkinliği) gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister.”

 

33.ayet cahiliyeden ayrılmayı ifade eder. Evlerini karargâh edinen peygamber eşleri bütün müminlerin anneleri konumunda olup onlara örnek olmak durumundadır. İşte bu nedenle öncelikle ağırbaşlılıkları ve düzgün davranışları ile tertemiz olmaları için Allah tarafından uyarılmaktadırlar. Cahiliye döneminde sokaklarda yarı çıplak gezen kadınlar varken bulundukları toplumsal kültüre karşı peygamber hanımlarının ve inanan diğer kadınların ikaz edilmesi Kuran’da eksik bırakılmamıştır.

Öyle bir dönem ki erkeklerin onur sayılan davranışları Tevhid dini anlayışına taban tabana zıtken kadınlar da erkek egemen anlayışın zirve yaptığı bu dönemde sapkın yollara meyilliydiler. Saldırganlık, kumar, içki, zina, kan içmek gibi şeylerle erkekler övünürken kadınları birçok haktan mahrum bırakmakta da birbirleriyle yarışır haldeydiler. Bazı zenginler ve asil sayılanlar dışındaki kadınlar iradesiz kabul ediliyorlar, mirastan mahrum bırakılıyorlar ve erkeklere mecbur bir köle gibi yaşatılıyorlardı. Buna rağmen onlar da kendilerini erkeklere beğendirmek için ellerinden geleni ardına koymuyorlar, davetkâr davranışlar sergiliyorlar, fuhşa çokça meylediyorlar ve bazı rivayetlere göre hacca dâhi çıplak vaziyette geliyorlardı. Bazı kadınlar iyi niyetli olsalar bile giyim kuşamları diğerlerinden çok da farklı olmadığı için sokakta fuhşa meyilli olabilirler zannıyla erkekler tarafından rahatsız ediliyorlardı.

Böyle bir dönemde peygamber eşlerinin ihtiyaç olmadıkça sokağa çıkmamaları, davranışlarıyla toplumun kötü adetlerinden sıyrılmaları ve diğer kadınlara hem örnek hem de öğretmen olmakla görevlendirilmiş olmaları gayet doğal bir durumdur. Önce kendileri etraflarındaki kötü huylardan tamamen uzaklaşmalı ve kitabı öğrenmeliydiler ki öğretebilsinler.

33-Ahzab 34 “Evlerinizde okunan Allâh âyetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz Allâh latiftir, haber alandır.”

 

Ayetlerin okunup düşünülmesi gereken bir dönemde hem tefekkür etmeye atıf vardır, hem de bu yönde peygamberimizin kendi ailesi örnek olmaya itilmektedir. Her şeyden haberdarım diyor Allah onlara, yani yine kalp, yine “bilirim” ikazı!!!

33-Ahzab 35 “Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, tâ’ate devam eden erkekler ve tâ’ate devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar; sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, (Allah’a) saygılı erkekler ve saygılı kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allâh’ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar; (İşte) Allâh bunlar için bağış ve büyük bir mükâfât hazırlamıştır.”

 

Ayette doğru ve temiz erkek ve kadınlar övülmekte ve af ve mükâfat vaat edilmektedir. Ayet gayet açıktır.

33-Ahzab 36 “Allah ve Resulü herhangi bir meselede hüküm bildirdikten sonra, hiçbir erkek veya kadın müminin, o konuda başka bir tercihte bulunma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Resulüne isyan ederse besbelli bir sapıklığa düşmüş olur.”

 

Bu ayet de çok açık olmakla birlikte hoşa gitmese de, işe gelmese de hiçbir ayete sırt çevrilmemesini, her halükarda uyulması gerektiğini ikaz etmektedir.

Ahzab suresi boyunca hurafelere boğulmuş inanca karşı en ciddi direnişler peygamberin şahsında ve ailesinden örneklerle verilmektedir. İşte en çok istismar edilen konulardan biri olan Zeyd ve boşadığı eşinin peygamberimizle evlenmesi meselesi de 37. Ayetten itibaren ele alınacaktır.

Devam edecek…

kalemzade.net

twitter: @kalemzade


About the Author
Author

Kalemzade Kamil

Leave a reply

Name (required)

Website