Hepimiz Kureyşliyiz…

Hepimiz Kureyşliyiz…

 

Bir hidayet rehberi olan Kur’an-ı Kerim’in (Casiye suresi 11. ayet) Muhammed peygamber aracılığıyla inmesinin üzerinden 1400 yıl geçti. Peygamberimize elçilik görevi verildiğinde, aralarında yaşadığı Kureyşliler’le ortaya çıkan sıkıntıları, kabaca da olsa, bilmeyen yoktur. Ayrıca peygamberin hayatının anlatıldığı kitaplarda, belki abartılarak, Kureyşlilerin ne kadar zalim, ne kadar zevkine düşkün, ne kadar kötü insanlar olduğunu okuruz. Hatta okurken içimizden onlara kin bile gütmüşüzdür belki.

Peki, aynayı bir kez ters çevirip, olanları bizim toplulumuza uyarlamayı düşündünüz mü hiç? Son peygamber Hz. Muhamed’in Kureyş’e değil de bizim toplumumuza tebliğde bulunduğunu düşünelim. Kureyşliler ile bizim toplulumuz arasında gerçekten büyük bir fark söz konusu mu?

– Kureyşliler putlara tapıyordu (Nisa 117) ve bunu kendilerini Allah’a yaklaştırsın diye yaptıklarını iddia ediyorlardı (Zümer 3). Bizim tahtadan oyulmuş putlarımız elbette yok. Fakat dini, siyasi, ticari ve eğlenceden oluşan nice putlarımız var. Bu putlarımız uğruna Allah’ı ve onun emirlerinin yer aldığı Kuran’ı terk ediyoruz ve Araf suresinin 30. ayetinde belirtildiği gibi doğru yolda olduğumuzu sanıyoruz.

– Kureyşliler’in peygamberimizden sürekli mucize istediğini biliyoruz (Ankebut 50). O ise mucizelerin yalnız Allah katında olduğunu belirtmiştir. Peki biz ne yapıyoruz? Örneğin peygamberin ayı yardığını, göğe yükselip Allah ile pazarlık yaptığını iddia ediyoruz.

– Enam suresinin 138. ayetinden itibaren Kureyşlilerin kendi uydurdukları bazı haramlardan ve Allah’ın onlara yönelttiği sorulardan bahsedilir. Ayrıca meleklerin Allah’ın kızları olduğunu iddia ediyorlardı (Nahl 57).
Bu konuda da kureyşlilerden bir farkımız yok ve din diye hayatımıza bir çok haram ve uydurma sokmuşuz. Mesela Allah Kuran’da leş, domuz ve Allah’tan başkası adına kesilen hayvanların yenmeyeceğini dört ayetinde belirttiği halde, bunun dışında yemek konusunda bir çok haram geliştirmişiz. Dinden çıkarım korkusuyla soru sormanın, Peygamberimiz kabak seviyor diye, kabak sevmeyeni öldürmeye kalkışmanın, peygamberimiz sakallıydı diye sakal kesmenin haram sayılmasına en iyisi hiç girmeyelim.

– Kureyşliler kız çocuklarını diri diri gömüyorlardı (Tekvir 8). Biz ise sadece kız çocuklarımızı değil, oğlan kız diye ayırt etmeden bütün çocuklarımızı öldürüyoruz. Sahile vuran bebek cesetleri, sokakta tesadüfen vurulan çocuklar, şiddete maruz kalarak, yakılarak öldürülen genç kızların haberlerini sadece okuyoruz. Belki akılsız bir topluluk olduğumuz için Allah üzerimize pislik yağdırıyor (Yunus 100).

Allah’ın kitabından uzaklaşıp, dini katıksız ve saf olarak değil de, uydurmalar ve rivayetlerle yaşar ya da din çok karışık diyerek hayatımızdan çıkarırsak, vahiy öncesi Kureyş gibi cehaletimiz içinde bocalamaya devam ederiz.

“Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirip düzeltmedikçe Allah onların durumunu değiştirip düzeltmez.”
Rad suresi 11. ayet


About the Author
Author

KayalarinOglu

Leave a reply

Name (required)

Website