Kur’an’ın Tevrat ve İncil’i Bilgi Olarak Aşması 1

Kur’an’ın Tevrat ve İncil’i Bilgi Olarak Aşması 1

Kur’an’ın daha başta adem-havva kıssasında Tevrat’tan ayrıldığı herkesin malûmudur, Tevrat’a göre Havva Âdem’i kışkırtmış ve günaha sürüklemiştir. Ancak Kur’an’da böyle bir anlatı görmüyoruz. Dahası Kur’an İblisin secde etmeyişi ve meleklerin yaratılacak olan halifeye karşı gelişiyle ilgili anlatılarıyla Tevrat’ı ve İncil’i bilgi olarak aşmaktadır(Bakara sûresi 30-40). Bu konu çoğu kişi tarafından bilindiğinden bu konuya girmeyeceğim.

Tevrat’ta bulamadığımız bir diğer konu da â’râf denilen cennet ile cehennem arasında olduğu düşünülen yerin ne yahudilikte ve hristiyanlıkta bulunmayışıdır. Ancak bunlardan ziyade ben kıssalardaki farklara göz atmak istiyorum.

***

Spesifik ve kesin delil olarak gördüğüm Musa kıssası ile başlayacağım. İddiam şu ki Musa döneminde yaşayan Firavun’un kendisini tanrı olarak tanıtması Kur’an’a özgü bir bilgidir. Tevrat’ı okurken dikkatimi çeken en önemli nokta Firavun’un hiçbir yerde ”ben tanrıyım” dememesi oldu. Kur’an’da Şuarâ sûresinde bu konu şöyle geçiyor

﴾29﴿
Firavun, “Benden başkasını tanrı edinirsen, yemin ederim ki seni zindanlarda süründürürüm!” dedi.

sadece bu ayette değil 2-3 ayette daha firavunun kendini tanrı ilan ettiğini görebilirsiniz.

Bu konuya bir yanıt veremeyen misyonerlerden F. S. Coplestone isimli bir rahip Kur’an’dan tam 4 yüz yıl sonra yazılmış olan bir midraş metninde Firavun’un tanrı olarak tanımlandığına gönderme yapmıştır. Ancak Dediğim gibi bu metin Kur’an’dan çok daha sonra yazılmıştır. Bu bilgiyi kaynakça’da vereceğim siteden elde ettim ve yorumumun doğru olduğuna kesin kanâat getirdim.

Görüldüğü üzere Kur’an Tevrat’tan çok önemli bir konuda ayrılmaktadır. Tevrat’ta göremediğimiz önemli ve tarihi doğruluğu bulunan bir bilgi Kur’an’da mevcuttur.

***

Diğer daha önemli bir ayrım ise Kur’an’da Firavun’un şu sözü olmuştur.

﴾38﴿
Firavun, “Ey seçkinler! Sizin için benden başka tanrı tanımıyorum. Ey Hâmân! Haydi benim için tuğla fırınını yak, bana bir kule yap. Belki oradan Mûsâ’nın tanrısını görürüm; ama kesinlikle onun bir yalancı olduğunu düşünüyorum” dedi.

Eski uygarlıklarda -özellikle Mezopotamya ve Mısır’da- yüksek bir kule vasıtasıyla tanrılara ulaşma isteği görülmektedir.

Bu konu mısır bilimcisi Sir Flinders Petrie’nin ”Antik mısır’da dini hayat” kitabında görülmektedir :

” tanrıların katına çıkma isteği göğe ”merdivenle” çıkmak ile ifade ediliyordu.”

Sir. F. Petrie, Religious Lie In Ancient Egypt, 1924, Constable & Company Ltd.: London, pp. 208-209.

Diğer bir mısır bilimci I. E. S. Edwards da bu geleneğin sadece mısırda olmadığını yüksek yapılar vasıtasıyla tanrılara ulaşma isteğinin birçok mezopotamya uygarlığında görüldüğünü söylemiştir. Hz muhammed okuma yazma dahi bilmiyordu böyle bir bilgiyi nasıl öğrendi?

I. E. S. Edwards, The Pyramids Of Egypt, 1985, Viking, p. 302.

***

Gelelim Kur’an’ın direkt olarak müdahalede bulunduğu Hz Süleyman’ın kâfir olup olmadığı konusuna. Kur’an Bakara sûresinin 102. ayetinde Hz süleyman’ın iftiraya uğradığını belirtiyor. Bu iftiranın kaynağı ise Tevrat.

Tevrat’ın 1. krallar/11. bölümünde ve devamında Hz süleyman’ın kâfir olduğundan bahsediliyor.

3 Süleyman’ın kral kızlarından yedi yüz karısı ve üç yüz cariyesi vardı. Karıları onu yolundan saptırdılar. 4 Süleyman yaşlandıkça, karıları onu başka ilahların ardınca yürümek üzere saptırdılar. Böylece Süleyman bütün yüreğini Tanrısı RAB’be adayan babası Davut gibi yaşamadı. 5 Saydalılar’ın tanrıçası Aştoret’e ve Ammonlular’ın iğrenç ilahı Molek’e taptı. 6 Böylece RAB’bin gözünde kötü olanı yaptı, RAB’bin yolunda yürüyen babası Davut gibi tam anlamıyla RAB’bi izlemedi. 7 Yeruşalim’in doğusundaki tepede Moavlılar’ın iğrenç ilahı Kemoş’a ve Ammonlular’ın iğrenç ilahı Molek’e tapmak için bir yer yaptırdı. 8 İlahlarına buhur yakıp kurban kesen bütün yabancı karıları için de aynı şeyleri yaptı.

Ancak kuran bu iddiaya şöyle yanıt veriyor :

﴾102﴿

Onlar, Süleyman’ın hükümranlığı hakkında şeytanların uydurup söylediklerine uydular. Gerçek şu ki Süleyman kâfir olmadı, fakat şeytanlar kâfir oldular;

Kur’an tevrattan direkt kopyalama olsaydı hz Süleyman’ı Sâd sûresinin 40. ayetinde şöyle niteler miydi?

﴾40﴿

Kuşkusuz onun katımızda yüksek bir yakınlık derecesi ve güzel bir geleceği vardır.

Kuşkusuz Hz muhammed Tevrat’ı kopya edecek olsaydı Hz Süleyman’dan sapkın bir kral olarak bahsetmesi gerekecekti. Ancak böyle bir şey yapmak yerine bilgiyi tashih ediyor ve Tevrat’taki bilgiye karşı çıkıyor.

Bu yazımın ilk kısmı.


About the Author
Author

akrhn

Leave a reply

Name (required)

Website