Gelenekçi İslam’ın savunduğu en önemli konulardan biri de, peygamberin kendi inisiyatifini kullanarak, günlük yaşamdan olsun ya da dini konularla ilgili olsun, çeşitli yasaklar koyma yetkisi olduğudur. Peygamberin Allah tarafından indirilen ayetler dışında, kendi başına da kararlar verip bunları haramlaştırabileceği hatta Allah adına insanlara yasak dahi koyabileceğini düşünürler. Peygamberin helal veya haram koyma yetkisi olduğunu zannederler. Sanki Allah’ın (haşa) unuttuğu yerlerde
(daha&helliip;)
Kuran’da hepimizin dikkatini çeken konulardan biri de peygamberlerin ve kavimlerin ortak özelliklerinin ve farklılıklarının çok iyi şekilde birbirine karıştırılmasıdır. Bütün peygamberler erkektir, genelde aynı bölgeye gönderilmişlerdir. Allah’ın zulmüne uğrayan kavimlere kurtarıcı ve müjdeleyici olarak gönderilirler. İlk peygamberlik görevine başladıklarında onlara inanan olmaz, çoğuna büyücü, şair yakıştırmaları yapılır ki o devrine göre değişir. Örneğin Musa’nın zamanında büyücülük revaçta olduğundan Musa’ya büyücü
(daha&helliip;)
İnsanlar yaşadıkları hayatları boyunca karşılarına çıkan olanakları, fikirleri, etkinlikleri, sevdiklerini, hobilerini aklınıza ne gelirse her şeyi önem sıralarına koyarlar. Hayatlarını da buna göre programlarlar. İnsanların verdikleri her kararda bu önem sırası vardır. İnsan çok sevdiği birini daha az sevdiğine tercih edebilir, hatta o sevdiğini hayatının merkezi haline bile getirebilir. Artık onun için sevdiğinden daha önemli bir şey yoktur bu hayatta.
(daha&helliip;)
Allah Kuran’da her türlü günahı dilerse affedeceğini söylerken, affetmeyeceği tek günahın ona ortak koşulması olduğunu söyler. Bu yüzden bu konu belki de bizim hayatımızdaki en önemli konudur. Çünkü Allah korusun, böyle bir durum her insanın başına gelebilecek en büyük felakettir. Ortak koşmak demek, Allah’a birilerini eş tutmak, onun yanında başka tanrılar olduğunu söylemek, yaratıcının olmadığını savunmak, inançsızlık, puta tapmak, onun
(daha&helliip;)
Genel olarak bir deyim vardır ya; “ben onun anlayacağı dilden konuşurum” denir. Burada önemli olan, konuşulanların Türkçe, İngilizce yada başka bir dil olması değildir. Her insanın bir tarzı, karakteristik özelliği vardır, ona göre konuşulur. Genel olarak beklide her insanın anlayacağı veya bir şeyi yapması için onu ikna eden şeylerin başında tehdit veya korkutulmak gelir. Belki bazı şeyleri güzellikle de söylemekte
(daha&helliip;)
Allah’ın indirdiği son kitap Kuran’dır. Allah insanlara peygamberimiz aracılığıyla bu Kuran’ı indirmiştir. Allah’ın bizim nasıl yapmamızı istediği, neleri haram kıldığı, günahlar, Allah’ın öğütleri, ibadetler, cennet-cehennem kavramı Kuran’da okuduğumuz konulardan bazıları. Peki bu Kuran’ı okuyan kimler? Genelde inanan ve Allah’a iman edenler, belki az sayıda da olsa imansız veya ikiyüzlüler. İmansız veya ikiyüzlüler zaten bizim ilgi alanımız dışında olanlar. Bizler yani
(daha&helliip;)
Sonsuz güç sahibi olan Allah, içinde milyarlarca galaksi ile birlikte evreni bir anda yoktan var ederek yaratmıştır. İçinde bulunduğumuz Samanyolu, yaklaşık 300 milyar adet olan galaksilerden yalnızca bir tanesidir. Üzerinde yaşadığımız dünya ise Samanyolu galaksisi içinde çok ufak bir yer kaplar. Bunların hepsinin yaratıcısı olan Allah, elbetteki cenneti cehennemi de yaratmaya güç yetirecektir ve gelmiş geçmiş insanların tamamına hesap soracak,
(daha&helliip;)
ALLAH insanı zayıf olarak yaratmıştır. Bu sebepten dolayı insan yanılabilir, hata yapabilir, başarısızlık yaşayabilir. Böyle durumlarla karşılaştığında çoğu insanda moral bozukluğu, asabilik, özgüven kaybı olur. Bu da insanı daha da içinden çıkılmaz bir duruma doğru sürükler. İnsanların bu noktada göz ardı ettikleri çok önemli bir gerçek vardır. Başarıyı da, başarısızlığı da veren Allah’tır. İnsan kendisine benlik verdiği zaman içinde bulunduğu
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 15
- 16
- 17
- 18
- 19
- …
- 27
-