Ey Namaz Kıl Beni! Ey Oruç Tut Beni!

Varlığımıza ve insanlığımıza anlam kazandıran en önemli nitelik kulluğumuzdur. Allah’a, O’nun yüceliğine yaraşır kullar olarak ibadet etmemiz ise teslimiyetimizin bir ifadesidir. İbadetler ancak hakkıyla yerine getirildiklerinde amacına uygun olarak gerçekleşmiş olacaktır. Yoksa yapılan ibadetleri bir nevi alışkanlık ya da yerine getirilmesi gereken bir vazife yahut da aradan çıkartılması gereken bir iş gibi düşünmek ve bu şekilde sınırlamak ibadetlerden alınacak faydayı da sınırlayacaktır. Ayetlerin ifadesiyle ibadetler insanı kötülüklerden alıkoyacak, Allah’ın ve dünya hayatı gerçeğinin hatırlanmasına vesile olacak ve hem dünya hem de ahiret açısından türlü faydalar sağlayacaktır. Bu yararlardan en verimli şekilde faydalanmak için yaptığımız ibadetleri ne için yaptığımızın farkında olmamız gerekir.


Pek çok insanın kıldığı namazı düşünelim. Acaba gerçekten hakkıyla yerine getirilebiliyor mu? Çoğu zaman bir şeylere yetişmek için süratle kılınan namazlar, namaz kılınması emrini yerine getirmekten başka kul açısından ne işe yarıyor acaba. Namaz boyunca dikkatin toplanamamasından dolayı düşünülen türlü şeylerde cabası. Yani biz namazı yerine gelsin diye mi kılıyoruz yoksa Allah’ı anmak ve okuduğumuz ayetlerdeki gerçeklerin farkına varmak için mi? Şayet namazı kılmaya başlamadan öncemizle kıldıktan sonramız arasında değişen herhangi bir şey yoksa yapılan bu ibadetimizde bir sorun var demektir. Gerekli gereksiz pek çok iş için ayırdığımız saatlerimiz günlerimiz yanında namaz kılmak için ayırdığımız dakikalar bunca sınırlıyken en azından bu anları en verimli ve dikkatli bir biçimde yerine getirmemiz daha doğru olacaktır. Yani biz namazı değil belki bir manada namaz bizi kılmalı ve emrediliş amacına uygun olarak yaşantımızda olumlu yönde değişiklikler yapmalıdır.

Ramazan ayı pek çok insanın din gerçeğini hatırlamasına ve bir ay ile sınırlıda olsa da genellikle diğer on bir ayda yapılan türlü hatalardan uzak durulmasına vesile olan bir aydır. Ancak oruç gibi çok anlamlı ve güzel bir ibadeti aç ve susuz kalmaktan ibaret görmek ve oruç tutulan saatlerde gerek davranışlarımızda gerek konuşmalarımızda gerekse yaptığımız işlerde yeterince titiz olmamak ve üstelik normal zamankinden daha hırçın ve asabi haller sergilemek orucun neden tutulduğunun unutulduğu bir manzara doğurmaktadır. Zaten oruçluyum kan beynimde, burnumdan soluyorum, sigara krizine girdim çok fenayım ya da açlık başıma vurdu şeklinde söylenmelerle gün boyu dengesiz davranışlar sergileyen insanlara şahit olmuşsunuzdur. Oysaki oruçlu olunan zamanlar insanın pek çok gerçeğin farkına varmasına ve sahip olduğu nimet ve imkânların kıymetini anlamasına vesile olacak değerler taşımaktadır. Orucu da diğer ibadetlerde olduğu gibi sadece yerine getirilmesi gibi sığ bir anlayışla değil hakkıyla tutmak yani bir manada orucu değil kendimizi tutmak gerekir. Allah bizleri emirlerini en hayırlı şekilde yerine getiren kullarından eylesin.

Yazar : Emre

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website